Sizde vicdan var mı ?
Vicdan kalbin sesidir, içimizdeki haşa Tanrıdır Victor Hugo’nun dediği gibi. Bize doğruyu gösterir, merhameti emreder, adil olmayı şart koşar. Sıcacık dokunuşumuzdur hayata vicdan, kalpten gelen şefkat, acımak hissiyle karışık adalet duygusudur, suç işlemekten korkmaktır, hak yemekten çekinmektir vicdan.
Herkesin vicdanı vardır ahlakı olduğu gibi. Ahlaksız nasıl yoksa, kötü ahlaklı varsa, vicdansız da yoktur, kara vicdanlı vardır….
Kara vicdan acıma hissini kaybeden, bencilleşen, kararan kalbin sesidir…. Ekranlarda da yansıdığı gibi toplum yazık ki bu kara vicdanlılarla dolu. Geldiğimiz hal malesef bu.
Yaşlılara saygımız kalmadı, çocukları sevmiyoruz artık bizim değilse, hayatta kalmak, ayakta kalmak için başkalarının sırtına çıkmaya mecbur hissediyoruz kendimizi…. acımasızca eziyoruz altımızdakileri ama biz de bir başkasının altındayız. Ölmemek için herkes bir diğerini öldürmeye mecbur gibi bir durum yarattı birileri. Kandık, vicdanlarımızı hapsettik kara zindanlara ve karardılar.
Enflasyon mesela…. 35 bin lira oldu kiralar….. vicdan bunu kabul eder mi asgari ücretin iki katını? Gıdalar alınamayacak halde, marketler el yakıyor, patates çorbasıyla öğün yapıyor arka sokaklardaki insanlar ailece…
Birileri dolar banyoları yaparken, diğerleri fakirliğin diplerinde geziyor….
Tok açın halinden anlar demiştim bir yazımda… hala aynı fikirdeyim. Anlar ki onları yanaştırmasın yanına, ezmekten bir gün olsun vazgeçmesin. Çünkü ezmezse muhtaç duruma düşeceğini bilir…. yanlış ama öyle sanır.
Devlet ve hükümet farklı şeyler…. İlki baki, diğeri geçici. Ama hükümet ve halk arasında uçurumlar yaratanlar var…. sınıflar arası uçurumları genişletenler var, yaşaması uygun görülmeyen yoksullar ve yaşlılar bir tarafta, para babaları bir tarafında uçurumların…
Geçim derdinde insanlar… fakirleşiyorlar, fakirleştiriliyorlar….
Aileler dağılıyor, ahlak sükut ediyor, tefecilere muhtaç hale geliyor insanlar, namuslar çiğneniyor ayaklar altında, bir taraf haksız servetlenirken, diğer taraf servetlerini terk edeli uzun zamanlar oldu…
Sağlıklarımız bozuluyor sahte içeceklerle, suni gıdalarla, sentetik ürünlerle, alüminyuma sarılı dondurulmuş şeylerle….. GDO hayatımıza girdiğinden beri ölüyoruz yavaş yavaş…
Isıl işlem görmüş gıdalar, ilaçlar, antibiyotikler organlarımızı parçalıyor… öldürülüyoruz.
Aşılar, yasaklar, kısıtlamalar, kalabalıklar, stresler, yangınlar, iflaslar ahlakımızı da, sinir sistemimizi de bozuyor, şiddete meylediyoruz ulusça…
Kayboluyor çocuklar bu sinsi cehalette, delaletler esir alıyor gençleri, tazecik beyinlerimizi adeta damat veriyoruz, gelin veriyoruz Avrupa ülkelerine çalışsınlar diye. Beyin göçleri beyinsiz bırakacak bizi böyle devam ederse…. doktorsuz kalacağız, mühendisimiz olmayacak on yıl sonra.
Savaştırılıyoruz, terörden başımızı kaldıramıyoruz, konuşamıyoruz, öğrenemiyoruz, gerçekleri göstermiyorlar….
Daha daha neler var…. ekranlar var diziler…. ahlak deformasyonu…. haberler var yanlı…. spor müsabakaları var şike dolu….
Vicdan? Vicdanlar sessiz… Temiz vicdanlılar çırpınışlarda, kara vicdanlılar sahnede…
Fasulyeye taş katar oldu bakkallar, emeklileri soyanlar çoğaldı, otobüste ayakta dikiliyor hamile kadınalr gençler otururken, kadınlar öldürülüyor sokak ortasında, kedilerin kuyruklarını, ayaklarını kesiyor birileri…. gün ortası. Komşu komşuyla kavgalı, iş ortağı diğerini kazıklamak derdinde…. birileri çıkıp dolandırıyor insanları çok para kazandırmak hırsıyla….
Birileri öldürülüyor alenen sokak ortasında, trenler raydan çıkıyor, madenler çöküyor…. vicdanlar suskun.
