Ye kürküm ye ! Akşehir’in beyleri ahaliden bazılarını yemeğe davet etmişler. Hoca davete günlük kıyafetiyle katılmış. Katılmış ama ne hoş geldin, ne sefa getirdin diyen var. Salonda da kenarda bir yer vermişler. Bakmış herkes allı pullu kıyafetlilere el pençe duruyor, bu böyle olmayacak diyerek bir koşu evine gitmiş, sandıktaki işlemeli kürkünü giyip yemeğe geri dönmüş….
Etiket: hikaye
Pembe incili kaftan Ömer Seyfettin
Pembe incili kaftan Ömer Seyfettin Ömer Seyfettin, Pembe İncili Kaftan hikâyesinde, Osmanlı’yla rekabete kalkışan Şah İsmail’e karşı devletin onur ve saygınlığını özenle temsil edecek bir elçi gönderilişini konu alır. Bu elçinin de Muhsin çelebi olmasına karar verirler. Çünkü bu kişi cesur, onurlu, korkusuz ve devlet şanına yakışan biri olmalıdır. Bir babayiğit olan Muhsin Çelebi sadrazamın…
Nasreddin Hoca’nın yüzüğü
Nasreddin Hoca’nın yüzüğü Fıkra şöyle; Hoca bir gün kümeste yüzüğünü kaybeder. Saatlerce arar ama bulamaz. Komşuları hocanın telaşlı halini görüp sorarlar; “Hayırdır Hoca ne arıyorsun?” Hoca cevap verir; “Yüzüğümü kaybettim, arıyorum ama bulamadım.” Yardımsever komşuları yardım teklif ederler; “Hoca bizde arayalım, nerde düşürdüğünü hatırlıyor musun?” Hoca cevaplar; “Kümeste.” Komşular şaşırır; “O zaman niye kümesin dışında…
Her Mecnun’un bir Leylası vardır
Her Mecnun’un bir Leylası vardır Leylâ ile Mecnun, Arap efsanesine dayanan 10. yüzyılın sonlarında İran’da geçmiş klasik bir aşk hikâyesidir. Birbirini seven; ama bir türlü kavuşamayan, kara sevdalı iki gencin çileli aşklarını konu edinir. Türk edebiyatında otuzdan fazla şair tarafından işlenen bu aşk 16.yüzyıldan itibaren anonim bir halk hikâyesine dönüşmüştür. Konusu şöyle; Necid’de bulunan Beni…
Ağustos böceği ile karınca şiir masalı
AĞUSTOS BÖCEĞİ İLE KARINCA MASAL ŞİİRİ Sıcak yaz sabahları Uyanır orman halkı Herkes işine koşar Yatarmış bazıları Bir Ağustos böceği Elinde saz aleti Ne bulursa onu yer Yatarmış tam iş vakti Karınca durmaz koşar Evine ekmek arar Yorulsa da pes etmez Çalışırmış bir karar Ağustos böceğinde Akşama dek dinlence Karıncaya gülermiş Anlam vermezmiş işe Sıcaklar…
Millete seyir gerek
Millete seyir gerek İki gariban. İstanbul’un sillesini yemiş, yaşlı ve yorgunlar. Dertleri diz boyu. Gülhane parkının farklı köşelerinde iç çekerek düşünmekle meşguller. dünya umurlarında değil, zaten onlar da dünyanın umurunda değiller. Sıkıntıdan içlerine sığamıyorlar. Yürüyerek uzaklaşmaya, dolaşmaya, daha fazla düşünmeye muhtaçlar. Ayakkabılar yırtık, elbiseler kirli, karınlarına kaç zamandır lokma girmemiş. Zararsız ve zayıflar, ayakta durmaya takatleri…
Sarı öküzü vermek
Sarı öküzü vermek Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslanların gözü hep öküzlerdeymiş. Ancak öküzler saldırı anında bir araya geldiklerinden aslanlar çaresiz geri dönerlermiş. Bu nedenle küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, zayıflayıp güçsüzleşmeye başlayınca toplanıp bir çare düşünmüşler. Aslanların lideri yanına iki aslan daha almış ve beyaz bayrak çekerek öküz sürüsüne yaklaşmış. Öküzlerin…
Umut kelebeğin öyküsü
Umut kelebeğin öyküsü Yemyeşil ormanların ardında, sıcak bir bahar sabahı, minicik bir kelebek gelmiş dünyaya…Kozasından sıyrılıp şaşkın ve ürkek bir şekilde etrafına bakınmış …Kendisi gibi pek çok kelebek varmış civarda…Kimi kanatları ile oynuyor, kimi bir şeyler yemeye çalışıyor, kimi uçup ayrılıyormuş yuvadan. Kendini incelemiş kelebek, pek beğenmiş. Tüyleri rengarenk, antenleri simsiyah, bedeni yumuşacıkmış. Tertemiz bir…
Çeyrek altın hikayesi
Çeyrek altın hikayesi Çok sevdiğim ve tüm dostlarıma da zaman zaman anlattığım bir hikayedir bu; Çeyrek altın hikayesi . Çünkü parayı, emeği, çalışmayı ve hak etmeyi anlatır. Çok zengin bir adamın yetişkin oğlu bir gün bekarlıktan ve haytalıktan sıkılır ve babasına gidip evlenmek istediğini söyler. Babasının hali vakti yerindedir ancak o güne kadar kadir kıymet…