Mutsuzluklarımız ve yeniden mutlu olma yolları
Sokağa çıkın. Yürüyen insanların, otobüstekilerin yüzlerine bakın. Göreceğiniz şey mutsuzluk! Asık yüzler, yorgun bedenler, düşük motivasyonlar, umutsuz, düşünceli, korkak, boş bakan gözler. Ulusça…. Mutsuzuz. Mutsuzluğumuz bizi içine daha çok kapanmaya mecbur ediyor, stres yaratıyor ve bu asosyal yaşam bir kişilik bozukluğuna dek varıyor. Artan şiddetler, kavgalar, yığılan mahkeme dosyaları hep bu yüzden.
İnsan her zaman mutlu olamaz ama mutsuzluğun kalıcı hale gelmesi de kabul edilemez. Neden mutsuz olduğumuzu anlamak ise mutlu olmaya giden yolun ilk adımı.
Mutsuzluğumuzun pek çok nedeni var;
Meseleyle boğuşuyoruz mesela meseleyi çözmek yerine. Doğru soruları soramıyor, soruları da doğru okumuyoruz. Bu sorunu doğru tespit etmemize engel oluyor. Teşhis olmayınca tedavi de başlayamıyor. Depresyonlarımız akıl sağlıklarımızı etkiliyor ve şiddete meylediyoruz yahut içe kapanıklığa.
Travma saplantılarına ben karşıyım. Bu kavrama da. Lakin pek çok insan en küçük meseleyi acı veya dert diye değil, travma diye tanımlayıp kendi mutsuzluğuna bahane ediyor. İşten atılan, dayak yiyen, tahtada soruyu bilemeyen hemen depresyona giriyor yok yere. Bu doğru değil. Bence mutsuz olmak için sebep aramaya ve yaratmaya hiç gerek yok.
Herkes daha yukarılara bakıyor, daha kolay ve zengin hayatlar arzuluyor. Oysa aşağılarda çok daha kötü durumda olanlar var. Onlara bakıp şükretmek yerine, ulaşamayacağımız yükseklere bakıp moralimizi bozuyoruz yok yere.
Başkalarıyla kıyaslıyoruz kendimizi mesela. Başarılı, evli, zengin olanlarla. Bizde bunlar yoksa, bu kez boşluğa düşüyoruz. Herkesin kendi yolculuğu olduğunu unutuyoruz.
Başarı ve zenginlik için şartlandırılıyoruz, başarı için aileden ve çevreden baskı görüyoruz. Bu bizde ayrı bir stres yaratıyor. Başkalarının beklentileri bizi yoruyor ve kendi isteklerimizi gerilere atma durumu yaratıyor. Bu başlı başına mutsuz olma sebebi.
Sabretmek konusunda sıkıntımız var. Monotonluklarla başa çıkamıyor, monoton işleri daha eğlenceli yapamıyoruz. Fark yaratamıyor, değişiklik yapmaya korkuyoruz.
Tatmin duygumuz çok yükseklerde. Kolay kolay mutlu ve ikna olamıyoruz. Hep daha fazlasını istiyoruz dinmez açlıklarımızla.
Sağlıksız, temelsiz ilişkilerimiz, yanlış arkadaşlarımız var. Bu insanlar bize kendimizi mutsuz hissettiriyor.
Fiziksel sağlık durumumuz hiç iyi değil. Bu ağrılı, endişeli, bitkin, ilaca dayalı yaşamlar ise enerjimizi emiyor ve bizi korkutuyor. İyimserliklerimizi ortadan kaldırıyor. Kronik rahatsızlıklarımız, ağrılarımız var, yaşlanmanın getirdiği yorgunluklar var. Hepsi bizi ağır ve durağan yaşamlara sevk ediyor.
Aşırı kırılgan ve hassasız. Bu kötü görünmese de bize zarar veriyor. Çevremizde olup bitenlere gereğinden fazla kafa yorduğumuz için (ki bence bu yanlış değil) yoruluyor, başkaları için de üzülüyoruz yahut toplumun tümü için. Bu da bizim modumuzu düşürüyor.
Yeterli sosyal destek alamadığımız için muhtaç haldeyiz, yarınlarda işlerin daha da düzeleceğine dair umudumuz yok. Sohbetlerden, sevdiklerimizle birlikte olmaktan uzaklaştık. Profesyonel destek almayı da hoş karşılamıyoruz.
