Narsist Kişilik Bozukluğu
Türkçe’ye özsever olarak geçen narsist kelimesi, öz-önemini abartan, hayranlık ve ilgi ihtiyacı olan, benmerkezci ve kibirli olmak ile karakterize kişileri tanımlamak için kullanılır. Narsist bireyler yalnızca kendi isteklerini önemseme ve hayranlık duyulma ihtiyacı yanı sıra empati eksikliği, kibirli olma ve ayrıcalık bekleme gibi karakteristik özellikler gösteren kişilik bozukluğuna sahip kişilerdir. Diğer insanlara göre kendilerini üstün görürler. Çoğunlukla benmerkezci kişilik özellikleri ile beraber empati yoksunluğu, kişiliği fazlasıyla büyütme (abartma), başarıya ve güce bağımlı davranışlarla kendilerini belli ederler. Toplum içinde görülme oranları % 6,2 seviyesindedir. Kadınlara göre erkeklerde daha yaygındır. Çocuğun çevresinde yaşadığı deneyim, aile ile olan ilişkileri, devamlı övülmek ya da eleştirilmek, aile öyküsünde genetik olarak kişilik bozukluğunun bulunmasının narsistliğin ortaya çıkmasında etkilidir.
Bu tür insanlar sizi yanlızlaştırır, güçsüzleştirir, değersiz hissettirir, kendinizi ona mahkum hissedersiniz. Çünkü onlar; fazla özgüvenli, övgüyü seven, manipüle eden, sürekli haklı çıkan, hakkının yenmesini sevmeyen ama başkalarının hakkını yiyen insanlardır.
Narsistik kişilik bozukluğu taşıyan bireylerin çoğunluğu yükseltilmiş özgüven ve kendilerine besledikleri çarpıtılmış hayranlık ile yaşamlarını sürdürür. Bu insanlar çevrelerinden de aynı şekilde hissettikleri bu duyguların çoğaltılmasını beklerler. Çoğunlukla benmerkezci kişilik özellikleri ile beraber empati yoksunluğu, kişiliği fazlasıyla büyütme (abartma), başarıya ve güce bağımlı davranışlarla kendilerini belli ederler. Bu grup insanlar sorun yaratan davranışlarını değiştirme konusunda aşırı dirençlidir. Suçu başkalarında bulma konusunda profesyoneldirler. En küçük eleştiri bile anlaşmazlığa, çatışmaya ve saldırgan davranışa dönüşebilir. Onlara göre pişmanlık bir zayıflık göstergesidir. Ancak nadiren de olsa hayatlarının bazı dönemlerinde pişmanlık yaşarlar. Pişmanlık yaşadıkları fark edildiğinde ise genelde kendilerini dışa kapatırlar. Bunlar genellikle çocukluk dönemlerinde yaşadıkları sevgisizlik ve değersizlik duygularını barındırırlar ve her ne kadar aşırı özgüvenli görünse de bu aşırı özgüvenin temelinde güvensizlik duygusu vardır.
Kişilik bozukluğu yaşayan bireyler tedaviye dirençlidir, dolayısı ile tedavi edilebilir olsa da ancak bireyin kendisi değişim isteği göstermelidir. Bu yüzden tedavi uzun süreli psikoterapi yöntemi uzman bir klinik psikolog tarafından ele alınmalıdır.
Bu tür kişilerden sakınmak, hayatımızdan çıkartamıyorsak bu hallerini bilerek mesafeli davranmak en doğru olandır.
Gerçekten alimleri, bilgi sahibi uzmanları, konusunda deha olanları ayrı tutmak gerekir ki narsizm kendisini gereksiz yere yüksek ve bilgili görenler için kullanılan bir terimdir. İki terimi karıştırmamak gerekir.
Şimdi çevrenize bir bakın ve gerçekten bilgi sahibi kültürlü insanları ve yukarıda anılan boş küfeleri birbirinden ayırt etmeye çalışın…
Bunu yapmazsanız gerçek bilgiye ulaşamaz ve ömür boyu ezik yaşarsınız. Benden demesi!