Yeni yılı fırsata çevirmek
Yeni yıla bir kaç gün kaldı… hatta sayılı saatler. Koca bir yılı daha geride bırakıyoruz. Dilerim yeni sene , eskisinden çok daha güzel, sağlıklı, mutlu ve başarılı geçer.
Her birimiz yeni yıl ve yılbaşı için planlar yapıyoruz kendi çapımızda. Davetler, kıyafetler, kuaförler, yemek organizasyonları, hediyeler vs… tatlı bir heyecan var içimizde. Umutluyuz yarınlar daha güzel olacak diye… daha şanslı, daha mutlu olmayı hayal ediyoruz yeni yılda.
İstiyor ve diliyoruz da… bunun için bir şeyler yapıyor muyuz? Yani yeni yılda daha mutlu ve başarılı olmak için ne yapıyoruz hayal etmekten başka?
Bence yeni yıl bazı şeyleri değiştirmek için fırsattır. Her günümüz aynıdır ama kilometre taşı olan özel günler daha bir anlamlıdır bir şeyleri değiştirme fikirleri için.
Sigarayı bırakmak, küs olduklarımızla barışmak, kendimizi düzeltmek, iş değiştirmek vs. kararlar almak için müstesna günlerden biri yılbaşı ve bence anlamı da burada.
Yeni yılı fırsata çevirmek ile kast ettiğim de bu. Geçen yılın, geçmiş tüm yılların muhasebesini yapmak ve bundan sonra uygulanmak üzere bazı kararlar almak. Bir dönüm noktası, bir kilometre taşı oluşturmak, bir milat.
Bu gayet kolay yapılabilir, anlamlı da olur.
Muhasebe önemli bunun için. Evvela durum tespiti yapmalı ki insan, hata ve kusurlarını, iyi ve kötü yanlarını ortaya koyabilsin. Koysun ki değişmesi gereken parçaları bulabilsin hayatındaki.
İnsanlar mesela, uzaklaştırılması gereken kişiler….. Fanatiklikler mesela gereksiz…. israflar yahut manasız işler için yapılan… kötü alışkanlıklar… mekanlar, faydasız işler…. bencil huylar, düşüncesiz hareketler, kırgınlık ve pişmanlıklar…. tek tek ortaya konmalı. Bunun adı öz eleştiri zaten.
Kolay değil bulup çıkarmak çünkü bazıları çok gizli, çok köklü, çok ısrarcı…. ama tespitimiz ne kadar doğru olursa, yani teşhis ne kadar başarılı olursa tedavi de o derece mümkün olacak.
Hani hayata yeniden başlamak yahut ikinci şans diyoruz ya…. hiç bir şeyi değiştirmeden hayatınızda değişim bekleyemezsiniz.
Einstein ne demişti; hiç bir şeyi değiştirmeden farklı sonuç beklemek aptallara mahsustur. Tamamen doğru. Değişmek istiyorsak bir şeyleri mutlaka değiştirmeliyiz.
Yanlış, kötü, çirkin, anlamsız, gereksiz, faydasız… ne varsa.
Yeni yıla girerken bence tam zamanı bu yolların.
Bizler Noel babanın olmadığını bilecek yaştayız…. Şükran günü de kutlamıyoruz…. yeni yıl ise bir dakikalık geçiş süreci. lakin yılbaşının anlamı çok daha farklı ve değişimi, başka döngüye girişi, yeni bir yıla girmeyi ifade ediyor. Değişimi ve değişiklikleri de hak ediyor bence. Yoksa maksat kızarmış tavuk yemek değil. İçimizdeki yeni yıl heyecanı da zaten bu yüzden.
Ama dedim ya bir şeyleri değiştirmek için şapkayı önümüze koyup düşünmek gerek… sahilde çay içerken, yahut gece yıldızlara bakarken…
Yanlışları bulmak meziyettir. Kolay değildir… ama bulunmak zorundadır. Değiştirilebilir veya değiştirilemez ama tarafsız ve acımasız bir şekilde insan kendisini duygusal yönden check-up edebilmeli. Sonrası cesaret, imkan ve zaman meselesi.
Yeni yıla girerken hani temennilerimiz olur dostlarımız için… sağlık, mutluluk filan.
bence cesaret ve kararlılık ta olmalı o temennilerin arasında değişmek için…. zararlı haşerelerden kurtulmak için, yanlışlardan dönmek için, yeniden bazı şeylere başlayabilmek için…. yeni yılı fırsata çevirmek için.
Bir sonraki yeni yıl gelene kadar insan kendisine bir rota çizmeli. Rüzgarlarla sürüklenmek yerine, başkalarının nefesleriyle ilerlemek yerine insan hakim rüzgarları bulmalı, doğru pusulalarla, güzele seyahat etmeli umut ve sevgiler için.
Yeni yılda hayatımızda maddi şeyler çok fazla değişmeyecek ama duygusal dünyamızı değiştirmek mümkün ve daha kolay. Maaş zammından çok daha fazla düşünülecek şey var bu anlamda. Bahara gelmeden daha bazı adımlar atılmalı, değişim ilk aydan itibaren görülmeye başlamalı bence.
Kitap yazmak gibi, tenis öğrenmek gibi bazı şeylere başlamak için de bir fırsat yeni yıl.
Yeni yıl sıradan olmasın istiyorsak… bir sonraki yeni yıla girerken aynı yerde yerimizde saymak istemiyorsak, tekamül ve sinerji istiyrosak değişmek zorundayız…
Hayaller ve umutlar gayretimize bağlı… Oturup süpangle yiyerek beklersek hayat bize en fazla iki kilo şeker ve puding getirir….
Ama olumlu anlamda arınır, çalışır, ideal ve hayaller uğruna ter dökersek… göreceksiniz pek çok şey yavaş da olsa değişmeye başlayacak ve daha fazla hissedeceğiz insan olduğumuzu ve mutluluğu. Hem kendimiz, hem ailemiz hem toplumumuz için.
Çünkü mutsuz ve umutsuzuz. Değişsin istiyorsak bu durum…. önce kendimiz değişmeliyiz. Gerisi kolay.
bence.