Bilmemek mazeret olabilir mi ? Bu yazı muhtemelen bir sonraki kitabımın da adını taşıyor. Lakin çok kısa bir özet şeklinde olacak. Henüz tasarlamadım yani. Yaşadıklarım bana cehaletin nasıl yenilmez bir güç olduğunu gösteriyor. İlelebet de ortadan kalkmayacak. Çünkü bazıları aklı kendi nefsi emrine vermiş vaziyette. Yani aptal değiller ama kendilerini kurnaz zannediyorlar. Kötülük yaptıklarında dahi…
Sinsiliği ruhuna işlemiş insanlar ; Entrikacılar
Sinsiliği ruhuna işlemiş insanlar ; ENTRİKACILAR Entrika arkadan çevrilen dolap manasına geliyor. Yani hile, tuzak, adil olmayan kazanım. Entrikacı diye de ruhuna sinsilik bulaşmış insanlara diyoruz. Entrikacılar sinsi olduğu için biz onları dost sanır ve yakın çemberlerimize dahil ederiz. Bu yüzden entrikayı bekliyorsak evvela yakınımıza bakmak gerekir. Dost görünümlü bu insanlar içten pazarlıklıdır ve değişik…
Ne kadar ileri gidebilirsiniz ?
Ne kadar ileri gidebilirsiniz ? Bu soruyu kendinize içinizden elbet bir gün soracaksınız yahut yapacaksınız düşünmeden; ne kadar ileri gidebilirim? Aşkta, işte, hayatın her kademesinde…. ne zaman bilinmez ama elbet bir gün olacak bu. Canınızı fena yakan birinden nasıl intikam alacaksınız? Parasızlık canınıza tak ettiğinde hırsızlık yapacak mısınız mesela? En temiz duygularınızı hatta can ve…
Kirli çamaşırlar
Kirli çamaşırlar Resimdeki bayan gayet mutlu ve gururlu. Çamaşırları temiz ve iz kalmamış kirli hallerinden. Yeni makineler ve deterjanlar zaten aksine pek imkan vermiyor. Ama bu yazımızın konusu kıyafetler ve mobilya kumaşları değil elbette. İnsan hataları, kabahatları, günahları, suçları, yanlışları….. Yani ömür boyu valizinde taşımak zorunda olduğu kirli çamaşırları. Bilinen veya bilinmeyen, cezası çekilmiş yahut…
Her güzel şeyin daha fazlası mümkün
Her güzel şeyin daha fazlası mümkün Bazen elimizden geleni yaptığımızı, doğru davrandığımızı, güzel bir şey başardığımızı düşünürüz. Ya da birine fenalığımız dokunduğunu, yanlış yaptığımızı. Sevinir, gururlanır, kabarır yahut ezilir, büzülürüz. Ama hiç biri ne son, ne başlangıç. Her şeyin daha güzeli ve daha beteri var acılarımızın. Mesela birisine yardım yapıyoruz. Makul bir miktar. Seviniyoruz, vicdanımız…
Toprakla uğraşandan hain çıkmaz
Toprakla uğraşandan hain çıkmaz Toprak ve hain birbirine ters iki kavram. Her yönden. Teki yaratıcı, doyurucu, besleyici, verici…. diğeri kan emici, sırttan bıçaklayıcı, muhtaç ettirici…. İlki tarım elbette kast ettiğim. Her seviyede, her çapta, üretmek, yetiştirmek, hasat etmek…. Toprakla boğuşarak adeta, sabırla çalışarak, alın teri dökerek, bilimle dost olarak, yaratılışın sırrına hakim olarak, Yaratan’a şükrederek….
Çay mı kahve mi ?
Çay mı kahve mi ? Çay asırlardır dünya sıcak içeceklerinin şampiyonu. tarihsel olarak kahveden çok daha eski ve faydaları da bir o kadar fazla. Bazılarımız çayı tercih ederken, bazılarımız kahveden yana oy kullanıyor. Bu gayet normal. Çünkü zevk meselesi bu ve zevkler tartışmaya kapalıdır. Ben burada taraf tutacak yahut birini överken diğerini yere batıracak değilim….
Bir kadının hayat serüveni ve annelik mertebesi
Bir kadının hayat serüveni ve annelik mertebesi Bir kadın hayatı boyunca pek çok mertebeden geçer. Erkeklerden farklı olarak yumuşak, şefkatli ve bir o kadar da duygusaldırlar. Serüvenleri onları nereye sürüklerse sürüklesin mizaç ve bakış açıları pek değişmez. Bazı kıskançlık ve kaprisleri olsa da bir tohumun dev çınara dönüşmesi gibi kadınlar da bebeklikten anneanneliğe giden yolda…
Ne kadar kazandığınız değil ne kadar harcadığınız önemli !
Ne kadar kazandığınız değil ne kadar harcadığınız önemli ! Dertliyiz en büyük aşkımız paradan yana…. Ne yaparsak yapalım yetmiyor. Hep daha çok kazanmak, zengin olmak, daha üst sınıfta yolculuk yapmak, daha dertsiz yaşamak istiyoruz. Yani paraya aşığız ve yetiremiyoruz arzu ettiğimiz hayatları yaşamak için. Sağlıktan eğitime her alanda para önemli bir etken. lakin mutsuzluğumuzun sorumlusu…
İnsanı gerçekler değil saklılar ve yalanlar yıkar
İnsanı gerçekler değil saklılar ve yalanlar yıkar Bazen düşüyoruz…. yerlerde sürünüyoruz hatta. Toparlanmalarımız da uzun zaman alıyor. Gerçeklere bahane buluyoruz ama aslında bizi yere düşürenler genelde yalanlar, saklılar, ihanetler….. Gerçekler karşısında çaresizliğimiz bize kabullenme mecburiyetini veriyor. Kısa zamanda üstesinden gelebiliyoruz düşmelerimizin. Çünkü başka şansımız da yok. Çare bulamasak, terk ediyoruz o şeyi ve hayatımız devam…