Tok açın halinden anlar !
Halk arasında tok açın hainden anlamaz diye bir söz var. ben buna kesinlikle katılmıyorum. Nedenini aşağıda açıklayacağım.
Toklar, yani karnını doyurmakta sıkıntı çekmeyen, zengin, makam sahibi, güçlü, sağlıklı kimseler, oraya gökten gelmediler. Çocukken, öğrenciyken nice zorluklar atlattılar. Babadan zengin dahi olsalar harçlıklarıyla o standarda göre muhteşem hayatlar yaşayamadılar. Etraflarında daima hizmetçiler, şoförler, bahçıvanlar vardı kıt kanaat geçinin, sosyal fonlara, derneklere sırf fakirlere yardım ediyor görünmek için paralar akıttılar, vergiden düşerek, sokakta yürürken sayısız dilenciye rast geldiler, sülalelerinde fakirler vardı, iflas eden zengin amcaları vardı, hatta babaları bile bir kaç kez battı ve o anlarda tasarruf etmek zorunda kaldılar. Yani bugünün en zenginleri bile fakirliğin, açlığın ne demek olduğunu biliyor. Hiç olmazsa filmlerden, kitaplardan, annelerinin hayatlarından, büyükbabalarının yaşamlarından…
Yani toklar, yani zenginler aslında fakirliğin, açlığın ne demek olduğunu biliyor.
Bildikleri için fakirleri yanlarına yaklaşamasınlar diye ezip geçiyorlar, fakirlerin durumuna düşmemek için sistemin acımasızlığına destek veriyorlar, fakirliği bildikleri için o dev duvarları örüyorlar halkla aralarına. Nerden geldiklerini unutup çoğu, çöp gibi bakıyor yoksul halka fakirlik virüsü onlara da bulaşmasın diye. Kendi çalışanlarını bu yüzden azıcık maaşa mahkum ediyorlar aradaki fark kapanmasın diye.
Yani açın halinden bal gibi anlıyorlar ve tedbir alıyorlar kendilerince.
Masum değiller, bilmemelerine imkan yok, yardımları gösteriş olsun diye, sistemleri aralarına kimseleri katmamak üzerine kurulu. Kirli para var hayatlarında ama varlıklılar. Kompleksleri dahi fakirlere el uzatmalarına mani oluyor.
Varlık ve konforlarıyla fakir halkı daha çok eziyorlar gösterişleriyle, timsah derisi çantalarıyla, kendilerini erişilmez mevkine koyuyorlar halk özenmesin diye. Çalışanı, potansiyeli olanı daha çok eziyorlar. Kendilerine rakip olmasın diye kişi ve küçük işletmeleri batırtıp, rekabeti en baştan engelliyorlar.
Tekeller kuruyorlar her branşta ayrı ayrı. Aralarındaki iş bölümüne göre dünyayı, sermayeyi, sağlığı, psikolojileri, ormanları bile pay etmiş haldeler. Tüm olası tehditlere tedbirleri var.
Fakirler aç, delik ayakkabılarla dolaşıyorlar ve zenginler statülerini muhafaza etmek adına o halkı görmezden gelmeye bir yerde mecburlar. Çünkü statülerinin devamı halkın fakirliğine, kendilerine muhtaç olmalarına bağlı. Halk olmazsa üzerine basıp çıkacakları basamaklar olmaz. Gelir kaynakları o fakir halkın ekmeği. Kendilerini, kendi gibi olanları ısırmadıkları için gariban halkı ısırıyorlar her gün.
Merhamete yer yok dünyalarında. Yardım etmeyi ve merhamet göstermeyi zayıflık sanıyorlar. İyiliği vergiden düşmek veya gösteriş olsun diye yapıyorlar. Sosyete hep onlardan, kırmızı halılar üzerinde hep onlar yürüyor. Arada gaz almak için gariban birilerini vitrine koysalar da merhametsiz vampirler gibiler.
En müstesnaları bile elleri titreyerek veriyor zekatını. Para dünyaları, tek güvenceleri olmuş. Kaybetmekten korkuyorlar. Statüleri, konfor putları el vermiyor sermayelerini halkla paylaşmaya. Yüksek maaşa bile razı değil patronlar. Halk muhtaç olmaktan çıkar refaha kavuşursa güçleri kaybolacak biliyorlar.
Bu sebeple asgari ücretin, emekli maaşlarının yükselmesini sakın beklemeyin. Çok daha kötüleşecek.
Ne kadar çalışırsanız da çalışın asla onlardan olamayacaksınız. Çünkü arada dev duvarlar var.
Onlar ve bizler diye dünya ikiye ayrılmış vaziyette.
Bizler yani dürüst ve tevazu sahibi insanlar çoğunluğuz. Onlarsa bir avuç. Ama para ve güç onlarda. Dikkat edin sistemin köşe başlarında hep onlar var. Adım atacak yer bırakmamışlar bize. Kanımızı emiyorlar, sistemi canları pahasına koruyorlar, hürriyetsizliğe bile razılar, sahte hayatlarına bile rıza gösteriyorlar, ahlaksızlıkları yadırgamıyorlar sırf bu seviyeden aşağı düşmemek, daha zengin abileri, tekelleri, makam sahiplerini kızdırmamak adına.
Velhasıl, tok olanlar açın halinden anladığı için duvar örüyor, tedbir alıyor ve ezdikçe eziyor.
Dediğim gibi bu sözün doğrusu anlamaz değil anlar şeklinde olmalı.
Bence.