Sağlıklı ve kalıcı ilişkilerin püf noktaları
Hayat ilişkiler sarmalı. Herkes birbiriyle ilişki içerisinde. Burada bahsedeceğimiz ilişki ise sevgi ve aşk üzerine olanı.
Sonu ayrılıkla, acı ve şiddetle biten birlikteliklerden sakınmanın yollarını arayacağız birlikte ve daha mutlu nasıl yürüyebiliriz ona bakacağız o değer verdiğimiz insanla birlikte.
Onlarca şey var etki eden meseleye ama burada sadece ana temellere değinmek istiyorum.
Gerçek sevgi mesela…. sevgi gerçek değilse, göstermelikse, geçici bir hevesse kalıcı olamayacağı gibi yıkıcı da olabilir. Bunu anlamak başlarda zordur ama kasten yapılmış bir hata değilse kısa zamanda gerçekliği görünecektir ve kalıcı olma ihtimali yoksa hemen bitirmekte fayda vardır.
Akıl ve kalp birlikte hareket edemiyorsa da sorun vardır bana göre. mantık evliliği dedikleri şeyden bahsediyorum. Parası, işi var… fena da sayılmaz, o zaman ilişkiyi sürdürmek lehime gibi bir düşünce felaketinizdir… şayet kalbiniz bu projeyi desteklemiyorsa.
Para ve servet tutkusu ile başlayan bir ilişkinin sonu acı olmak zorundadır çünkü davul bile dengi denginedir. Alışkanlıklar, bakış açıları farklı olduğu için hayata, iki kişinin aynı noktaya bakabilmesi neredeyse imkansızdır.
Aile-töre baskısı ile başlayan işlerin başarı oranı % 5’ten fazla olamaz istatistiki olarak. Çünkü bu büyük bir kumardır…
Ergenlikten çıkmadan alınacak ciddi kararlar da tecrübe noksanından dolayı sağlıklı sonuç vermekten uzaktır bana göre…
Ekonomik olgunluk da önemli. Hazırlıksız sermaye ile çıkılan ortaklık yolunda sorunlar evliliği ve sevgiyi boğacaktır bana göre.
Psikolojik olarak ilişkiye hazır olmak kalıcı ilişkinin manevi yanı ve duygusal etkeni. Kötü biten bir ilişkiden hemen sonra ilaç niyetine başlanacak bir ilişki netice vermeyeceği gibi daha da derin yaralar açacaktır.
Başkaca sorunların üstesinden gelebilmek umuduyla ilişkiye yelken açmak o sorunları gideremeyeceği gibi, bu ilişkinin sağlıklı olmasına da mani olacaktır.
Sorumsuz ve rastgele ilişkilere yelken açmak, daldan dala atlamak yapılabilecek en büyük hatalardan…
Tek gecelik ilişkiler ise işin en feci yanı… bahsetmeye gerek bile yok.
Şekilci, gösterişe dair ilişkilerin de yaşama şansı yok bence.
Tensel güdülerle çıkılan yolun da sonu karanlık olmak zorunda. Çünkü ne o ten aynı kalacak, ne o heves kendisini tatmin edebilecek bir zaman sonra ya da bir başka heves devreye girdiğinde… heves odağı aynı kalabilecek!
Süregelen hayattan kurtulma umudu da ilişkiye giden yolu tek başına açtıysa korkarım sonu hüsran olan bir şey yaşanacak ve kısa sürecek…
Yani ne maksatla, nasıl başlandığı önemli ilişkiye….
Peki ilişkinin devamını ve güzelleşmesini nasıl temin edeceğiz?
Güven ve saygı en az aşk ve sevgi kadar önemli bana kalırsa…. güven yoksa iş yürümeyecektir. Saygı azalıyorsa o kişide karşılık bulacak ve o da size saygıda kusur etmeye başlayacaktır.
Aldatmak sadece bedensel anlamda olmaz. Söylenen her yalan, habersiz yapılan her gaflet aldatma kapsamındadır ve kalıcı yaralara sebep olur…
Aşk ve sevgi yoksa…. ilişki başlamamalı, başlamışsa derhal bitmeli. Çünkü sahtelik işi bozar, yaralar.
Zorluklara tahammül yeteneği gelişmemişse eşler arasında devam etmek zordur.
Özgürlüklerin kısıtlanması bahsi ile sadakat arasında ince bir çizgi vardır. Eşlerin kısıtlanan hareketleri bunalıma sebep olur, aksine aşırı özgürlükler fena neticelenme riski taşır.
Mali disipline riayet malesef olmazsa olmaz kurallarındandır ilişkilerin. Çünkü zamanın zor şartlarında ayakta kalmak sıkı dikkati gerektirmektedir.
Yalan söylememek en önemli şartlardan, sır saklamamak…. Burada en büyük hata şu; ben yalan söylemiyorum, sadece saklıyorum bahanesi. O gerçek elbet su üstüne çıkacak. Yalan söylemediniz ama bir gerçeği sakladınız ki eşinizin onu bilmesi gerekirdi. Haksızlık değil mi? Ortaya çıkınca eşin tepkisi ne olacak?
