Melekler dişi midir ?
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kuşattığında ve hatta gemiler yola koyulduğunda Bizanslı rahipler surların ardında meleklerin dişi mi, erkek mi olduğunu tartışıyordu. Cevabını bulamadılar tabi. Çünkü soru manasızdı, beyhudeydi. Cehalet ve gafletlerinin cezasını şehri teslim etmekle ödediler; İstanbul elden gitti.
Bu yazının konusu o soruya cevap aramak değil. O soruyu soranların, sorduranların durumunu ortaya çıkarmak.
Asırlardır özellikle İncil’e yakın kaynaklar, kiliselerde melekleri bebek yahut kadın olarak resmettiğinden dolayı tüm dünyada bir algı oluştu meleklerin dişi olduğuna dair. Ama hemen söyleyelim ki Yüce Kur’an; meleklerin kanatları var mı, kaç kanatları var, melekler dişi mi? gibi sorulara asla cevap vermez. Allah’ın takdirine bırakır ve haddi aşanlara da ceza ihbar eder.
Bir kere meleklere cinsiyet yakıştırmaktaki mana çok sapkındır. Uysal, emri yerine getiren, sessiz….. kız gibi melekler midir arzu edilen? Ya azap melekleri? Bir kere kainat cennetin hurileri gibi dişilerle mi doludur da fani erkekler (!) ölünce ortasına düşecek? Melekler kadın mıdır da bu dünyanın kadınlarıyla birlik olup ordu kuracaklar? Binlerce soru sorabilirim cevapsız. Maksadı ortaya çıkarmak için sadece, cevap aramak için değil.
Feminist, sapık, dini pek çok yanlış fikir ve beklenti konuyu tartışılır halde tutuyor ki reklamın kötüsü iyisi olmaz, din ve bilim savaşı sürsün gitsin.
Bilime rağmen rahipler kiliselerde bu konuya kafa yorduğu için şehir düştü. Şimdi ne haldeyiz? Hurilerin sayısını, orucu bozan ayıp şeyleri, cennette kaç yaşında olacağımızı, kızlara ne zaman nikah düşeceğini araştırıyoruz da….. daha iyi, insanca ve cennete layık nasıl yaşanır diye sormuyoruz!!!
Bence meleklerin cinsiyetini araştırmak cehalet, bağnazlık ve gericilik. Zaten sözün kullanım anlamı da bu.
Ama bu bile cehaletin kucağına düşmüş, cennetleri otel olarak görenleri engellemeye yetmiyor. Tatlı hayallerini yeşil ipek elbiseli hurilerle süsleyenler, melekleri de kızlar gibi servisçi ediyor…. kadını aşağılayan, kutsal iradeyi cinsiyetçi yapan, haşa Allah’ı etrafı kızlarla dolu bir Kral mahiyetine sokan bu anlayış düpedüz bağnazlık. Ama gelin görün ki milyonlar bu saçma tartışmalardan haz duyuyor, gaybı tahminden çekinmiyor, boyunu aşan meselelere kafa yormaktan çekinmiyor….
Çalışmak, üretmek, hayatı yaşamak ve gerçek dünya ile barışmak yerine, hayal alemini tercih ediyor.
Bağnazlıkta sınır tanımayanların aklı uçkurunda olduğu için tüm meseleleri de aynı konudadır. Tüm dünyada bu böyledir. Sapkın fikirlere kisve bulmak kolaydır. Kandırılmak, kandırmak, Haşhaşiler gibi cennetle dolandırmak kolaydır…. hele kitle aptal ve cahil olursa. Ülke, zaman, zümre hiç fark etmez. Asırlardır süregelen cahilleştirme, cahil bırakma oyunlarının devamıdır bu. Bilimden uzaklaştırma, çalışmaktansa konuşmaya sevk etme….
Melekler dişi midir ? sorusuna neticeten şöyle diyelim; Allah’ın melekleri ne kızdır, ne erkek. Bunu tartışmak bile abestir. Ama mesele bize bunu tartıştıranları tanımaktır. Bu cümleden yola çıkarak, hayatımıza soyut, manevi, gaybi, hayali sorun ve çözümleri dayayanları tanımaktır mesele. Neden çalışmak yerine bu abes meseleleri tartışıyor olduğumuzu, neden buna mahkum edildiğimizi anlayabilmektir mesele. Neden aklı kullanmayıp, bağnazlık çukuruna saplandığımızı……
Melekler ne tür ve cins olursa olsun görevini yapmaktadır. Peki bizler insan olarak görevlerimizi yapıyor muyuz? Melekleri seviyoruz ama kendi cinsimizden olan dişilere gerekli saygı ve özeni gösteriyor muyuz? Soyut şeyleri tartışmak yerine ki bunlar cevabını ölmeden ve görmeden asla bulamayacağımız şeylerdir…. somut gerçekler, daha iyi yaşam, hürriyet, insanca yaşam için tartışalım, çalışalım, üretelim, düzeltelim ve aydınlatalım etrafımızı. Gerçek ve sevgiyi güzelde buluşturalım….. boş işlerle uğraşmak yerine.
bence.