Okumak
İnsanız… hayatımızın her anında okunacak bir şeylerimiz var… okullar okuyor, kitaplar okuyor, meydan okuyor, gazel okuyor, Kur’an okuyor, hayatı okumaya çalışıyoruz.
Doğru mu okuyoruz? Doğru şeyleri mi okuyoruz? Yoksa okumamız gerekenlerden bihaber miyiz?
Okumak, görmek demek, anlamanın ilk şartları bunlar duymak gibi. Anlamak için merak etmek, okumak, gözlemlemek gerek…
Karşımızdakini de okumalıyız… söylenenlerin ardındaki gerçekleri de.
Niyet okumalıyız mesela abartmadan…. fal bakmadan, gıybete kaçmadan, açık ve ayıp aramadan…
Meydan okumalıyız yanlışa, haine, kötülüğe, zulme….
Okumaktan başka çaremiz yok.
Tabiatı okumalıyız bize ne anlatıyor diye, kainatı okumalıyız o muazzam esrarengizlikleri, bedendeki mucizeleri okumalıyız harikalar ötesi.
Okumaktan başka çaremiz yok.
Okumazsak cahil kalırız…. göremezsek kör sayılırız baksak da. İşitirsek duymuş sayılmayız malum. Onun için dikkat ederek, anlamaya çalışarak okumalıyız…. dostlarımızı, arkadaşlarımızı, hayatı, olan biteni.
Siyasileri, banka reklamlarını, kamuyu, medyayı, dizilerdeki gizli manaları okumalıyız…
bence.
Dudak okumalıyız hiç olmazsa, söylemiyorlarsa…. sadece mailleri değil, sosyal medyayı değil, gerçek hayatı okumalıyız bulutlardan, yağmurdan, rüzgardan, yıldız kaymalarından….
Olan biten o kadar çok şey var ki…. okunması gereken o kadar çok kitap var ki…. okumalı, okumalı, okumalıyız…
bence.
Okumak bu nedenle gerçeği aramak, perde arkasını görmek, anlamak ve tanımak için şart.
Okumazsak…. karanlıklarda kalır, bilinçsizce ve zalimce yönetilir, sığır gibi güdülür, ot gibi yaşarız… benden demesi.