Okuldaki dersler hayatta ne işimize yarayacak ?
Serzenişimiz çok yaygın bu başlık altında. Evet gerçekten de pek çok konu var ilgisiz, gereksiz, devamsız, güncel olmayan…. İş hayatında, ev hayatında, sokakta karşılaşmayacağımız türden bilgiler alıyoruz okullar boyu…. Ağır kitapları yükleniyoruz, ezberliyoruz, sınav oluyoruz. Not alamazsak da kalıyoruz, gerilere düşüyoruz.
Peki gerçekten önemsiz mi o dersler, o dersler olmasa daha mı hazır oluruz hayata?
Okuldaki dersler hayatta ne işimize yarayacak ? sorusunu sorduğumuz an kendimize şunu bilmek zorundayız öncelikle. Eşitlik ve bilgi anlamında bir arşivimizin olması şart. En azından neden bahsedildiğini anlayacak kadar, ne dendiğini fark edecek kadar…. yani bizle aynı bölümde okuyan tüm çocuklar gibi bizim de o dersleri almamız şart. İkincisi en lüzumsuz dediğimiz ders bile beynimizde kıvrımlara yol açıyor ve bizi daha zeki yapıyor…. Üçüncüsü mecburuz. İsteksizliğimizin zararı ise sadece kendimize çünkü müfredat öyle.
Ama bu demek değil ki Avustralya’nın nehirlerini öğrenelim, değil ki sayılar, formüller ezberleyelim sayfalar dolusu…
Bence lüzumsuz şey var ama öncelikler de var. Yani öğretmenler de o nehirlerden sormuyor, işin farkında. Ama anlatmaya mecburlar çünkü görevleri o.
Gelelim asıl konumuza……
Mesela matematiği bilmezsek, almazsak ne olur? hayatın sayısal yönünü kavrayamayız. Fiziği, kainatı, yıldızları, kaynama noktasını, mevsimlerin döngüsünü…. eksik kalırız hayatın o yönünden.
Mesela hayat dersini almazsak…. hayatı, coğrafyayı, vatanseverliği, mevsimleri, yağmuru anlayamayız…
Kimya mesela…. ilaçları, kanımızı, ülkenin can damarı madenleri….. anlayamayız.
Sanat dersi mesela…. hayat damarlarımızdan birini kaybederiz. İngilizce mesela…. resim dersi mesela, din kültürü ve ahlak dersi mesela…. o isimle anılan işlerden yoksun insanlar oluruz.
Beden dersi mesela…. sporsuz vücudumuz hepten hareketsiz kalır, gelişemez, esneyemez… zorlukları nasıl aşacağımızı bilmeyiz uzun ve yüksek atlamazsak… kazanmanın sırrını öğrenemez, güzel ahlakla bedensel gücü nasıl bir araya getireceğimizi çözemeyiz.
Ekonomi dersi ha keza…. parayı, üretimi, reklam ve satışı bilemezsek rekabet edemeyiz modern dünyayla…
Velhasıl uzmanlaşana kadar temel dersleri almak ve ezberlemeden öğrenmek, bilgi yığmaktansa neyi nerede bulacağımızı öğrenmek zorundayız.
Her şeyi bilen bir bilgisayar bile olamaz. O kadar çok şey var ki bilinecek….?! Mesele doğruyu nerede bulacağımızı bilmekte.
Hukuk dersi almazsak mesela…. kanunların yerini öğrenmezsek, kaynaklarını… ne hakkımızı savunabiliriz, ne suçtan sakınabiliriz.
Bunları hiç almazsak ne oluruz? Cahil veya yarı cahil olur, ağaçları keser, yakarız…. betona mahkum eder hayatı, ithal etlerle büyürüz, paramız olsa bile makineler bozulduğunda başka ülkelere el açmak zorunda kalırız, yerli malımızı kaybeder, kendi ülkemizde sığıntı gibi yaşarız, fakirleşiriz, güdülürüz… koyunlar gibi.
Okumak şart…. öğrenmek şart…. hayatta kalmak için, ayakta kalmak için bilmek şart.
hem hangi mesleği seçeceğinizi ilgili dersleri görmeden nasıl bileceksiniz? Ya sizi sıkıyorsa, ya sarıyorsa sıcacık o ders? Belki öğretmeni bile olacaksınız o dersin?
İnsan bilgiye açtır…. öğrenmek zevklidir…. lüzumsuzu alın, öğrenin, notunuzu alın ve gerçekten önemsizse unutun…. uzmanlaşınca bir konuda detaya inin. Daha ötelere gidip icatlar yapın, keşfedin yeni ufukları…. ama mesleğinizi seçene kadar…. uzmanlaşana kadar temel şeylerden mahrum kalmayın.
Müfredatın çok iyi durumda olmadığı malum. Çeşitli siyasi, dini, ekonomik zorunluluk ve etkenlerin olduğu da. Ama yapacak şey imkanımız kadar…. yani eğitim sistemini komple değiştiremeyeceğimize göre iki şey var yapılacak.
İlki mecburen öğrenip ayıklayacağız…. bazılarını. İkincisi kendimiz ayrıca zaman ayırıp inceleyecek, öğreneceğiz ilgimizi çekenleri.
Dünyanın bir kaç boyutu var…. birden çok hayatlar yaşıyoruz…. iş dünyası, ev dünyası, arkadaş dünyası, hayal dünyası vs…. Her biri için ayrı bilgiler gerek. O kadar renkli ve canlı ki hayat neyin ne zaman lazım olacağını da bilemeyiz.
Ayrıca yetişmek için (büyümek için değil) faydalı, araştırmacı, zeki insanlar olmak zorundayız. Literatürümüz geniş olmalı, repertuvarımız geniş olmalı ki hayatın tüm aksesuarlarını çalabilelim…
Emin olun öğrenmek ömür boyu sürecek. Daha bu öğrenci yılları hiç bir şey!
Pes etmeden, yılmadan öğrenmeye devam…. okumaya devam. Çünkü okumak düşünmek demektir ve düşünen insan var demektir, adam demektir.
bence. Unutmadan en sevmediğiniz, işinize yaramayacak dersi bile iyi dinleyin ki yarın neden sevmiyorsun diyenlere makul cevaplar verebilin.
Öte yandan şöyle düşünün ki derste uyumak….. o derste bir kaç şey öğrenmekten daha zevkli ve heyecanlı olabilir mi?