Mankurt deyimi kaçmayı dahi düşünemeyecek köleler için kullanılan bir deyimdir. Şöyle ki normal kölelerin akıllarındaki ilk şey doğal olarak ilk fırsatta kaçmaktır. Çünkü hayatları ellerinden alınmıştır ve eski yaşamlarına geri dönmek isterler. Gayet doğaldır. Bu düşünce bastırılamaz ve köle gerçekten de ilk boş anda kaçar, kurtulur. Kaçmasa da aklı hep oradadır ve sahiplerinin buna her…
Etiket: psikoloji
Doğru eş seçimi
Evlilik sağlıklı, güzel nesiller üretmek, hayatı çekilebilir kılmak, mutlu birliktelikler yaşamak için gayet güzel ve ideal. Her birimiz mutlu olmak, sevmek-sevilmek, saygı görmek, sıcak bir yuvaya kavuşmak için kurduğumuz pembe hayallerin devamı olarak evleniyoruz. En azından çoğumuz. Değişik usuller var bunun için. Tanışma, görücü, aracı, e-tanışma vs. Kriterlerimiz var. hayallerimiz, ideallerimiz, kırmızı çizgilerimiz. Diğer yandan…
Yalan yalanı doğurur
Yalan yalanı doğurur Yalan gerçek olmayan, yanıltıcı, uydurma demektir. Günlük yaşantımızda malesef sıkça müracat ettiğimiz bu illet hayatımızı nasıl mahvediyor pek farkında değiliz ama pembe, beyaz gibi renklendirerek kendimizi kandırıyoruz. Oysa gerçeğin şarkısı ilham vericidir, yalanın sonu ise koyu karanlık. Hani yalancı çoban hikayesi vardır ya işte her yalancı bir gün hatasının ceremesini çeker. Çünkü…
Göz yaşları ruhu temizler
Göz yaşları ruhu temizler Ağlamaktan korkmayın. İster kadın ister erkek, ister küçük veya yaşlı olun…. sevinçten ya da kederden ağlayın. Abartmadan, feryat figan etmeden, usul usul ağlayın. Çünkü ağladıkça kalbiniz yumuşayacak, ruhunuz temizlenecek, duygularınız tazelenecek. Pişmanlıklarınız hafiflerken, gönül kapılarınız açılırken daha fazla insan olacaksınız. Robotlaşmaya, sert mizaca, merhametsizliğe alıştırılmış toplumda koca kadınlar, erkekler, dedeler ağlamaz…
Hoşgörü ama nereye kadar
Hoşgörü ama nereye kadar Hoş görüyoruz. Hoşgörülü değiliz ama hoş görüyoruz. Mizaç olarak asabi, bencil davranıyoruz çoğu zaman ama sabrımız aslında o kadar değil. Genelde de gücümüz yetmeyenleri hoş görüyor, bizden olanları hoş görüyor, bize dokunmayanları hoş görüyor, fanatiği olduklarımızın her şeyini hoş görüyoruz. Çoluk ve çocuğumuzu ise tamamen hoş görüyoruz. Hoş görmeyi iyi olmakla…
Delilik ve aptallık farkı
Delilik ve aptallık farkı Yine bir fıkrayla başlayalım; Adamın teki yağmurlu bir günde arabasıyla giderken lastiği patlar. Durduğu yer Ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin hemen önüdür ve çok yakınında da üç hasta onu izlemektedir. Bir zaman ne yapacağını düşünür, hava muhalefeti nedeniyle yardım gelmeyince çaresiz bijonları sökmeye başlar. Ama fıkra bu ya bijonlar dördü birden…
Tüm tuşlara aynı anda basmak
Tüm tuşlara aynı anda basmak Briç oynayanlar bilir. Final kontur’u kazanma şansı kalmayan ortakların yapacak başka şeyleri kalmadığı için bile isteye çektikleri konturdur. Yani minik bir ihtimal bile yokken adeta rest çekilir ki çok yüksek oranda da sonuç değişmez. Ama briç bir oyundur neticede ve mazur görülebilir. Gerçek hayatta ise kontur çekebilir, hatta rest diyebiliriz….
Ahlak erozyonu
Her şey geri gelir de yere düşen ahlak kolay ayağa kalkamaz. Para bulunur, satılanlar geri alınır, kalkınma mümkün olur, zenginleşilir ama huy, karakter, inanç, değerler yitirildi mi kolay yerine konamaz. Zamanımızın en büyük derdi malesef ahlaki yozlaşma. Her alanda öylesine sistemli bir ahlaksızlaştırma kumpasına düştük ki dört yandan tehdit altındayız. Fakirleşiyor, işten çıkarılıyor, adaleti bulamıyor,…
Beyaz sayfa açmak
Beyaz sayfa açmak Not defteri tutmak, nankör hafızalı bizler için gerçekten mühim. İşleri, saatleri planlamak, alışveriş listesi yapmak bu sayede daha kolaylaşıyor. Lakin hayat basit değil. Her saniye yeni bir şeyler çıkıyor karşımıza ve biz sürekli tamamlanan notlarımız kadar başarılı ve huzurlu olabiliyoruz. Ne var ki listemiz asla bitmiyor. Karmaşık bir liste ile devam etmek…
İpi boynuna dolamak
İpi boynuna dolamak Köyün birinde bir çoban varmış. Okuması olmayan, dil bilmeyen, ehliyeti dahi olmayan biri. Uzun yıllardır yapmakta olduğu çobanlıkla geçinir giderken bir gün köyden biri vekil seçilmiş ve hatta bakan olmuş Ankara’ya gitmiş. Köylüler ufak işler için kendisinden ricacı olmak için zaman zaman Ankara’ya uğrar, işlerini halledermiş. bu durum çobana da ilham vermiş…