Sokak hayvanlarını seviyoruz ama
Sokak hayvanlarına sempatimiz Ulusça malum. Merhametimizle, sevgimizle bu patili dostlarımızı oldukça fazla hayatımıza sokuyoruz. Onlara sıcakta ve soğukta yuva, su, yem vermekte de gayet başarılıyız. Ufak nüanslara rağmen onlarla dost bir ilişki içinde yaşayıp gidiyoruz.
Ancak bazen bencillik veya şımarıklık edip, sorumluluktan kaçarak, bıkarak hayvan dostlarımıza istemeden kötülük ediyoruz. Satın alıyoruz sahiplenmek yerine, yaz sezonu sonu hevesimiz geçince sokağa salıp dönüveriyoruz şehrimize. O hayvancıklarsa sokakta, eğitimsiz, hayatı idameden yoksun, barınaktan mahrum tehlike ve açlıklara tabi olarak tek başlarına kalıyor. Aldıkları eğitimler boşa giderken kendilerine yapılan aşılar da bir zaman sonra etkisini yitiriyor. Sonuç; sokaklar dolusu kendisine yetemeyen ama beslenmek zorunda olduğu için asabı bozuk, davranışları eğitimsizleşmiş onlarca hayvan.
Okula giden çocuklarımız için hatta yetişkinler için bile tehlike yaratabilen bu durum yetkilileri mevcut yasalar çerçevesinde pek bağlamıyor açıkçası ve anlaşılmaz bir vurdumduymazlık var. Gazeteler köpeklerin saldırılarına uğrayan onlarca haberle doluyken, belediyelerin ıslah ve barınak imkanları yetersizken … tehlike her geçen gün aratarak devam ediyor.
Sokak hayvanları ve genel olarak hayvanlar için pek çok derneğimiz var. Güzel! Ancak saldırıya uğrayan çocukların hakkı ne olacak? Ölen, uzvunu kaybeden, korku psikolojisi içine yerleşen, bunalıma giren en azından çok uzun süre kuduz tedavisi görmek zorunda kalan onlarca çocuğun yasal ve vicdani hakkı ne olacak?
Sokak hayvanlarına dokunmayın pankartlarıyla alanları dolduranlara tabi ki destek verelim ama gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ki saldırılara maruz kalanların hakkı savunulabilsin. Çocuklar okullarına korkusuzca gidebilmeli değil mi? yetişkin bir erkeğin bile kendisine saldıran üç köpekle başa çıkması mümkün değildir. O halde?
Evcil hayvan sahipleri köpek sahiplenirken bu nedenle çok iyi düşünmeli, sokağa salmak vicdansızlığından sıyrılmalı, belediyeler etkin bir mücadele vermeli ve yasal düzenlemelerde mesafeler kısa sürede karşılanmalı. Yoksa yarın çok daha fazla sayıda vatandaşımız saldırılara maruz kalacak ve en kötüsü olası bir kuduz salgınında bu sahipsiz ve denetimsiz hayvanların saçacağı tehlike ciddi bir problem yaratacak.
Elbette en önemlisi de şu; kimse kimsenin özgürlük alanına tecavüz edemez ve bir kimsenin mesela sabah sporunda mahallede yürüyüş hakkını, sahipsiz saldırgan köpekler nedeniyle engelleyemez! Şu an malesef en seçkin belediye alanlarında bile sokak hayvanları açısından yetersiz, kontrolsüz ve denetimsiz haldeyiz. tedbir, tedbir, tedbir. sevelim ama canımızı ve özgürlüklerimizi de kimsenin geçici zevkine feda etmeyelim.
Sokak hayvanlarını seviyoruz ama onlarda bizi sevsin, sevdiğini göstersin. Bu çok mümkün olmadığı için de birileri tedbir almalı ve sokaklar emniyette olmalı… sokak hayvanları bazı mahrumiyetler yaşayacaksa da…