Sosyal medya bağımlılığımız
Elimizde telefonla yürüyoruz sokaklarda…. Düşüyoruz, çarpıyoruz, eziliyoruz. En azından telefon düşüyor elimizden.
Otobüste, metroda herkesin elinde bir telefon, oradan oraya sörf ediyoruz.
Yaşadığımız, hissettiğimiz, gördüğümüz ne varsa… anında o sanal dünyaya resmediyoruz, mahremiyetimizi yok sayarak. Anı yaşayamadan, anı ölümsüzleştirmeye çalışıyoruz.
Gündemi, hayatı sanal alemden takip ediyoruz cahilce.
Sevdiklerimize anneler günü mesajı bile bu kanal üzerinden gidiyor, onlara sarılmak, ellerini öpmek varken.
Sosyal medyaya bağımlıyız, sanala aşığız, gerçek hayatta kopuk yaşıyoruz. Böyle olunca da birilerince belirlenen gündeme tabiyiz ve önceliklerimizi, alışkanlıklarımızı onlar belirliyor, bizi terbiye ederken sağlıksızlaştırıyor, fakirleştiriyor, mankurtlaştırıyorlar.
İnternete, medyaya, sosyal medyaya karşı değilim. İnsanların haber almasına yardım edecek her şeye taraftarım çünkü birileri genel haber akışını sansürlüyor. Bu anlamda sosyal medya çok önemli haber almak adına. Ama karşılığım bağımlılığa!
Eskiden televizyon izlenirken dahi sohbet edilir, çay içilir, meyve soyulurdu melamin tabaklarda. Cep telefonları ve televizyondan önce yazıma göz atabilirsiniz daha geniş okumayı dilerseniz. Ama şimdi esir olduk ekranlara, telefonlara…
Aramak bulmak zordu eskiden insanları, ulaşmak zordu. Hatta santrallar vardı arada şehirlerarası numara verip beklediğimiz… Şimdi saniyeler içinde dünyanın diğer ucundan haber alabiliyoruz…. ama yine dünyanın öbür ucu bizi saniyeler içinde izleyebiliyor, etkileyebiliyor, kandırabiliyor, hasta edebiliyor, eğitebiliyor.
İnteraktif yani karşılıklı bir etkileşim söz konusu.
Alışkanlıklarımızı değiştirip, gizli anketlerle beklentilerimizi öğreniyor, insan mühendisleriyle bizim hassas konularımıza kendi açılarından çözümler getiriyorlar. Onlara hammaddeyi ise veren biziz koyduğumuz resimler, konumlar, etiketlerle.
Özelimiz bize kalmalı…. abartmadan bir kaç resim koysak dahi…. mahremiyetimizi açmamalıyız birilerine.
Başkalarının özel dünyasına da girmeye çalışmamalıyız…
Reklamlara, aldatışlara, dolandırıcılara kanmamalıyız. Nasıl bunca dolandırıcı başarılı olabiliyor düşünsenize? Biz sosyal medya bağımlısıyız da ondan.
Orada yaratılan suni bir gündem ve suni bir dünya var. Biz oraya öyle giriyoruz ki, gerçekleri aramadan kanıyor, orayı hayal gibi yaşıyor, kanıyor, kandırıyoruz.
Bağımlıyız…. işte, araçta, uyurken bile baş ucumuzda telefonlar…
Sosyal medya bağımlılığımız bizi hasta ediyor, uyuşturuyor, başka biri yapıyor fark edemiyoruz. Gerçek hayattan kopuyoruz, aldanıyor, aldatıyoruz, birilerinin gündemi belirlemesine müsade ediyoruz. Eklediklerimizle, arkadaş olduklarımızla kendimize sanal dostluklar kuruyoruz gerçekleri göz ardı ederken…
Arkadaşımızın resmini beğenmeyi ihmal edersek küsüyor bize…. Ne kadar komik değil mi? Beğenmemize bile karışıyor dostumuz. Düşünün ya başkaları? Neleri beğenip beğenmeyeceğimize karar verenler, beğendiklerimizden bizi tahlil edenler?
Biz o sanala istikamet veremeyiz cılız hamleler hariç ama o sanal alem bizi alır ta uzaklara götürür, bizi bizden çıkartır.
O sanal alem gerçek dünya ile irtibatımızı kopartır.
İnternete girin sorun yok ama goy goy için değil, araştırmak, öğrenmek için girin. Değerli vaktinizi el alemin orası burası için, özel hayatı için, kumar için harcamayın. Hayat kısa, hayat gerçek…. onun sınırları dışına çıkmayın, çıksanız da kaptırmayın kendinizi.
Fenomenlerin sahte hayatlarına aldanmayın…. gerçek değil onlar, adeta birer robot.
Gündeme getirilenlere kanmayın hepsi yanlı…. onca trol varken, reklam varken…. gerçekler, acılar, sorunlar, gerçek gündemler o merada yer bulamaz kendisine. Siz gerçekten, sorunlardan habersiz kalırsınız hayal aleminde gezerken.
İstediğiniz hayal aleminde yaşamaksa bile çözüm değil çünkü başkalarının hayatlarıyla mutlu olamazsınız.
bence sosyal medya bağımlı olunmaması gereken bir mecra. Burası hobi, eğlence, zaman geçirme odaklı ziyaret edilebilir pekala, asıl mazlumların, adalet arayanların acı çığlıkları, mahrumiyet gerçek haberleri okunabilir buradan. Lakin hayat bu kafese konamayacak kadar geniş, büyük, güzel ve gerçek.
benden demesi.