İnsan müsveddesi vicdan yoksunları Etrafımızdalar. Köpeklere tekme atan, kedilerin kuyruklarını zevk olsun diye kesen, orman yakan, alın terine el koyan, sırtımızdan para kazanan, kolay yoldan zenginleşen, kalbimizi kıran, hakkımızı yiyen onlarca, yüzlerce, binlerce, milyonlarca insansılar dolaşıyor etrafta. Hani deriz ya insanlıktan nasibini almamışlar diye ben onlara müsvedde diyorum. Yine hani insan melek doğar sonradan ya…
Etiket: psikoloji
Namus bacak arasında mı?
Namus bacak arasında mı? Namus ya da iffet, insanın sahip olması gereken temizliği, haysiyeti, şerefi, ar damarıdır. Malesef toplumda bunun karşılığı daha doğrusu zıddı tensel olarak arsızlık, iffetsizlik olarak karşılık bulur. Yani yaygın inanışa göre namus; bacak arasının korunması ile alakalıdır. Burasını meslek olarak kullananlar için, yahut gizliden de olsa orasını cazibe merkezi yapan zengin…
Millete seyir gerek
Millete seyir gerek İki gariban. İstanbul’un sillesini yemiş, yaşlı ve yorgunlar. Dertleri diz boyu. Gülhane parkının farklı köşelerinde iç çekerek düşünmekle meşguller. dünya umurlarında değil, zaten onlar da dünyanın umurunda değiller. Sıkıntıdan içlerine sığamıyorlar. Yürüyerek uzaklaşmaya, dolaşmaya, daha fazla düşünmeye muhtaçlar. Ayakkabılar yırtık, elbiseler kirli, karınlarına kaç zamandır lokma girmemiş. Zararsız ve zayıflar, ayakta durmaya takatleri…
Onuncu adam
Onuncu adam terimi; herkes aynı fikirde olsa bile içlerinden birisinin, kendisi de o fikirde olsa dahi, aksini ispata çalışmakla görevlendirilmesini ifade eder. aksini ispata çalışan kişinin adı da ‘Onuncu Adam’dır. Dünya Savaşı Z filminde tesadüf ettiğim bu strateji o denli hoşuma gitti ki adeta bir yaşam felsefesi olarak benimsedim diyebilirim. Lakin dikkat edilmesi gereken mesele…
Söylemek için konuşmak gerekmez
Söylemek için konuşmak gerekmez Gün boyu içsel fırtınalarla coşuyor, kabarıyor, uçuyor ya da yerlere çakılıp, uçurumlardan yuvarlanıyoruz. Hayal kırıklıkları ile galibiyetler arasında geçirdiğimiz 24 saatimiz hayatımızın bir gününü işgal ediyor. Sevinci, kederi paylaşmak ihtiyacı duyuyor, içimizde filizlenen duyguları başkalarına aktarmak istiyor, bazen onay, bazen fikir veya çıkar yol umut ediyoruz. başkaları için de geçerli bu….
Yalanı Nasıl Anlarsınız?
Yalanı Nasıl Anlarsınız? Karşımızdakinin bize doğruyu söyleyip söylemediğini anlamak çoğu zaman mümkün değil. Bir zaman sonra o yalan elbette ortaya çıkar ama o an için hepimiz yalan ile gerçeği ayırt etmek isteriz. Bunun için bazı ipuçlarımız var. Sizler de bir şeyler ekleyebilirsiniz. Bence. Söz gelimi karşımızdakinin konuşma tarzı, vücut dili, jest ve mimiklerine odaklanmak gerekir….
Vapurda bir akşamüstü
Vapurda bir akşamüstü Bu akşam hayata kısa bir mola verin. Şöyle işi gücü unutup, şehrin kalabalığından uzaklaşıp, gerekirse yolunuzu uzatarak bir vapura atlayın. Üst arka kısma, açık havaya çıkın. Demir parmaklıklara yakın, denizi ve şehri görebileceğiniz bir yer bulun kendinize. Güneş tam karşınızda olsun mahzun mahzun. Sıcak bir çay, dilerseniz bir de simit veya tost…
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır Yılan olarak yazı resmindeki bayanı elbette kast etmiyoruz. Ama atasözüne uygun daha anlamlı bir resim bulamadım. Yoksa bayanlara sevgi ve saygımız daima sonsuz. Bu tenzihten sonra şöyle diyelim; tatlı dil, hayatımızın yumuşak contası, motor yağı, keçesidir. Duygusal, vicdani, iyi yanımızın göstergesidir. Hayat ise serttir, acıdır, bazı meseleler inat konusudur ve…
Sarı öküzü vermek
Sarı öküzü vermek Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslanların gözü hep öküzlerdeymiş. Ancak öküzler saldırı anında bir araya geldiklerinden aslanlar çaresiz geri dönerlermiş. Bu nedenle küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, zayıflayıp güçsüzleşmeye başlayınca toplanıp bir çare düşünmüşler. Aslanların lideri yanına iki aslan daha almış ve beyaz bayrak çekerek öküz sürüsüne yaklaşmış. Öküzlerin…
Dört metrekarede yaşam
Dört metrekarede yaşam Bundan altı yedi yıl önce ana caddede yürürken yol üstündeki bahçeli evin köşesinde kapatılmış bir balkon gördüm. Geniş pencereli bu dar yerde yaşlı bir çift karşılıklı oturmaktaydı. Ortada tam camın kıyısında bir dar masa, köşede ufak 37 ekran bir televizyon vardı. Muhtemeldi ki gazete okuyor, çekirdek – çay çitliyor, ilaçlarını zamanı gelince…