Eğitim ve kültür seviyeleri uyumu da önemli. Farklı bakış açıları bir arada yaşayamaz diye bir kural yok ama malesef çoğu başarısız kalıyor…
Anne-baba ve eş dengesi kurmak, bunu adaletle, hakkaniyetle tesis edip sürdürmek önemli. Bir taraf baskın çıkarsa, yahut diğeri önemsizleştirilirse o ilişkinin yürümesi ancak hayallerde olur…
Ortak hayal sahibi olmak, vizyonu, beklenti ve mutlulukları paralel kılar… bu yapılamıyorsa gözler birbirini görmüyor demektir.
İş bölümü önemli, ilgi alanları, kabiliyetler öyle dengelenmelidir ki sıkıntı karar mekanizmalarında çıkmasın. nedir erkek musluk tamiri için karar verirken, bayan dekorasyona karar verebilir mesela. Ama ortak alınması gerekenlerde bir tarafın baskıcı ve ısrarcı olması söz konusuysa alarm çanları çalıyor demektir.
Alarm çanlarını erkenden fark etmek önemli…. bu zaman kazandırır, tedbir almayı mümkün kılar. Ama duyrsız ve özensiz ilişki söz konusuysa Titanic batarken yolcuların haberi olacaktır daha önce değil.
Kendine bakmak, özenli giyinmek, tertip düzen konularında birbirinin hassasiyetlerine önem vermeyen çiftler için sorun var demektir. Çorapların sağa sola atılması yahut alet çantasının habersiz kilere kaldırılması gibi… Bakımlı olmak ile aşırıya kaçmak arasında kalın çizgi vardır ve fakat eşler birbirine verdiği kıymeti de göstermek durumundadır. Kıyafetiyle, sözüyle, oturup kalkmasıyla.
Uyum her alanda olmalıdır. Fikirde, zevklerde, tensel güdülerde, alışkanlıklarda… bire bir olmasa bile genelde uzlaşı mümkün olmalıdır.
Bazı hassas noktalar vardır, hassasiyetler…. diğer eş buna temkinli yanaşmalıdır. Mesela futbol takımı taraftarlığı…. mesela hatıra eşyalara özen göstermek gibi…. ya da temizliğe özen.
Monotonluktan çıkma yollarını eşler birlikte bulmalıdır. İmkanlar ölçüsünde sosyalleşme, gezi, ziyaret, sahilde yürümek, plansız hediye almak gibi…
tartışmalar ilişkilerde kaçınılmazdır. Bunları ben küçük depremlere benzetiyorum daha büyük depremleri engelleyen… Ama uzatmamak, tatlıya bağlamak gerek. Kısa süreli küslükler olabilir ama abartmamak gerek.
Gönül almak hatalarda, kırgınlıklarda önemli. Uzatmamak adına. Bu bir çiçek olabilir, bir takı yahut sade bir özür. Önemli olan af dilemek…. ve affetmek.
Eski defterleri defa defa açıp intikam alırcasına öfke ve tartışma meselesi yapmak…. o ilişkiyi kuru dala çevirir.
Eve iş getirmemek de önemli Yani hayatı ikiye ayırıp birlikte geçirilecek zamanları başka işlerle doldurmamak…. bu sağlıklı ilişki adına çok önemli bana göre. Dertleri portmantoda asılı bırakmak da öyle.
Anlayış ve hoşgörü olmazsa olmaz bir konu. Ufak sorunları dert etmemek….
Kıskançlık olmalı. Tat katar ilişkiye. Abartılınca ise felakete yol açar. Dengeli ve ölçülü olursa sevgileri yüceltir….
Evin yuva yapılabilmesi en önemli hususlardan bana göre. Mesele mobilya almak, perdeleri değiştirmekten çok öte…. O ev sevgiyle, muhabbetle yuva olur…
Muhabbet sevgiyle yaklaşmak demektir…. sanılanın aksine dedikodu yapmak değildir. Muhabbetin yuvası ise gözlerdir ve gözler asla yalan söylemez. Konuşurken eşin gözüne bakabilenler…. sevgisi yüce olanlardır, masum olanlardır.
Masumiyet de önemli. İlişkiye leke sürmemek, sır saklamamak, hata yapmamak…
İtiraf önemli diğer yandan. Ola ki bir hayta yaşandı. Bunu itiraf etmek gerek. Başkalarından duymak yerine. Saklamadan, hatanın büyümesine imkan bırakmadan. Bununla aynı değerde affetmek önemli mesela… ama affedilebilecekleri. Yoksa her şeyi affetmek arsız yalancılar doğurur.
Bireyselden çiftli hayata geçiş ayrı bir disiplin ister, çaba ister, fedakarlık ister. Fedakarlık gösterilemiyorsa, tavizi tek taraf veriyorsa sürekli… o baskıcı hal ilişkiyi yer bitirir.
Alışkanlıkların ortak noktada buluşması önemli… yemek tercihinden, perde rengine kadar.
