Sadakatsizler
Sadakat verilen bir söze bağlılık, yeminin gereğini yapmak, o sözden ayrılmamak, kandırmamak, yüce ülkülere vefa borcu, eşe bağlı kalmak demek… sadakatsizlik ise bunun terki anlamına geliyor. isim ve sıfat hali ise malum Sadakatsizler …
Neden bu konuyu açtım. magazinci değilim merak etmeyin. Kimsenin özel hayatı da beni ilgilendirmez. Yakın çevremde bile şahit olduğum en azından hissettiğim çok şey var ama adlandıracak değilim. Sadece konunun ne kadar gereksiz, adi ve anlaşılmaz bir heves olduğunu vurgulamak istiyorum.
Sanırım aşk bitince başlıyor sadakatsizlikler… Sabır ve saygı tükeniyor önce, alışkanlık sıkmaya başlıyor ve macera arama hissi giriyor devreye…. Yaşlanmanın da etkisi var bunda… Hatta yanlış evlilik kararı ve unutulamayan aşklar…
Monotonluktan sıkılma da söz konusu… tatminsizlik duygusu, cesaretsizlik bırakıp gitmeye… Kopmak yerine aldatmayı seçiyor bazıları… aldatarak yıkıyor masumiyeti.
Bir gece başlıyor belki macera alkollüyken, yahut bir zor anda, ya da bir sahil yerinde tek başınayken… Ya da bir birini kovalıyor devasız aşklar, unutulmadıkları için.
Ahlaken zayıflığını herkes biliyor, yıkıcı etkisini, geçiciliğini, izlerinin silinmezliğini ama nefisler aç, nefisler pohpoha meyilli… Bir bardak şampanyaya aldanıyor çoğu zaman temizlikler… tatlı bir melodi, esintili bir sahil, pahalı bir mücevher bazen de.
Hayal kırıklığı sonrası, pişmanlık diz boyu ama nafile bir çaresizlik bu…
Kirlenen beden değil sadece ruh… çıkmıyor lekesi.
Erkek de olsa, kadın da olsa aldatan aldanandan daha çok acı çekiyor ertesi sabah…
Filmlerdeki gibi gecelik değil aşklar…. o kadar pişkin değil insanlar…
Evlilikler pamuk ipliğiyle bağlı saygı ve sevgi tükendiğinde… Birliktelikler tesadüflere, sabırlara dayalı…
Aldatmak girdiği zaman araya kayboluyor tahammül, bırakıp gitmek oluyor adı…. kolaysa. Kolay değil elbet ve bu yüzden yutkunuyor çokları yaralı yaralı.
Aldatan her zaman aldatır kuralı gereği…. dinmiyor yaralar, merhemler yetmiyor yarayı iyileştirmeye.
Her iki partnerde üzgün, her ikisi de başka birine söz vermiş, iki aile de yıkılıyor…. bir gecede.
Bazen loş bir otelde, bazen ara sokaklarda, bazen arabada, bazen ormanda dere kıyısında, bazen…..
İş gezisinde, akşam yemeğinde, balo sonunda, açılış ertesi, davet sonrası…..
Yıkılıyor yuvalar…
Sadakatsizler sadece kendilerini kirletmiyor, masumiyeti de, sevgiyi de, geleceği de, çocukların dünyasını da kirletiyor geçici hevesler uğruna…
bence.