Bizi aşağı çekmeye çalışan, duygusal açıdan sağlıklı ve istikrarlı olmayan arkadaşlarımız var.
Yaşadığımız kayıpların tesirini üzerimizden çok uzun zamanda atıyoruz. Küçük küçük pek çok kayıp, tek başına bir büyük kayıptan da etkili. Maziyle kıyas yapmak, geçmişteki mutlulukları şimdi bulamamak da bizi etkiliyor.
Finansal streslerimiz başlı başına mutsuzluk konusu. Bu stresle uğraşmak herkesi mutsuz eder. Bir işi kaybetmek, faturaların gecikmesi veya mali olarak ihtiyaçlara yetişemediğinizi hissetmek ruh halinizi büyük ölçüde etkiler.
Tükenmişlik, işinizde aşırı çalıştığınızı hissetmekten daha fazlasıdır; aynı zamanda zihinsel sağlık sorunlarına ve ruh hali değişikliklerine de tetikler.
Ailemiz veya sevdiklerimiz için duyduğumuz endişeler de bizi tedirgin ediyor. Okulda sorun yaşayan çocuklarımız, bakıma muhtaç yaşlılarımız, uzun tedavi süreçli hastalarımız gibi.
Tükettiğimiz içecek ve gıdaların da etkisi olabilir. Kimi yiyecek enerji verirken, kimisi baş ağrısı ve yorgunluk hissine sebep olur.
Peki o halde mutsuz hissetmekle nasıl başa çıkacağız?
Olumsuz düşünceleri yeniden tanımlayıp, gözden geçirmek, ağır etkilerini azaltmak mesela. Sırada uzun süre beklerken bunu çay içme fırsatına çevirmek gibi.
Bakımlı, düzenli olmak mesela. Kendimizi iyi hissettirir daima.
Müzik dinlemek her zaman iyidir. Türü size kalmak şartıyla. Sizi mutlu eden, düşündüren veya sizi bir süreliğine uzaklaştıran şarkılar mesela….
Arabaya binmek, dolaşmak maksatsızca veya yürüyüşe çıkmak. Sadece 10 dakikalık bir yürüyüş için bile evden veya ofisten çıkmak ruh halinizi iyileştirebilir.
Beslenmelerinize daha fazla Omega 3 ve D Vitamini ekleyin örneğin.
Kendinizi sizi mutlu eden şeylerle doldurun, sevmediklerinizi yaşamınızdan çıkartın eğer mümkünse. Yaşadığınız ortamı sevmiyorsanız veya ofisiniz sizi rahatsız ediyorsa değiştirin, terk edin, kurtulun.
Uzun vadede de mutluluğu artırmak için günlük yaşantınızda belirli değişiklikler yaparak ve yeni alışkanlıklar edinerek mutluluk düzeyinizi önemli ölçüde artırabilirsiniz.
Başkalarıyla bağlantı kurun mesela. Sizi dinleyen, anlayan, destekleyen insanların olması ruh sağlığınız üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.
Sağlıkla ilgili endişelerinizi terk edin, vesveselerden, evhamlardan kurtulun. Hastalık hastası olmayın ama tedavileri de aksatmayın.
Sizi mutlu eden şeyleri yapın. Başkalarını mutlu eden şeyleri yapma baskısı, bu şeyler işe yaramadığında birçok kişiyi hayal kırıklığına uğratabilir. Eşinizin hatrına sevmiyorsanız yogaya gitmeyin mesela. Sevmediğinizi söyleyin korkmadan.
Her şeyin aşırısı zarardır. Çok fazla içmek, çok fazla kafein tüketmek veya çok fazla şeker yemek, bazılarının ertesi gün halsiz veya üzgün hissetmesine neden olabilir.
Medyadan uzak durun.
Duygularınızı kabul edin. Gerçeklerle yüzleşin. Mutsuz duyguları görmezden gelmeye veya uzaklaştırmaya çalışarak duyguları bastırmak, onları yalnızca daha da kötüleştirecektir.
Çözülmemiş stres veya travmaların üstesinden gelin. Korkularınızla yüzleşin. Geçmişinize bakmak için zaman ayırmak, mevcut ruh halinize katkıda bulunan çözülmemiş duyguların üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır.