Düzenli hayata uyum sağlama süreci önemli mesela. Alışılagelmiş serseri hayatları sürdürme isteği ve bireysel yaşama iradesi devam ediyorsa şirket kültürü gelişemez ve bir taraf sürekli suskun kalır. Suskunluk ise biriken grizu gibidir, gün gelir patlar.
Ailelerin uyumunu da es geçmemek gerek. Birebir asla olası değildir ama yaklaşık payda da yakın olmalıdır, görüşülebilir, konuşulabilir olmalıdır.
Zevkler ve renkler tartışılmaz kuralına ben inanıyorum. Kişisel zevkler ve tercihlere diğerinin baskıcı müdahalesi fena patlar… sayısız örneği var bunun.
En önemlisi sevgi ve umudun diri tutulmasıdır. Birlikte yürünmeye başlanan yolda zorluklar olacaktır pek çok. Bunlar sevgiyle, birlikte aşılır. Zorluklardan yılmak yahut pes etmek, hele hemen en başta, ilişkinin zayıflığının da göstergesidir. Önemli olarak meselelerin konuşularak halledilmesidir ki konuşulamıyorsa iletişimsizlik ilişkiyi de öldürür zaten.
Sabır önemlidir…. ama bir yere kadar. Mutlak sabır bir tarafı pasifize eder ki ilişki tek taraflı erkil hal alır. Bu ise diğer tarafın hak mahrumiyeti demektir ve onun adı artık ilişki olmaz, esaret olur.
Hoşlanılan şeylerin sürekli hale getirilmesi, hoşlanılmayan şeylerin terki ilişki sağlığı açısından zamanla halledilmesi gereken bir konudur, itina gerektirir. Bu uğurda çaba yoksa…. inat başlar, diklenmeler sevgiyi köreltir.
Kibir ve gereksiz gurur şeytandan huylardır. Eşlerin diğerinden üstün olduğunu ispatlama gayreti sen ben kavgasına sebep teşkil eder ve diğerini küçümseme yolunda atılacak en küçük adımlar dahi ilişkiyi çatırdatır.
İlişki öncesi mevcut olan şartları hiç bir eş diğerine sorun olarak yansıtmamalıdır. İyileştirme olabilir ama madem ki o alışkanlık varken birleşme kararı alınmıştır, şimdi o alışkanlığı bahane etmek adaletli bir yaklaşım değildir. Mesela sigara içen eşe, sigarayı bırakması için baskı yapmak gibi…
Nihayet evde iş bölümü önemlidir, yardımlaşma…. ama bu diğerine işleri havale edip yan gelip yatmak demek değildir ve zorunlu bir mesai halini almamalıdır. Adam yemeğe, masa hazırlanmasına yardım edebilir, yemek bile yapabilir bazen ama bu göreve dönüşmemelidir. Temizlik, bulaşık işleri de aynı duruma örnektir.
Hanım eşine güzel görünmeyi seçmelidir sevgisini diri tutmak adına, adam eşine güzel görünmek istemelidir sevgisini ispat adına….
Mesel pahalı hediyeler almak değil gönül almaktır… önemli günleri unutmamak, ufak sürprizler hazırlamak, ara sırada olsa eşi mutlu edecek şeylerle şımartmak ilişkiyi cazip ve heyecanlı kılar. Hediye seçimi ise ayrı bir meziyettir ve dikkatli olmak gerekir.
Heyecanın bitmemesi önemlidir. Tartışmalar, yokluklar, sıkıntılar heyecanı bitirir. Bu kez gözler dışarıya bakmaya başlar ve tehlike başlar.
Özel günler planlamalıdır eşler… pizza gecesi, oyun gecesi, film gecesi gibi….
Evde çifte has resimler, alanlar, renkler, motifler olmalıdır…. birlikte seçilen… evin dört yanı güzel anlara ait resimlerle dolmalıdır mesela… başkaları için değil, birbirleri için yapılmalıdır bu…
Dışarıya karşı kol kırılır yen içinde kalır sözüne inanırım. Herkese her şey hissettirilmemeli, söylenmemeli…
Aileye, en yakın dosta açılacak bir sır, yapılacak bir şikayet başkaları tarafından duyulmaya ve eşin kulağına gitmeye mahkumdur. Ailenin özeli ise hiç kimseyle paylaşılmamalıdır.
Tensel uyum için evlilik öncesi denemelere karşıyım ben. Bana göre evlilik sonrası uyum sorunu varsa (az oranda) birlikte halledilmelidir. Sorun büyükse zaten tedbir almak da imkansızlaşır, işi uzatmadan bitirmek belki en emin yol olacaktır.
Nihayet…
İyi niyet ve ilişkiyi yaşatma isteği egemen olmalıdır çiftte. Bunu sadece evlilik olarak da almamak lazım. Arkadaşlıklar da böyledir, flörtler de. Niyet has ve iyi değilse, çıkara dayalıysa yürümez.
Sağlıklı ve kalıcı ilişkilerin püf noktaları diyorum ya, o halde sevgiye, bunun için kalbe, şartlara, bunun için de akla müracat etmekte her zaman fayda vardır.
benden demesi.
Sizin ilave sözleriniz varsa seve seve okumaya hazırım….