Fakirleştiriliyoruz
Hayat pahalılığı, enflasyon derken birileri varlıklarına varlık katıyor. Para parayı çeker sözünü haklı çıkarırcasına zenginler zenginleşirken, fakirler daha da fakirleşiyor. Sanıyoruz ki birileri veya sistem insanların bir kısmını zenginleştirmekle meşgul. Hayır.
Sistem ve birileri zenginleşmeye veya birilerini zenginleştirmeye çalışmıyor; birilerini, toplumları, devletleri fakirleştirmeye çalışıyor. Arada dağlar kadar fark var.
Dünyayı yöneten süper güçler dediğimiz şey on beş kadar aile. Bu ailelerin mal varlığı dünyada dolaşan paranın % 60’ndan fazla. Kurdukları kapitalist sistemle sömürdüler, çaldılar, biriktirdiler. Lakin şu an çalacak para da kalmadı, çaldıkları halde insanları diz çökmeye zorlayamadılar. Çünkü sistemde kara para var, kayıt dışı para var ve şimdi kara paraya, kayıt dışı ekonomilere savaş açmış durumdalar. Bu arada fakirleştirme gayretlerinden de geri durmuyorlar elbette.
Zengin bu aileler hemen her şeye sahip ama buna rağmen sokaktaki insanlar sahip oldukları imkan ve mini servetlerle hala tatil yapabiliyor, araba alabiliyor, iş kurabiliyor. İşte bunu istemiyorlar. O yastık altındakilere bu yüzden göz dikiyorlar, kara para trafiğine bu yüzden düşmanlar.
Çünkü fakirleştirirlerse halklar diz çökecek, dilenci durumuna düşecek ve söz dinleyecek!
Tam bağımsızlık sevdalıları ilk hedefte. Küresel nizama baş kaldıranlar da.
Avrupa ülkelerinin lokomotifleri bile öylesine bir kıskaçta ki Almanya dahi küresel servet sahiplerine borçlarını ödeyemedi ve fabrikalarını devretmek zorunda kaldı. Varın siz diğer ülkelerin halini düşünün.
Fakir devletlerin durumu fakir halklardan da beter. Çünkü siyasi, askeri arenada devletler tavize mecbur bırakılıyor. Zamanın kapitülasyonları çok masum kalıyor bu kirli tuzaklara göre. Rejimin değiştirilmesini, ayaklanmaları, eğitimin kendilerince belirlenmesini, doktorların başka ülkelere gitmesini, devasa göçleri öngörüyor ve kumpasla, tehditle kabul ettiriyorlar. Gariban ülkeler en mağdur olanlar. Suriye örneği gibi, Ortadoğu ve Uzakdoğu gibi.
Halklar fakirleştirilmeden diz çökmeyecek biliyorlar. Provasını Covid masalları sırasında yaptılar. Devletler de fakirleştirilmeden yanlarında yer almayacak. Bunu da biliyorlar. Yani hedef ve gayeleri zenginleşmek değil, fakirleştirmek.
Çünkü fakirleştirilenler;
Ahlaktan tavizler verir, iş üretemez, eğitimi terk eder, yasadışı yollara müracat eder, namus ve erdem gibi faziletler kaybedilir….
Bu yüzden fakirleştiriliyoruz.
benden demesi.
Fakirleşince… insan sınırların haksızlık olduğunu düşünüp, yıkmak ister. Ahlaki bariyerleri kendisine konmuş yasaklar kabul edip, yeşil vadilere (lüks hayatlara) uzanmak için yıkıp geçmek ister. Düşünceler objektif olmaktan uzaklaşır, kalp susar, nefis konuşmaya başlar. Yıkım anı da asıl o zaman devreye girer.