Ara sıra mutsuz olmak, insan deneyiminin bir parçası olduğu için endişelenecek bir şey değildir. Ancak, aşırı mutsuzluk duygularınız nedeniyle tatmin edici bir hayat yaşayamadığınızı düşünüyorsanız, terapiye başvurmanın zamanı gelmiş olabilir.
Bana göre duygularını görmezden gelmek veya uzaklaştırmak yerine onları kabullenenler ve mücadele etmeye çalışanlar…. İyileşebilenler ve mutluluğu daha çok hak edenlerdir.
Peki nasıl yeniden ve uzun soluklu halde mutlu olacağız?
Mutluluk, kişinin yaşadığı hayattan memnun olduğu zaman yaşadığı duygusal bir durumdur. Çok sayıda bireysel faktör mutsuzluğa neden olabilir veya mutsuzluğa katkıda bulunabilir ve bu nedenle herkesin daha mutlu olmak için takip edebileceği ortak bir değerlendirme listesi yoktur. Bununla birlikte, herkes farklı olsa da araştırmalar, mutlu insanların sahip olduğu belirli alışkanlıklar, rutinler ve koşullar belirlemiştir.
Mutsuzluğu anladığınız anda işleri tersine çevirmeye başlamanın birçok yolu vardır; memnuniyetsizliğinizin temel nedenlerinden bazılarını bulmak, şükran uygulaması başlatmak ve sevdiklerinizle bağlantı kurmak gibi.
- Sorundan kaçmak veya korkmak yerine, sizi neyin mutsuz ettiğini bulun öncelikle.
Mutluluk sabit ve bir defalık bir şey değildir. Değişkendir, yaşananlardan kolay etkilenir. Bazı faktörlerse duygusal sıkıntıyı şiddetlendirmesi veya mutluluk duygularını aşındırması bakımından çok daha etkilidir. Bu tetikleyicileri doğrudan belirlemek, onlarla daha uyumlu bir şekilde nasıl başa çıkacağınıza hazırlanmanıza da yardımcı olabilir.
- Kavramları ve durumu yeniden tanımlayın
İyimserlik ve mutluluk el eledir. Daha olumlu bir bakış açısına sahip olmak için çalışmak koşullarınızı değiştirmese de, onları nasıl deneyimlediğinizi değiştirebilir. Ön yargılardan kurtulun, inançlarınızı tazeleyin. Bilinç dışına çıkmayı reddedin. Koşul ve etkileri doğru algılamaya çalışın. Yaşadıklarınızdan dersler çıkartın.
Kötümser olduğumuz anlar vardır, normaldir ama bunlar işlerin kötü, eksik, yanlış gitmesine sebep olur. Bunun yerine iyimser olun, ama ahmak olmayın, nelerin iyi gittiğini fark edip morallenin.
- Sevdiklerinizle bağlarınıza özel önem ve öncelik verin
Güçlü, yakın ilişkilerin mutluluğun anahtarı olduğuna ve diğer koşullar veya alışkanlıklardan daha fazla etkiye sahip olduğuna dair kapsamlı kanıtlar mevcut. Anlaşılıyor olmak mesela dinleniyor olmak kişiyi mutlu eder, güvenini artırır.
- Kendinizi tanıyın
Mutluluğu dışarıda aramak yerine, içinizde arayın. Kalbinize danışın ne istiyor diye, aklınızı devreye alın mantık neyi emrediyor diye. Mutluluğun sadece beşte birinin dışarıya ait olduğunu unutmayın. Olumlu benlik imajı ve yüksek benlik saygısı gibi içsel koşulların mutluluk üzerinde daha önemli bir etkisi vardır çünkü kendiniz olmayı sevmiyorsanız hayatınızı sevmeniz de zordur. Temel değerlerinizi tespit edin, olumlu bakış açıları edinin, güçlü yanlarınızı tespit edin. Bu kişisel farkındalık, kim olduğunuza, mutlu olmak için ne istediğinize ve neye ihtiyacınız olduğuna dair yeni, daha doğru ve olumlu bir anlayış geliştirmenize yardımcı olabilir.
- Sosyal medya etkisinden kurtulun
Sosyal medya kaygı, depresyon ve düşük özgüven semptomlarını ağırlaştırabilir. Bunun yerine sosyal medyadan uzaklaşmak (uzak durma molası (detoksu) gibi) daha gerçek mutluluk getiren faaliyetler ve ilişkiler için zamanınızı serbest bırakır.
