Yurdum insanı
Malesef internette bu başlıkla arama yapınca saf ve komik görüntüler çıkıyor. Alay eder gibi, küçümser gibi, yokluğa bulunmuş çareleri görmezden gelerek…. pratik kısa vadeli çözümleri hafife alarak.
Tamam gerçekten bazı saçma işlemlerde var görüntülere yansıyan ama özellikle yoksul halkın, köylülerin, göçmenlerin durumlarıyla bu şekilde alay edilmesine razı değilim.
Çünkü Türk insanı zekidir, çalışkandır ve birlik içerisinde güçlükleri yenmesini hep bilmiştir.
Yoksulluğu kader değildir ama yaşamaktadır, eğitimsiz, yolsuz bırakılması kader değildir ama durum budur. Bunların suçlusu da kendileri değildir, ihmal eden yöneticilerdir.
Aksine….
Yurdum insanı helale aşıktır…. bundan bahsetmezler mesela…. küçümsemekle meşgul olduklarından…
Çalışmayı, vazifesini yapmayı sever mesela insanımız, devletine, kanuna saygılıdır, mahkemeye gitmekten bile korkar…
Adaletsizlik yapmaz mesela, şiddetten kaçar olabildiğince, zulmetmez tabiata, ısınmak hariç dal-ağaç kesmez, kendi azığını kendisi pişirmeye çalışır, güzel giyinmez belki ama yöresel ve coğrafyaya uygun giyinir…
Eğitimin önemini bilir mesela yurdum insanı. Kilometrelerce öteye babalar sırtında taşır çocukları okusun diye karlı yollarda. Okuyup adam olmak derdindedir, cehaletten çok çektiği için asırlarca…
Atatürk’e ve vatana aşıktır, dinine inançla sarılır Yurdum insanı . Bunlardan bahsetmezler kasıtlı olarak.
Komşusunun tavuğunda gözü yoktur, yan evin penceresinden içeri bakmaz perdeler açık olsa bile, yolda bulduğu parayı kenara koyar da ellemez….
Kaybolmuş çocuk görse tutar elinden karakola götürür polise, ailesi bulunsun diye.
Sigara içer, alkol alır, kahvede pişpirik oynar ama kumara düşkün değildir insanım.
Yurdum insanı karla tıkalı yollarla, taşan derelerle uğraşır, lanet etmez devletine…. boyun eğer kaderine, mazlumdur ama mütevazidir.
Kız istemeleri, düğünleri, asker uğurlamaları harikadır mesela… İmece usulü vardır, köylünün birbiriyle yardımlaştığı….
Turiste, yabancılara karşı saygılıdır, misafirperverdir yurdum insanı…
Altını sever, takar, yatırım olarak saklar yastık altında.
Bulguru, tarhanayı, yaprağı, zeytini, zeytinyağını vs. kendisi yapar…. kış gelmeden, biber kurutur, domatesten salçalar yapar oğlana da göndermek için İstanbul’a.
Motordur adı motorlu tüm taşıtların… traktöründe, motosikletin de. Arabadır adı otomobilin de, otobüsün de.
Uçaktan korkar, pek fazla binmemiştir… büyük şehrin azametinden korkar alışmıştır tenhalığa… yüksek binaları almaz aklı bunca boş arazi varken…. sığamaz iki oda dairelere…
Elde yıkar bazen çamaşırları, ipe serer kuruturken… beyazlığı nispet olsun komşulara diye…
Komşudan ister aniden misafir bastırırsa ve evde kahve kalmadıysa…
Akşam yemeğini sabahtan hazırlar yurdum insanı… misafir gelirse diye fazlasıyla yapar… bayat ekmeği atmaz çöpe, değerlendirir bir şekilde…
Çay eksik olmaz yanan sobanın üzerinde… daima vardır bir bardak çay.
Erken kalkar, erken yatar yurdum insanı… gecelemez sabahlara kadar olmaz işler için…. Tarlaya koyulur erkenden güneş yakmadan enseleri döner evine…
Atı, eşeği, kuzusu, tavuğu vardır bahçesinde, sarı öküzü işini gören… Traktörün aparatları durur bahçenin göz alan bir yerinde takmaya hazır.
şalvar giyer, pazen giyer, allı kınagecesi kıyafeti giyer yurdum insanı… çizgili pijamayla uyur erkekler, pazen uzun gecelik giyer hanımlar rahat uyusunlar, terlemesinler diye.
Telefon telleri eğiktir oralarda, direkler yamuk, ağaçtan….
Oğlan evlenirken başlık parası olsun diye doğunca kavaklar dikilir bahçelere… kızların çeyizi erkenden hazırlanır….
bayramlarda akın eder cemaat camilere, kol kola, küskünler barıştırılır…
Parası olmayana köylü toplanır yardım eder, muhtarın önderliğinde…
Doktorlar, öğretmenler, savcılar, jandarmalar devlettir orada.
Mevlütler okunur, gelinlere, kuzulara, Mehmetçiklere kınalar yakılır yurdum insanının evlerinde…
Askerden dönmeden adam değildir erkekler, kız bile vermezler oralarda…
Yurdum sadece İstanbul değil karman çorman…. yozlaşmış, tanınmaz hale gelmiş…. Yurdum asıl Anadolu…. İnsanım bozulmamış Anadolu insanı… mert, cesur, kahraman, çalışkan, vatana aşık, devletine saygılı….
Diziler, reklamlar, maçlar, yalanlar, dev AVM’ler yok orda…. beyni yıkanamıyor insanımın kirli dizilerle, magazin haberleriyle, yalan ajanslarla…
Kimin eli kimin cebinde biliniyor oralarda, kim delikanlı kim kaypak herkes biliyor…
Üretmeyene kötü gözle bakılıyor orada, çalışmayana…. boş oturana…
Orada hayırsızı da var elbet, tefecisi, kazıklayanı, namussuzu, hırsızı, döneği…. ama az.
Dereler pırıl pırıl orada…. göller berrak.
Havası mis gibi temiz yurdum insanı gibi.
Yağmur bile bir başka yağıyor oralarda…
Oralar yurdum insanının memleketi…. değişmemiş, özünü korumuş, teslim olmamış betona, ranta.
O yüzden yurdum insanıyla alay etmek yerine alkışlamak gerek…. onlar olmazsa çünkü açız, köklerimizden kopmuşuz demektir.
Yurdum insanı cevherdir işlemesini bilene, en değerli elmastır o temiz yürekler, o parçalanmış soğuktan, çatlamış eller yurdun annelerinin elleridir hayvan sağan, ot yığan. O dedeler, babalardır askere kahramanları gönderen…
Bence Yurdum insanı asıl onlardır… biz değiliz! Çünkü kültüre, mirasa, vatana asıl onlar sahip çıkıyor biz değil!