Sigaranın dumanı
Sosyetik olduk… iyi giyiniyor, parfüm kokuyor, beyaz gömleklerle gidiyoruz işe… Hanımlar kısa etekler, yüksek topuklarla dolaşıyor şıkıdık şıkıdık. Diyetler yapıyor, spora gidiyor, lüks gökdelenlerin bilmem kaçıncı katında 1 + 1 evlerde kiraya oturuyoruz ama eşyalarımız en pahalısından…. Dışarıdan yemek söylüyor, yemek kokusundan nefret ediyoruz…
Çıktığımız yeri, geldiğimiz yeri unuttuk.
Sigaraya antipatimiz var mesela. Kokusundan, dumanından rahatsızız… içmiyormuşuz gibi, hiç içmemişiz gibi, hiç sigara içilen otobüste seyahat etmemişiz gibi, anne ve babamız evde hiç sigara içmemiş gibi.
İçilsin demiyorum, yasalar ne diyorsa o, sağlık neyi gerektiriyorsa o…. ben başka bir şey söylüyorum.
O sigara dumanı var ya hani nefretle kovduğunuz, hani kokusu var ya parfümünüz kaçmasın diye korktuğunuz…. babanızın tütün kokan ellerinin kokusu. babanızın sigarasından çıkıyor o dumanlar.
babanız çoğu kederden, yokluktan nadiren keyiften içti o sigaraları siz büyürken. Başka imkanı yoktu geniş eve çıkacak, dar odalarda iç içe yaşadınız. Çay bardağında rakı içti babanız, yanına iki sigara tellendirdi filtresiz camdan dışarıyı seyrederken. Çünkü lokantalara gidecek parası yoktu, yorulmuştu belki gün boyu elin işinde çalışmaktan, tarla da saban sürmekten, kan ter içinde. Yorgunluk atıyordu babanız ayların, yılların yorgunluğunu….
Siz babanızın o tütün kokan parmaklarıyla saçınızı okşadığında göklere uçtunuz sevinçten.
Anneniz kül tabağını ikide birde boşaltırken hiç söylenmedi babanıza. Siz babanızın mezesinden çaldınız muz dilimlerini de mahsustan görmez gibi yaptı babanız yiyin diye. Bilakis mutlu oldu….. sek içti rakısını, mezesiz siz muz yiyin diye.
Anılarınızda eviniz duman kokulu…. Sigara paketlerini hatırlıyorsunuz Samsun’u, Maltepe’yi… Mavi bandrollü sigara getirdiniz babanıza yaş günlerinde harçlıklarınızdan biriktirerek…
O koku, o duman babanızın kokusu. Hani nefret ettiğiniz.
Babanız sigara içerken uyudu çokları, yorgana düştü yanan sigara kış gecelerinde…. gece kalkıp sigara tellendirdi babanız üst üste. Birbirine ekledi parasız günlerde sigarasını….
babanız size iyi bir gelecek sunabilmek için çalıştı durdu geceler, günler boyu. Yoruldu, hastalandı, hastaneye bile gitmedi masraf çıkmasın diye. Size kitap defter almak için en ucuz sigaraları aldı, en adi şarapları içti zararını bile bile.
babanız…. sosisler, salamlar, pastırmalarla değil iki dilim peynirle içebildi anca.
Sizin şu an yaptığınız gibi lüks restoranlarda garsona sipariş etmedi buzu, kendisi dolaptan aldı. Dışarıda içmedi babanız, hanımefendilerle değil annenizle içti rakısını, sigarasını.
Gözlerinin feri söndü dumandan, dumana bağladı dökülen göz yaşlarını siz anlamayasınız diye…
Onun tütün kokan parmaklarının kokusu o sigara dumanı hani nefret ettiğiniz.
Hani bazen keyiflendi de şarkılar söyledi size rakı bardağını havaya kaldırırken…. hani sizin yaş gününüzde filtrelisinden aldı sigarayı paraya kıyıp…. hatırlıyor musunuz?
Siz akşam çayı yanına konan kül tabağıyla büyüdünüz.
Sağlığınız mı bozuldu, okuldan mı geri kaldınız?
babanız sizin yaramazlıklarınıza ses etmedi kızsa da. Anneniz size dövmedi tabakları kırdıysanız da. Çünkü sizi canlarından, çeyizlerinden çok sevdiler.
Yurt dışına tatile gitmediler, Antalya’ya bile gitmediler, gidemediler çalışmaktan… Yaşamları o altmış metrekare evde geçti yıllarca. Denize belediye otobüsüyle gittiniz çocukken… masraf çıkmasın diye.
Eve harçlık bıraktı babanız, bir paket sigara parası aldı kendisine. İşe yürüyerek gitti belki, otobüse binmedi parası yok diye. Eskicilik yaptı, ilave iş yaptı, gecelere uzattı işini az daha kazansın diye…
Hastalandı, dertlendi, hesap üstüne hesaplar yaptı masrafları uç uca ekleyebilmek için. Ay sonunu getirebilmek için…
babanız o dumanda sizi içti ılık ılık , çekti içine hasret kokunuzu siz okullar okurken…
babanız siz hasta olduğunuzda ateşiniz düşmedi diye içti o kadar çok sigarayı…
babanız sizi özledi de özlemini sigarayla avuttu, sigara kokusunu çekti içine siz diye.
babanız hasretine ortak etti o çektiği dumanı içine, siz ellere karıştığınızda…
babanız siz anne olduğunuzda sevinçten, siz ağladığınızda kederinden içti o filtresiz sigaraları peş peşe.
Hani o nefret ettiğiniz sigara dumanı ve kokusu var ya… işte o babanızın kokusu. Babanızın tütün kokan cennetlik ellerinin kokusu.
Benden demesi.
O yüzden şımarık çocuklar gibi ağlaşmayı bırakın bir tarafa ve anılarınızı yaşayın babanızla. Nereden gelip nereye gittiğinizi de hatırlarsınız belki.