Yasak elma
Yasak elma, dinen, cennetten kovulmamıza sebep şeytan kandırmacasıdır. Çeşidini, miktarını bilemiyoruz hatta ilk önce kimin ısırık aldığını (çoğu kaynak önce Adem Peygamberin eşinin ısırdığını söyler) ama sonuçta ortada büyük bir yasak vardı ve o yasak cennetlerin tek yasağıydı ve çiğnendi. Hem de amansız düşmanımız olması gereken şeytanın (İblis’in) kandırmasıyla.
Orada her şey varken, korku ve endişe ve açlık yokken insan daha fazlasını istemiş, nefsine yenilmiş, kanmış ve aldanmış vaziyette yasağa yönelmişti. Oysa o yasak olan tek şeydi.
O yasak şeytana kanmama yasağıydı, nefse hakim olma yasağıydı, aldanmama, Allah’a güvenmekten vazgeçmeme yasağıydı. Yani imandan dönmeme yasağıydı. Cennetde kalmanın tek şartı buydu.
İlk insan ve eşi o yasağı çiğnediği, aldandığı içindi ki bizler dünya sınavına mecbur kaldık. Kandıran İblis’le beraber, İblis’e kanan kötü cinler le beraber, ilk insanlar da cennetten çıkarıldı, tevbeleri kabul olsa da dünya sınavına yani cenneti hak ettiklerine dair rüştlerini ispatlamak sınavına mecbur kaldılar. Bizler de bu yüzden dünyadayız, yaşıyoruz ve sınav oluyoruz.
Dünya sınavında da yasak elmamız değişmedi. Şeytana kanmama, nefse yenilmeme, kötülüğe meyletmeme, inanmaktan caymama.
Allah bu yüzden sayısız nimet verdi, kabiliyet bağışladı, bolluk ve bereket ihsan etti, evreni, mahlukatı emrimize verdi, pek çok şeyden (her şeyden değil) üstün kıldı.
Lakin yine Allah sınavın bir gereği olarak İblis’e süre, imkan, ruhsat hatta taktik verdi. Dört yandan (sağ, sol, ön, arka) yanaşmasına, yaya ve atlılarla saldırmasına, ordularıyla birlikte tuzaklar kurmasına müsade etti. Ama dedi ki insana da; kim ki şeytanla dost olur, onun cennetlerden nasibi yoktur.
İnsan başlarda bu tuzaklardan çok haberdar değildi çünkü kötülük ve fesat bilmiyordu. Oysa İblis insandan önceki önem ve değerini (!) insanın yaratılışından ve içine Allah’ın ruhundan üflenmesinden itibaren insana diş bilemekteydi. Nitekim insanın güvenilmezliğini iddia ederek, kandıracağına yemin etti. Doğalı değiştireceğine, imandan döndüreceğine, doğru yolun üzerine oturacağına yemin etti. (Bakınız A’raf suresi)
Nihayet insan (lar) yeryüzüne indirildi ve yaşam bu cennet gezegende başladı. Başka yerde, başka biçimde yaşam bu nedenle yoktur, olamaz da. (Bu başka yaşam modüllerinin sahipleri malesef şeytan taraftarlarıdır, bahsedilen gerçek safahatı sulandırmak niyetindekilerdir)
İnsan hazırlıksız olmayı sürdürünce İblis Adem Peygamberin oğlu Kabil’le başladı işine hiç vakit kaybetmeden ve diğer oğul olan Habil’i öldürttü kıskançlıkla. Bu tarihin ilk cinayetiydi aynı zamanda. Sonra bir yenisi, bir diğer yenisi derken asırlar boyu insan şeytana kanmaya, vesveselerine aldanmaya, daha fazlasını istemeye, doğrudan ziyade kolaya kaçmaya heveslendi. Aldandı, aldandık…
Sayısız kez yasak elmayı yedik yedik yedik. Oysa o yasak elmayı yiyenlerin ahirette nasibi yoktu, olmayacaktı. Cenneti hak etmediğimiz için de cehennemi bu dünyada yaşar hale geldik, getirildik. Ve bunda Allah’ın suçu asla yok. Tüm kötülükler insan mahsülü çünkü insan; zalim, cahil, nankör ve aceleci.
Dolayısıyla yasak elmayı yemekten vazgeçmeden de düzelemeyeceğiz, Allah’ın yardımını umamayacağız. Çünkü Allah sadece kendisinden bekleyenlere yardım eder. Oysa biz paradan, kişilerden medet umar haldeyiz ve rızkı, nimeti, şifayı hak etmesek de başkalarından beklemekteyiz hala. Üç kuruş para için ruhumuzu şeytana satıyoruz korkmadan. Hem de şeytanın vesvesesine kanıp Allah’ı cimrilikle suçlayarak. Oysa Allah çok cömert. Cimri ve haksız olan, adaletsiz olan bizleriz, kurduğumuz düzenler…
O halde şimdi yasak elma bahsini yeniden hatırlayalım ve yaşadığımız müddetçe o yasağa uymak azmimizi pekiştirelim. Sade, namuslu, adaletli, haklı, ahlaklı bir yaşamı tercih ettiğimiz müddetçe işlerimiz düzelecek, hayat güzelleşecek, kötüler ışıksız kalacak. İnşallah cennetleri de hak edeceğiz.
Yoksa cennetler iki rekat namazla, zekatla, hac ibadetiyle kazanılmaz. Cennetten neden kovulduysak… şimdi cennetlere geri dönememe sebebimiz de aynı. Şeytandan uzak durmadıkça, nefsi terbiye etmedikçe o cennetler hayal olarak kalacak.
Üzücü haber ise şu; cehennemler ağzına dek dolacak, hem de sonraki, nesillerden ama cennetler tenha kalacak. cehennemin dolması Allah’ın ahdi. Bize haber veriyor zaman öncesinden. Cennetlerin dolması ile ilgili bir iddiası ise yok. Yani hak edenler yetecek misafirlik için.
O halde… ?
İnanmaktan, iyilik ve güzellikten vazgeçmeyenlerin olacak yarınlar.
benden demesi.