- Maddi unsurlarla mutluluk arayışı
Anlamlı ve ilgi çekici deneyimlere, heyecanlara para harcayın mal, mülk, kıyafetler yerine. Bu hafızanıza da ruhunuza da iyi gelecektir. Tatil yapın mesela, elbise almak yerine. Ama sadece yapmış olmak için yapmayın. Çünkü işe yaramaz.
- Hayatı daha anlamlı kılın
Hayata anlam katmak, mutluluk duygunuzu çoğaltır. Bu, bir topluluğa dahil olmanın veya kendinizden daha büyük bir şeye bağlı hissetmenin faydası demektir. Bazıları bunu maneviyat yoluyla bulur, bazıları milli hislerle, diğerleri başkalarıyla birlikte gönüllü olarak çalışarak. Yine bir kısmı da bunu sevdikleriyle vakit geçirerek deneyimler. Mesleğiniz aynı zamanda bir anlam ve ilham kaynağı olabilir; bu nedenle kariyerinizde tutkunun peşinden gitmenin önemini asla göz ardı etmeyin.
- Telaşa ve aceleye gerek yok
Hayat, günlük etkileşimlerde, sıradan deneyimlerde ve bir çalışma rutininin tüm somun ve cıvatalarında olup bitenlerdir. Bu sadece dikkate değer kilometre taşlarıyla ilgili değil. Yavaşlamak ve burada ve şimdiyi gerçekten takdir etmek için zaman ayırmak mutluluğun önemli bir bileşeni olabilir. Bu, yalnızca gelecekte olacaklara odaklanmak yerine, bugün bulunduğunuz yeri kabul etmeye çalışmak anlamına gelir.
- Farkındalık yaratın, fark edin
Geçmişe takılıp kalarak, gelecek hakkında endişelenerek veya bugünü analiz ederek bunlara ne kadar zaman harcadığınızı fark etmeseniz de bu zihinsel alışkanlıklar mutsuzluğun temel kaynaklarıdır.
- Gönüllü işler yapın, zarurilerden bıktıysanız
Vermek, almaktan daha güzeldir. Zamanınızı, yeteneğinizi veya paranızı cömertçe bağışlamanın mutluluk getirmesi, bu katkılardan yararlanan biri olmaktan daha muhtemeldir. Gönüllü olarak, hayır kurumlarına bağışta bulunarak veya başkalarına yardım ederek nasıl olumlu bir fark yaratabileceğinizi düşünün. İnsan, olumlu bir etki yaratmaya yardımcı olduğunu düşünürse daha mutlu olur. Birine iltifat etmek veya yardım teklifinde bulunmak gibi küçük, rastgele nezaket eylemleri bile olumlu duygular yaratabilir ve zamanla kalıcı bir duygusal değişim bile yaratabilir.
- Minnet duygusunu yüceltin
Bir şükran uygulaması zihinsel kırılganlıklarınızı tersine çevirebilir ve size şu anda minnettar olacağınız şeyleri bulmayı öğretebilir. Sahip olduklarınızı görüp, minnet duyup, bunlarla mutlu olmayı öğrenin.
- Hayatınızı durağandan aktife çevirin
İnsanlar günlerinin çoğunu ekran karşısında geçiriyor. Ekran başında geçirilen zamanı azaltmak ve bunun yerine fiziksel aktivite koymak, fiziksel ve psikolojik sağlığınızın her yönü için iyidir.
- Düzenli uyuyun, sağlıklı ve yeterli beslenin
Uyku ve beslenme duygusal sağlığınızda hayati rol oynar. Hafif uyku yoksunluğu bile sinirlilik, yorgunluk ve bilinç bulanıklığı duygularıyla ilişkilendirilebilir. Benzer etkiler sıklıkla yetersiz beslenmede de görülür.
- Kendinize karşı acımasız ve hoyrat olmayın, nazik, şefkatli bir yol izleyin
Araştırmalar, şefkatin psikolojik sağlık üzerinde daha yüksek düzeyde iyimserlik, inisiyatif ve mutlulukla ilişkili birçok olumlu etkisi olduğunu buldu. Acımasız özeleştiriyi durdurmaya çalışın ve güvensiz olduğunuz veya hata yaptığınız zamanlarda daha şefkatli bir iç ses bulun ve tutunun.
