Transkriptinizde neler var
Transkript bildiğimiz manasıyla öğrencilerin bir okulda öğrenimleri boyunca almış oldukları dersleri, o derslerden aldıkları not ve kredileri gösteren bir belgedir. Elbette burada bu belgeden söz etmeyeceğim.
Benim bahsettiğim belge… hayat okulundan aldığımız dersler ve notları gösteren kağıda dökülmemiş belge.
Ne dersler aldınız mesela yaşadığınız müddetçe? Yokluk ve acılarla mı büyüdünüz sabrı ve azla yetinmeyi öğreten, yoksa refah içinde varlıklarla mı istediğini elde etmeyi mutluluğun tek şartı kabul ettiren?
Mücadeleyi mi gördünüz ders olarak, susup kabullenmeyi mi? Sevmek dersi var mıydı mesela ailenizden başlayarak, yoksa şiddet ve çatışma ortamında mı aldınız gerginlik dersini?
Sevdiniz mi mesela eskilerde ara ara yoksa sevgisiz mi kaldınız? İlk aşkınız size ne verdi mesela, kaç not aldınız başkası için nefes alıp vermek dersinden?
Umut dersiniz var mıydı mesela, en olmayacakları, en uzakları umut ettiniz mi uygulamalı derslerde?
Hayal dersiniz var mıydı, kaç aldınız yarınları kalbinizde yaşatırken…
Kredi notunuz kaç insanlık derslerindeki, vicdan sınavlarınız nasıldı, merhamet testleriniz nasıldı mesela….. yoksa boş mu geçti dersleriniz, yoksa o dersleri hiç mi almadınız?
Özlemlerle başa çıkmak dersi var mıydı mesela yaşantınızda, gideni özlemeyi, gitmeyi, gidip te dönememeyi denediniz mi?
Ağlamak, ağladığını belli etmemek, karşılıksız sevmek gibi dersler aldınız mı mesela, yoksa ruhsuz, manasız hayatlar mı yaşadınız öğretmen yokluğunda?
Kaçtı kredileriniz toplamda? İyi bir insan olabildiniz mi, istediğiniz hayatı kurabildiniz mi, istek, halay ve ideallerinize ulaşabildiniz mi o kredilerle?
Seçmeli dersleriniz neydi mesela? Tuzak kurma, kötülük etme dersleri mi aldınız ek ders olarak, merhamet ve şefkatimi seçtiniz? Yaşlıları ve çocukları mı aldınız ders olarak, yok mu saydınız onları….?
Sözel miydi, sayısal mıydı dersleriniz?
Mantıkla mı yürüdünüz hayat yollarını, kalbinizin sesini dinleyerek mi? Çok mu kırıldı kalbiniz derslerde, yoksa aklınıza uyup sevgiyi rafa m ı kaldırdınız ilk mağlubiyetlerle?
Anne babanız mesela ne dersler verdi size, dedeleriniz, dostlarınız, komşularınız, yolunuza çıkan tanımadığınız biri, mesai arkadaşınız, aşklarınız, öfkelendiğiniz birileri, hayatınıza giren her kim varsa?
Karneleriniz kırıklarla mı doluydu, yoksa parlak, sevilen, aranan birimiydiniz şu ana dek?
Hayat okulundan mezun olabildiniz mi yani? İyi notla mı atıldınız şu anki yaşamlarınıza? Master, doktora yaptınız mı yoksa yaptığınızın farkında değil misiniz?
Hayat okulu bizi bu güne getirdi öğrettikleriyle…. hepimiz istisnasız öğrencisiyiz hayatın…. Bitmiyor sınav, bitmiyor dersler…. master yapıyoruz büyüyerek, doktora yapıyoruz acılarla, ayrılıklarla, evlenmelerle, iş kurmalarla…
Dersler alıyor, notlar alıyoruz her sınavdan sonra. Boş ders yok, öğretmensiz ders yok…. her anımız ders.
Evde televizyon izlerken bile hayat ders vermeye devam ediyor depremlerle, yalnızlıkla, çalan telefonla, alt kattaki komşumuzun getirdiği yeni fırından çıkmış sigara böreğiyle.
Hala kazık yiyebiliyoruz güven dersinde dalga geçtiysek…. hala yanlış sevdalara yönelebiliyoruz aşk dersi hocamız yanlış biriyse…Parayı ilah gibi sevebiliyoruz maddi yönümüz ağır basıyorsa, matematiği yanlış anladıysak…
Sayısalsak 1 ve 0 görüyoruz hayatı, sözelsek sözler doluyor sepetlerimize ağız dolusu…
Her insan, her canlı, her olay hayatımıza giren bize bir şey öğretmek için var…. her biri bir iz bırakıyor anlayabilirsek…
İşte Transkriptinizde neler var sorumuzun cevabı da bu…. şu saniyeye kadar her kimi, neyi görmüş ve yaşamışsak o var…. Bu cümleyi okumak bile bir ders…. bir iz, bir anı…. her saniye bir anı bu anlamda geçip giden… gelecek yok, geçmiş yok, hepsi şimdiki zamanın içinde… çünkü biz gerçeğiz, hayat gerçek…. okul gerçek, sınav gerçek…
Yüksek notlar, krediler aldığımız müddetçe mutluyuz…. Notlar neye göre yüksek peki?
Ona, buna göre değil, bize göre de değil…. hayallerimiz uğruna bazı dersleri daha çok seviyoruz ama, insanlık adına, sevgi adına, daha güzel bir dünya adına bencillikten uzak master dersler var alınacak…idealler, vatan aşkları gibi…
Doğrular, yeterlilikler mutlaktır… sevgilerin gerçekliği, hayallerin tutarlılığı, özlemlerin gerçekliği mutlaktır…
Biz bize göre iyiyiz, ama ya genele göre?
Neredeyiz insanlık merdiveninde, hangi basamaktayız?
Transkriptimiz bu nedenle önemli… Peki sadece ders almak mı mühim olan, yüksek notla mezun olmak mı yoksa o öğrenilenleri hayata yansıtmak mı?
İşte bugünkü karanlık dünyanın derdi de bu… hepimizin.
Yaşadıklarımızdan ders almıyoruz, o derslerin hakkını vermiyoruz…. bencil ve kötüyüz. Uslanmıyoruz, akıllanmıyoruz. Oysa hayat her şeyi öğretti bize, hala da öğretiyor…
Kalbimiz onlarca kez kırıldı…. ama şimdi kalp kırmaktan çekinmiyoruz o vakit kahreden acılar yaşamış olsak da… Zulmediyoruz defalarca mağdur olsak da… Terk ediyoruz, terk edilmişliklerimize rağmen…
Hayatın merkezine kendimizi koyup, evreni ayaklarımızın ucundan yönetmeye çalışıyoruz yok yere…
Oysa dünya etrafımızda dönmüyor…. iyilik yapıyor hayat bize, her şeye hazırlıyor, terbiye ediyor, büyütüyor…
Ancak biz cahil kalmayı, öğrenmemeyi, unutmayı ve kötülüğe teslim olmayı seçiyoruz bencilliklerimizle, kara kaplı kalplerimizle…
O yüzden transkript önemli…. boş bir vaktinizde bakın bakalım içinde neler var, hangi dersleri aldınız da şimdiler de unuttunuz?
bence insan…. faydalı dersler almalı, seçmeli derslerini çoğaltmalı, aldığı dersleri unutmamalı…. çünkü unutursa köksüz, kötü bir insan olur…. bu ise acı ve mutsuzluk demektir.
bence.