Şeytan neyle nasıl korkutur ?
Şeytan zorlamaz, süslü gösterir. Zorlarsa ki yapamaz vebali kendisine olur. Onun görevi insan iradesini aldatmak ve yoldan çıkartmaktır. Yani insan kendi adımlarıyla şeytana gider usul usul veya koşarak.
O halde nasıl oluyor da kötülüğü malum şeytana insanlar koşarak gidiyor?
Korktukları için! Çünkü şeytan zorlamaz ama korkutur; fakirlikle ve ölümle.
Bakın etrafınıza, tarihe göz atın. Tüm insanlar, devletler, padişahlar, Krallar, Uluslar açlıktan, salgından, depremden, ölümden korktukları için teslim olmuşlardır şeytana. Bu yüzden savaşlar çıkartmış, ganimetler peşine koşmuş, yağmalamış, tecavüz etmiş, şifa için büyücülerden medet ummuş, geleceği ve büyüleri öğrenmek için kahinlerin kölesi olmuştur.
Modern dünya elbette dağ başlarında kahin aratmayacak kadar teknolojiktir. Ekranlar bu yüzden vardır, gazeteler, sosyal medya… hepsi korkuyu yaymak ve ayağınıza kadar getirmek içindir.
Korku filmleriyle Hollywood ilk sıradadır televizyonlardan sonra.
Borsalar, kripto paralar, enflasyonlar, kapitalist sistemin tüm çarkları halkları fakirleştirmek içindir, zenginleşmeleri için değil. Yoksulluk kader olmalıdır ki şeytana biat edip aman dilesinler ve şeytanlaşsınlar.
Hastaneler, tıp ilmi, salgınlar, aşılar…. insanlar kendi rızalarıyla koşarak gider aşılanmaya, kağıt imzalayarak. Ölmemek için razı olurlar ne gerekiyorsa. Sanki eceli veren bir başkasıymış veya eceli engelleyebileceklermiş gibi!
Ölümler ve fakirlik artmadan şeytan emellerine ulaşamaz. Sağlıklı, huzurlu, rahat ve varlıklı yaşamlar şeytana teslim olmaz.
Azanlar, hadsizler, korkaklar, imansızlar teslim olur, hırs ve şehvette sınır tanımayan gafiller, gözü dönmüş sapıklar, katiller, akılsızlar teslim olur korkarak veya aç gözlülükle daha fazlasını isteyerek.
Oysa korkulacak sadece Allah’tır, rızkı ve medeti veren sadece Allah’tır, şeytan değil. İşte akıl burada devrededir ama inançlar sıfırlanınca, hevesler sadece bu dünya hayatına çevrilince şeytanın işi kolaylaşır.
Bunun için çok çalışmasına gerek yoktur şeytanın. Korku ve israf fitilini bir kez ateşledi mi gerisi kendiliğinden gelir. Lüks ve konfor arzusu, cinsel dürtüler, kumarlar, hırsızlıklar, kibirler girer devreye. Ve arsızlık artar gider.
Şeytanın nefisleri dürtmesi yeter bunları hayata geçirmek için.
Öyle de yapar.
Size dokunamaz, seslenemez, itemez sizi karanlıklara, içinize giremez. Şeytan siz olursunuz, şeytanlaşırsınız, insan şeytanı haline dönersiniz de şeytanı maziye, mitolojiye gömersiniz yokmuş gibi. Her şeyden habersiz, bilgisiz, düşüncesizce atılırsınız kollarına şeytanın.
Korkularınızı kendiniz yaratırsınız nefsinizin dürtüleriyle. Oysa insanı yıkan hayat değil düşüncelerdir. Vesvese vermek şeytanın en kabiliyetli olduğu alandır. O vesveseyi bir kez verdimi, endişeleri kalbe bir kez soktu mu insan korku ve panikle daha hızlı koşar şeytana biat etmek için.
Statüyü korumak, ölmemek, muhtaç olmamak için el açıp aman dileyenler beşeri hayatın sahteliğine aldanmış olanlardır.
Şeytanlar kız çocuklarına tacizi, hak yemeyi, harama özenmeyi ölmemek, fakirleşmemek adına özendirir. Şeytan nasıl kandırır yazımı da okursanız göreceksiniz ki aldanmak insanın kibri iledir. Eşitlik ve adaleti insan kendi elleriyle kirletir. Masumiyeti yok eden insandır. Melek doğan insan sonradan ya insan olur ya şeytan. Lakin görüyorum ki modern dünyanın sözde aklı gelişmiş insanı şeytanlaşmadan ziyadesiyle mutlu.
Ahiret için endişe etmiyor ve cehennemlere razıysanız sorun yok. Vurun, patpatın eğlenin. Ama inançlıysanız ahiret hesabından çekiniyorsanız şeytandan ve ordularından uzak durun.
Benden demesi.