- Beklentilerinizi çok yükseklerde tutmayın, esnek olun
Ne kadar çok ve yüksek beklentilerimiz var. Bunlarla gerçekliğimizi karşılaştırdıkça mutsuzluğumuz artıyor.
- Yeni hedefler koyun ve tatbike koyulun
Mutlu insanlar sürekli olarak öğrenmek, büyümek ve kendilerini ve koşullarını geliştirmek için çalışırlar, ancak bu işin içinde sadece sonuç yoktur. Anlamlı hedefler mutluluğun bir bileşeni olsa da, bir hedefe doğru çabalamanın doğasında olan deneyim, bir hedefi gerçekten gerçekleştirmek kadar ödüllendirici olabilir.
- Yaratıcı olun
Sanat, müzik ve yazı yazmak gibi yeniden dekore etmek, bir çalma listesi oluşturmak, bir web sitesi oluşturmak ve elmalı turta tarifinizi mükemmelleştirmek de yaratıcı görevlerdir. Bu aktivitelerin tümü yaratıcı beyni harekete geçirerek fikirlerinizi gerçeğe dönüştürmenize olanak tanır ve beyninizin bu bölümünü kullanmak psikolojik sağlığınızı iyileştirir.
- Yeniliklere açık olun
Bazı korkular sağlıklıyken bazıları sağlıksızdır ve sağlıksız korkular potansiyelinizi ve mutluluğunuzu sınırlıyor olabilir. En büyük endişe ise statü kaybı yaşanma ihtimalidir ki bu yanlıştır Korkunun sizi insanlarla konuşmaktan, yeni yerleri ziyaret etmekten, yeni şeyler denemekten veya hayallerin peşinden koşmaktan alıkoymasına izin vermeyin. İnsanların en büyük pişmanlıkları yapmadıkları şeylerdir ve onları geri tutan suçlu daima korkudur.
- Evlerinizi yuvalara çevirin
Evlerinde kendilerini rahat, güvende hissettiklerini ve gurur duyduklarını bildiren insanlar ile evlerinin kişisel tarzlarını ve kimliklerini yansıttığını hisseden insanlar en mutlu kişilerdir. Eşya almak kolay, duvarları boyamak da. Zor olan o evi sevgiyle, şefkatle yuva yapmaktır. Mobilyaları ara sıra değiştirin ama sevgilerinizi her gün daha yukarılara taşıyın.
- Önemsiz şeylerle boğuşmayı bırakın
Hayatınızın gidişatının ve onu iyileştirmenin size bağlı olduğunu unutmayın. Zamanınızı, dikkatinizi ve enerjinizi ne kadar bilinçli kullanırsanız, onu sizin için en önemli olana yönlendirirseniz, kendinizi o kadar mutlu ve tatmin olmuş hissedeceksiniz.
- Sosyal destek gruplarına katılmak da bir çare olabilir
Akran, akraba, sosyal mülakat desteği, benzer yaşam durumlarını yaşayan diğer insanlardan bir dostluk ve onay duygusu sağlayabilir. Bir gruba katılmak, boşanma, ebeveynlik, travmadan kurtulma veya bağımlılık gibi hayattaki belirli bir sorunla daha bağlantılı ve daha az yalnız hissetmenize yardımcı olabilir.
- Profesyonel destek almayı da düşünün
Mutluluk eksikliği, kaygı, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, kişilik bozuklukları, yeme bozuklukları ve madde kullanım bozuklukları gibi birçok zihinsel sağlık sorununun temel belirtisi olabilir. Aynı zamanda genel işleyişinizi de etkileyerek işteki performansınızı, ilişkilerden keyif almanızı ve fiziksel sağlığınıza dikkat etmenizi zorlaştırabilir. Terapi, mutluluğunuzu etkileyen engelleri daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir ve duygusal sağlığınıza dikkat etmeniz için size bir yol haritası sunabilir.
Bence Mutsuzluklarımız ve yeniden mutlu olma yolları bunlar. İnternette pek çok yazı var bununla ilgili. terapist arayışınız varsa da size, yaşam şeklinize, anlayışınıza uygun bir danışman bulmanızı öneririm. Mutlu kalın, mutlu olun.