Timsah gözyaşları
Ağlamak ruhu temizleyen, duyguları ortaya çıkartan, samimi ve insansı bir olgudur. Mutluluktan veya kederden olsun kişinin gerçek duygularını ortaya koyar. Şayet ağlayan kimse çok kabiliyetli bir aktör değilse?!
Timsah gözyaşları neden denmiş onu da söyleyelim; timsahlar aslında göz yaşı döker ama ağlamaz. Gözlerini temizlemek için yapmak zorunda oldukları bir reflekstir o yaşlar. Üzgün veya mutlu da değildir. Sadece o çamurlu sular nedeniyle göz kapak anotomileri gereği gözlerini temizlerken ağlar görünürler.
Aktör diyorum çünkü numaradan ağlamak bir başka sanat çeşididir. Ağlamanın karşımızdaki üzerindeki tesiri tartışmasız olduğu için bu sanatı daha ziyade kadınlar ve çocuklar ama en çok da siyasetçiler kullanır. Bu sayede karşı taraf yumuşar, samimi olduğuna inanır ve suçlama veya azarlamalarında daha fazla ileri gitmekten de vazgeçerler. Yani numaradan ağlayanlar sanatlarının karşılığını alkışlarla değil ama oyla, yüzükle, mamayla, televizyon izniyle alırlar.
Gerçek ve timsah gözyaşlarını ayırt etmek kolay değildir ama öncesi ve sonrası ile ele alındığında bize bazı ipuçları verir. Ayrılıklarda, siyasi demeçlerde, çocuklar sıkıldığında ve en çok da suçlanan kişi gerçekten suçlu olduğunda bu sahte yaşları döker.
Duygu sömürüsü, acıtasyon veya vicdani aldatmaca da denebilir buna ki hislerle aldatmak temiz duyguları bile kirlettiğinden bu yaşları dökenlerden fersah fersah uzaklaşmak gerekir.
Gerçekten ağlayan ile timsah gözyaşı dökenler arasındaki farkı anlamak kanmamak ve kırmızı çizgilerimizden taviz vermemek adına da önemlidir. Çünkü her aldanışımız bizden kopan bir taviz, suçluya verilen ek zaman, affedilmemesi gereken bir suçu affetmek anlamı taşır. Bunlarsa taviz demektir.
Bence … timsah gözyaşı dökenlerle araya mesafe koymak en iyisidir. Çünkü hislerle aldatan biri, diğer kabiliyetleriyle aldatmaya da gayet maharetli demektir ve utanmadan bunu yapabiliyorsa size zaten değer vermiyor demektir.
Benden demesi.