Mirasyediler ülkesi
Bu başlığı acınası bir toplum yaramızı deşmek için attım.
Ölüm hak miras helaldir. Buraya kadar sorunumuz yok. Bu konuda ufak problemler hariç hakkaniyetliyiz, yasalarımız da fena değil. Ama mesele olan kısım bundan sonrası; o mirası nasıl kullandığımız!
Mirası havadan gelmiş bir para gördüğümüz, o miras için alın teri dökmediğimiz için kişisel bazda talan ediyor, har vurup harman savuruyoruz. Düğün için, yeni bir spor araba için, zevk için çoğu zaman satıp kısa sürede bitiriyoruz kalan parayı. Miras bırakanın da kemikleri sızlıyordur her halde. Sonra çulsuz hayatımıza geri dönüyoruz. Çalışmadan gelen mirası maksadına uygun kullanmadığımız gibi o mal veya servetin hakkını da vermiyor, anılara sadık kalmıyor, üretime çeviremediğimiz gibi çoklukla zevk ortamında harcıyoruz.
Neredeyse miras kalsın diye büyüklerimizin hayata veda etmesine gaddarlığımızla dua edeceğiz.
Atalarımızdan kalan bu yurdu da talan ediyoruz mirasyedi ruhumuzla. Ormanlarımızı, denizlerimizi, göllerimizi kirletiyor, kapışıyor, rant uğruna ormanları yakıyoruz. Yani sadece dedelerimizin değil Ata’larımızın mirasına da saygısızlık ediyoruz.
Ulusça istisnalar hariç mirasyediyiz.
Modern zamanların en büyük belası olan para tutkusuna yenilerek değerleri, anıları, servet ve malları heves uğruna, kolay para kazanmak adına heba ediyoruz. Çocuklarımıza bırakacak bir şeyimiz kalmıyor çoğu zaman. O çocukların geleceğini düşünmekten bile aciziz.
Ne kenara ciddi para koyup, onların eğitimleri için servetler harcıyoruz, ne de ormanları artırıp, denizleri temizleyip, sağlam binalar yapmak için emek sarf ediyoruz.
Miras kalan tarlalar satılıyor, kırışılıyor, apartman karşılığı veriliyor ve üretim düşerken, beton rantı kazanıyor.
Dedelerimizin kemikleri sızlıyor. Ülke kan ağlıyor. Ama biz o havadan gelen para ile gönül eğlendiriyoruz.
Benden demesi. Acınacak haldeyiz.