İşsizler…. yorgunlar, geçemiyorlar mülakatları, zam alamıyorlar, haklarını alamıyor işçiler patron keyfi işten attığı halde…. vicdanlar yine suskun. Beyefendi yakınımdır kartvizitleri dolanıyor elden ele diğer yanda.
Emekliler aç, açık… vicdanlardan tek ses yok.
balık kalmadı denizlerimizde, ormanlarımız yandı, oteller dikildi yerlerine, dereler, göller kurudu bereketsizliklerle…. vicdanlardan tek ses yok.
Bizler? Tahammülümüz kaldı mı? Hoşgörümüz hala canlı mı? Komşuya yardım ediyor muyuz kara gününde, yoksa camlarını kırıp, köpeğini öldürüyor muyuz?
Yalancı şahitlikten çekinmez olduk yalan mı? Para ile susturulduk…. kızları altı yaşında gelin ettik birilerine…. yurtta yandı çocuklar, asansörde can verdiler, okuldan koparıldılar…. diri diri toprağa gömüldü kızlar…. vicdanlar suskun.
Kimsede değil suç…. hepimizde!
Sakın birilerine yahut yönetenlere atmayın suçu…. hepimiz, hepiniz kara vicdanlı oldunuz….
Kiraları, ev fiyatlarını kim çıkardı tepelere de insanlar tefecilere mahkum oldu, yüksek faizlere? bankalar nasıl tefeci oldu?
Siz 15’e aldığınız havluyu 70’e sattığınız için oldu hepsi!!!
Hırsızlara ses etmezken, canileri alkışlarken, teröre teslim olurken, salgınlardan korkarken, bankadaki üç kuruşunuza güvenirken kaybettiniz temiz vicdanları…
Hırsla, kıskançlıkla, kötülükle kararttınız vicdanlarınızı…
İnanç ve değerlerinizi toprağa gömdünüz menfaat uğruna… tarafsızlığınızı, adaletini kaybettiniz fanatikliklerinizle… bağnazlıklarınızla kirlettiniz dini bile, okumadınız, anlamadınız dinin gerçeklerini…
Yardım etmekten, acı paylaşmaktan imtina ettiniz. Bunun yerine hak etmediğiniz maaşların peşine düştünüz, sahte sağlık ve engelli raporları aldınız yakınlarınıza da gittiniz üçte bir fiyatına arabalar aldınız… Kimse zorlamadı sizi, siz kendiniz karattınız vicdanlarınızı…
Allah’tan korkardık önceleri, artık korkmuyoruz…
Hukuktan korkardık eskiden artık korkmuyoruz….
Toplum baskısından korkardık eskiden artık korkmuyoruz….
Sonuç? Korkusuz bir vurdumduymazlıkla kara kara izler bırakıyoruz geçtiğimiz yollara.
Ayıplara meylettik, mum kokulu kadınlara yöneldik, kumar aşkımız oldu bahanelere sığınıp, alkolik olduk…
Tarlalarımızı ekemez olduk, yabancıları çalıştırır olduk tarlalarda, kahvede pişpirik oynarken…
Tarlaları satıp kat karşılığı, parasını bankaya koyup keyif çattık…. Kamulaştırdılar tarlalarımızı arabalar aldık yeğenlere, düğünler yaptık, mobilyaları değiştirdik her defasında…
İhtiyat akçesi gitti devletin, bizler de yastık altı altınlarımızı yedik bitirdik…
Vergi kaçırdık, vergi affı bekledik…. Adam öldürdük af bekledik…. kaza yaptık arabamızla üç kuruş verip sıyrıldık, alkollüydük, yalancı şoförü geçirdik kayıtlara….
Kuyumuzu kazdı dava ajanları, birbirimizi en ufak şeyde mahkemeye verdik…. yıllarca sürdü gerçek adalet arayışları bizim yüzümüzden…
Nafaka almak için elli yıl, üç ay evli kaldığımız insanın boğazına çöktük…
Çocuk kaçırdık, uyuşturucu sattık, kan sattık, organ sattık, kaçak mazot sattık…. biz yaptık bunları.
SOnra başka vicdanları suçladık.
Şimdi bir kere daha soruyorum; Sizde vicdan var mı ? Varsa kara mı temiz mi? Kendinize yukarıdaki soruları sorun…. cevap belli ama emin olun diye diyorum.
Düzelme önce bizden başlar, sonra yukarıya tırmanır… Biz bu haldeysek, başkalarının vicdanıyla hareket etmesini beklemek de hayal…
bence.
Yahu koca bir deprem yaşadık…. evleri soydular, kadınların bileziklerini aldılar, çocukları kaçırdılar, yapı denetim belgelerini aşırdı müteahhitler, hastane kalmadı, yol kalmadı…. üç kuruş para yolladık içimiz rahat etsin diye, ekranlardan izledik maç seyreder gibi…. Bir yıl geçti üstünden hala o insanlar evsiz, evimizi vermedik onlara, ya boşaltmazlar korkusuyla…
Vicdanımız gibi, insanlığımızı da kaybettik. Çünkü vicdan insanlıktır…. insan olmaktır.