Uzak hayaller ve yakın gerçekler
Hayallerimiz var….. umutlarımız. Gözümüz, aklımız hep ilerilerde, ufuklarda, gelecekte. Yarınları yaşıyoruz yaşlanana kadar, yaşlanınca da dünde. Bugünü yaşamak, gerçeklerle tanışmak, uzak ufuklar yerine düşmemek için önümüze bakmak gibi bir endişemiz yok…. ama olmalı.
Hayaller hemen olmuyor…. belki hiç olmuyor. O hayaller peşinde koşmak, abartıyorsak hele, bizi gerçeklerden uzaklaştırıyor. Oysa sadece umut için varlar, hedef olabilmeleri gerçeğe yaslanmalarına bağlı. Uzaklar, güçler, şüpheliler…. uzaklar.
Ama önümüzde yakın gerçekler var, düşmanlar gibi ateş ediyorlar… bir tanesini yok saysak, birini görmesek canımız gidecek. Elimizdeki malzemeler bu gerçekler, hayaller değil.
Gerçekler elimizde, kasamızda, evimizde, arabamızda, mesaimizde…. Hayallerse kalbimizin müstesna yerinde ama uzaklar gerçek hayattan.
Zamanca, mekanca uzak hayallerimiz var…. erişilmez belki.
Ben hayal dünyasında yaşamayı kabul etmiyorum. Hayal kurmak güzel ama abartmamak lazım. Gelecekte veya dünde yaşamayı da onaylamıyorum. Bugünü yaşamak önemli.
Yürüyoruz ya hayat yolunda…. ileriye, ufka bakıyoruz hayallerimiz için…. ama önümüzde çukurlar var, dikenler var, tümsekler var…. Dikkatimiz ileride olursa…. takılır düşeriz. En azından kirleniriz.
Bu nedenle ara sıra hayaller için ufka bakmak gerek…. diğer zamanlarda gerçeklerle akran olup, başımız önümüzde çukurlara dikkat ederek yaşamalıyız hayatı düşmemek için.
hayalperestlik ile hayal kurmak arasındaki fark da bence bu. Hayalperest, maceraperest gibi gerçekle bağını kopartmış, mantığı devre dışı bırakmış insan demek diye anlıyorum. Hayal kurmak, macera aramak ise başka bir şey ve gerçekçi.
Boş hayal, avuntu ve maceralar insanı çıkmaz, yanlışa, çirkine sürükler, kandırır, mutsuz eder, hayal kırıklıkları yaşatır.
Gerçekçi olmak bile, hayalleri küçültse de, tatlıdır, elde edilebilirdir, olması daha muhtemel mutluluklar sunar.
Bence Uzak hayaller ve yakın gerçekler arasında bir tercih yapılabilecekse bu gerçekler lehine olmalı. Bu gerçeklerden mutluluk ve sevgi çıkarmak mümkün…. Bugün bizim geçmişteki hayallerimizin ufku aslında. Bunun farkında mıyız? On yıl önce bugünü hayal etmiyor muyduk? O kişiyi, işi, evi o zamanlardan tasarlamamış mıydık?
Şimdi o hayali gerçekleştirmenin tam zamanı şayet olasıysa…. Olası değilse o zamanlar boş hayaller kurmuşuz demek yahut…. hedef için yeterince emek sarf etmemişiz…. her hâlükârda gerçekle baş başa kalmışız ve hayalimiz suya düşmüş demek….
ben diyorum ki gerçekleri görmek, onlarla dost olmak gerek. Zorluklar olacak, acılar da ama yenmek için önce görmek ve kabullenmek gerek gerçeği. Kaçarak meseleler halledilemez.
Hayaller kişisel…. kalbi….. yarınlara ait.
Zaman ve hayat ise bugünde akıyor…
Bence… hayal kurun ama gerçeklerle yaşayın… Hayal kırıklıkları sizi hayatta küskün eder, oysa o hayali yaratan sizsiniz, hayat masum…. ve hayat sadece geçeklerle ilgilenir…
Yarınlar hayallerle tasarlanabilir ama bunun yüzdesi size, gerçekliğinize, çalışmanızı ve ne kadar istediğinize bağlı….