Yerli ve Milli olabilmek
Yerli ve milli olma iddiası özellikle siyasilerin diline pelesenk olmuş vaziyette. Özellikle muhafazakar kesim dilinden düşürmüyor bu sıfatları. Halkımızın geneli de yerli ve milli olmaktan, Türk ve Müslüman olmaktan bahsediyor gururla. Yerli malları almaya, yerli arabalara binmeye çalışıyoruz Ulusça. Ama yerli ve milli miyiz gerçekten?
Yerli malları haftalarımız vardı eskiden… fasulyeden pirince, nohuttan mercimeğe. ne oldu? Neredeyse tamamı ithal ediliyor şimdilerde dünyanın öbür ucundan….
Etimiz, kıymamız, sucuğumuz yerliydi. Şimdi canlı cansız et alıyoruz dışarıdan…
Uçaklar, arabalar, makineler, elektrikli aletler, plastikler, süsler, avizeler hep ithal, çoklukla da Çin malı… Made in PRC.
Silah sanayinde, yol ve köprü inşaatlarında biraz kıpırdanma olsa da barajlarımız, nükleer santrallerimiz, limanlarımız, gemilerimiz yabancı olmasa da yabancılara bağımlı.
Dev yabancı şirketlere satılan pek çok fabrika var, köprü var, arazi var, tarım alanı var… spor müsabakaları bile var.
Yerli ve milli kalabildik mi şimdi, bu şekilde?
Atatürk’ün tamamlayıcı ilkeleri arasında önemli yer tutan tam bağımsızlık hedefinden her geçen gün uzaklaşıyoruz. Yerli tarım, ziraat ve sanayi çok gerilerde kaldı. Devlet köhneleşti, demodeleşti, neredeyse stabil halde demir attı 30 yıl öncesine.
İnşaat ve tekstil hariç, buna silah sanayi de eklenebilir, diğer tüm alanlarda yerimizi koruyamadık dünya pazarlarında, marka olamadık bir türlü kişisel veya marka bazlı bir kaç girişim dışında.
Yerli sinemamız öldü neredeyse…. dizilerin senaryoları bile yurt dışından ithal.
Yerli halkımız dahi neredeyse % 5 karıştı yerli olmayanlarla… demoğrafik yapımız değişti.
Yerli ve milli demek bu değil bence. Yerli olmak bu yurtta yaşamak ve ölmek. Bu yurdun sevgilerine, sevinçlerine, acılarına, dertlerine ortak olmak. Yerli olmak mal demek, üretim demek, sanayi demek yurt insanının alın teriyle üretilmiş, üzerinde made in Türkiye yazan.
Yerli olmak yerli halkla kaynaşmak, halktan biri olmak, halkın dertlerini dinlemek, halkı sevmek, ihtiyaçlarına kulak vermek, refahı ve güveni yükseltmek…
Yerli olmak fasulyeden tırpana, jeneratörden traktöre, uçaktan arabaya üretmek, yurda fabrika kurmak, ithal etmemek, yerel kaynaklardan elde etmek demek, madenleri satmamak, işletmek demek.
Ormanları korumak, geliştirmek, gölleri temiz tutmak, denizleri balıkla doldurmak, yer altı kaynaklarını öz kaynaklarla işletmek, yurdum insanının beceri ve emeğini yansıtmak, beyin göçünü engellemek demek….
Milli olmak, Türk olmak, mert olmak, insan olmak, saygın bir vatandaş olmak demek. Eğitimden sanata, spordan siyasete, tarihten bilime milli olmak demek.
Milli olmak; milliyetçi olmak demek, milleti sevmek demek, milletin hassasiyetlerine saygı duymak, tarihe sahip çıkmak, Ulusu yaşatmaya ve yüceltmeye çalışmak demek, Türkleştirmek, Türkiye’yi kalkındırmak, Türkçeyi korumak demek…
Yerli ve ve milli olabilmek kolay değil. Türk’ü, İslam’ı sevmek, doğrusunu öğrenmek, düzgün yaşayabilmek demek özgürce, tarafsız, hakkaniyetli ve adaletlice.
Yerli ve milli olmak ezan okunurken susmak demek… İstiklal marşı okunurken durmak, saygı duruşunda beklemek demek… Teşkillerin başındaki T.C. ibarelerini kaldırmamak, andımızı okutmak okullarda, milli bayramları doyasıya kutlamak demek…
Araplaşmadan, Batılılaşmadan, esir olmadan, borçlanmadan, saygınlık ve haysiyeti ezdirmeden….
Şerefli dış politika demek yerli ve milli olmak…
Yurdum insanına ucuz ev, yol, tarla, kredi demek…
Köylere değin ulaşan yollar, elektrik telleri demek, kardan yolu kapanmayan mezralar demek.
Yerli ve milli olmak milli geliri yükseltmek, hazineyi doldurmak, refahı yüceltmek, asayişi sağlamak, siyasi kısır kavgaları bitirmek, bütünleştirmek, kutuplaştırmamak, mezheplere, memleketlere, lehçelere göre sınıflar yaratmamak, zengin zümreleri kayırmamak, seçkinler sınıfı yaratmadan eşitlik ve demokrasiyi sağlamak, barajlar yapmaktır.
Yerli ve milli demek; Atatürk Cumhuriyeti’nin gereğini yapmak, İslam’ın nadide temizliğine leke bulaştırmamak, laik, sosyal, hukuk devleti olan Cumhuriyet’e söz getirmemek, çalışmak, üretmek, saygın ve aydın olmak demek.
Yerli ve milli olabilmek zor…. sözle geçiştirilecek bir şey hiç değil. Her fert, her toplum, her şirket, kurum için bu böyle.
Yoksa lafla peynir gemisi yürümez. Yürüse de seyahati ilk fareye rast gelene kadardır.
Göstermelik yerli ve milli duruşlar ise en çok millete, Türklüğe ve İslam’a zarar verir.
Çünkü düşmanın bile mert olanı makbuldür.
Bu sebeple yurda, vatana, dine, geleneklere, hakkaniyet ve adalete saygılı, Atatürk dostlarıdır gerçek yerli ve milliler. Türk bayrağı görünce gözü sulanan, İstiklal marşından tüyleri diken diken olanlardır. Tam bağımsızlık için, yurdu için, halkı için fedakarca çalışanlardır. Üreten köylü, fedakar çalışanlar, vergiden KAÇINMAYAN insanlar, madenlerde kömür çıkarmaya çabalayan işçilerdir…. Okumuşlar, askerler, sanayiciler, çiftçiler, hayvancılar, sütçüler, fasulyeciler, mercimekçilerdir.
Sporda başarıdan başarıya koşan voleybolcu kızlarımızdır, yüzücülerimizdir, güreşçilerimizdir…
Yerli ve milli olan; kendisini Türk hisseden, NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYEBİLENLERDİR.
Bence.