Türk ve Arap kültüründe kadının yeri
Medeni haklara, anayasal eşitlik ilkesine sahip çağdaş Türk kadınlarının sahip oldukları hakların önemini anlamaları için yabancı kültürlere, özellikle Ortadoğu kültürlerine göz atmak yeterlidir. Hem bu sayede popüler bazı siyasi simgeler de anlaşılır olacaktır.
Arap kültürü ile Türk kültürü arasındaki fark sadece kadının statüsü değildir, Arap kültüründe kadının kendisi de yok, ‘’adı’’ da … kadın numaralanıyor, sıralanıyor. Kadınlara ad; genellikle doğum sırasına veya fizyolojik görünümlerine göre veriliyor.
Mesela doğum sırasına göre kız çocuk isimlerine bakalım;
Elif: Arap alfabesinin birinci harfi, aynı zamanda Arap rakamlarında bir rakamını ifade ediyor. Dolayısıyla ilk doğan kız çocuğuna bu ad veriliyor. Ancak Araplarda fazla kullanılmıyor, daha çok Anadolu’da kullanılıyor. Bu nedenle Araplarda her zaman ilk doğan kıza Elif adı verilmiyor… Bazen de Ayşe adı veriliyor (eve ilk gelen kıza evin iaşe işlerini çekip çevirecek gözüyle bakıldığı için Ayşe adı konuluyor), bazen aş pişirme beklendiği için Avvaş adı veriliyor. Bazen da ilk doğan kıza ‘’Vahide’’ adı veriliyor. Vahide: Arap rakamlarında ”bir” anlamına geliyor. Vahid kelimesi ”ilk” olmaktan ziyade ”tek” anlamına geliyor. Erkeklerde de ”Vahid” olarak kullanılıyor.
Saniye: ‘’Sani’’ Arapça iki anlamına geliyor ve doğan ikinci kıza Saniye adı veriliyor (Eski dilde ikinci; cümle içinde örnek fazında vermek gerekirse ‘sultan Mahmut-u Sani. Yani ikinci Mahmut’).
Tilte: ‘’Telat’’ veya ‘’selaseden’’ kelimelerinden türüyor, üçüncü anlamına geliyor. Ailede üçüncü sırada doğan kız çocuğuna bu ad veriliyor.
Raba: Arapçada dört, ‘’Rabia’’ ise dördüncü anlamına geliyor. Dördüncü sırada doğan kız çocuğuna bu ad veriliyor…
Hamse: Arapça beş anlamına geliyor. Beşinci doğan kız çocuğuna bu ad veriliyor.
Sitte: Arapça altı anlamına geliyor. Altıncı doğan kız çocuğuna bu ad veriliyor.
Sabe: Arapça yedi anlamına geliyor. Bu kelime çok değişiklik geçirerek Sabiha (Sabuha) oluyor. Yedinci doğan kız çocuğuna bu ad veriliyor.
Araplarda kız çocuklarına bu şekilde isim verilirken Arap kültüründen din adına etkilenen Anadolu insanı ise bu isimleri bilinçsizce kullanıyor. Zaman oluyor ilk doğan kız çocuğuna da ”Rabia” ismi veriliyor…
Fizyolojik görünümlerine göre de örnek verelim:
Erken doğan prematüre kıza Hadice adı veriliyor. Hadice Arapçada erken doğmuş prematüre kız anlamına geliyor. Çelimsiz ve ufak tefek doğan kızlara Fatma adı veriliyor, ‘’fatm’’ Arapçada süt yanığı, süt kesiği anlamına geliyor. Koyu renkli doğan kızlara esmer anlamına gelen ‘’Semra’’, biraz açık renkli ise aydınlık açık anlamına gelen ‘’Zehra’’, iyice beyaz ise ‘’Beyza’’ adı veriliyor.
‘’Kezzibân’’ adı İslam âleminde çok sevilen bir sure olan Rahman suresinde hemen hemen bütün ayetlerin sonunda geçen “Febieyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân” sözünden esinlenerek çocuklara veriliyor. Bu ayetin manası şöyle veriliyor: ”O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?” Bu ayette geçen ‘’Kezziban’’ kelimesi yalanlayan, yalancı manasına geliyor. Bu nedenle bu hakikati bilmeyen birçok samimi Müslüman işin tam manasını bilmeden bu ad Kuran’da geçiyor o halde manası güzeldir diyerek kız çocuklarına bu adı veriyor. Ayetin manasını bilen Araplar da doğal olarak bu adı kullanmıyor. Ayrıca bazı dil bilimcileri Kezban adının Farsçadaki ”ev hanımı” manasına gelen ”Kedban” adından türediğini söylüyor.
Peki Türklerde kadının adı nasıl?
Türklerde, Anadolu’da ise kadın Araplar gibi numaralandırılmıyor ve sıfatla adlandırılmıyor. Türklerde ve Anadolu’da kadın bir şahsiyet taşıyor, bir kimliğe sahibi oluyor. Türk kadını Hanım ağa, hanım efendi, Hatun olarak sıfatlandırılıyor. Türk kadını ‘’Derya’’, ‘’Deniz” olarak ”Engin”lere açılıyor. Türk kadını ”Nergiz”, ”Çiğdem”, ”Çiçek”, ”Gül”, ”Gülseren” olarak ”Doğa”ya ”Serpil”iyor. Türk kadını ”Sevim”, ”Sevigen”, ”Sevgi” olarak ”Sevda”dalarda ”Sevi”liyor… Türk kadını ”Sevinç”, ”Sevin”, ”Neşe” olarak insanları, toplumu, hayatı ”Gül”dürüyor… Türk kadını ”Canan”, ”Candan” olarak çevresine, sevdiklerine ”Can” veriyor…
O halde çocuklarımıza isim koyarken dikkatli olalım, sahip olduğumuz hak ve hürriyetlere sahip çıkalım, Atatürkçü tam bağımsız çağdaş çizgiden ayrılmadan Anadolu’dan fışkırmış kadim kültür ve geleneklerimizi yaşatmaya gayret edelim.
İsimleri karıştırıyorsanız, tavla oynarken kullandığınız sayıları hatırlayın ….
Son söz Türk ve Arap kültüründe kadının yeri hakkında yanlış sözler edenlere de inanmayın. Maksatları kadını eve kapatıp köle ve seks objesi yapmak. Çünkü kadın Türklerde birey, Araplarda metadır.
Benden demesi.
esinlenen kaynak: https://www.sehriyar.info/?pnum=987