Mavi kelebekler Srebrenitza 1995
Srebrenitza, 11 temmuz 1995
Srebrenitza katliamını çoğunuz duymadınız ya da unuttunuz. Hatırlayanlar da sanırım sadece bir Müslüman soykırımı ve sadece Müslümanları Avrupa’dan atmak diye bakıyor acı manzaraya. Bunlar tamamen doğrudur ama görünendir. Görünmeyen maksat Avrupa’da inancın kalan son kırıntılarını da yok etmek ve tahrif edilmiş yeni inançlardan başkasına o topraklarda yer vermemektir. Yani olay küresel kötülükle bağıntılıdır, AB’ye verilen mesajdır aynı zamanda ve inançlara yer olmayacağının da işaretidir arzu edilen yeni dünyada. Baştan sona siyonist projesi olan AB kurumuna da bu gözle bakabilirsek Matuşkanın (!) dördüncü katlarına kadar bile inebiliriz. Benden demesi. Başlayalım.
Şeytancılıktan başka din tanımayan İblisin Müslüman aleme olan düşmanlığı sadece Yakın doğu veya Ortadoğu toprakları değildi. Avrupa’daki Müslüman nüfus da hedefindeydi ve 3,5 yıl kana buladığı bu topraklarda üç yüz binden fazla Müslüman işkence ve katliamlarla hayata veda edecekti.
1992 yılında yapılan bir referandumla Bosna’nın bağımsızlığı ilan edildi. Ancak Sırplar bu durum karşısında Saraybosna’yı kuşatma altına alarak 3 buçuk yıl süren Bosna Savaşı’nı başlattı. Srebrenitza Bosna Savaşı sırasında BM tarafından güvenli bölge ilan edilmiş, binlerce kişi buraya sığınmıştı. Ama öyle olmadı. BM Barış Gücüne NATO’dan yeterli destek gelmedi. Sırplar bölgeye ulaştığında da Barış Gücüne bağlı ve şehrin güvenliğinden sorumlu Hollandalı komutan Thom Karremans kendisine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri Ratko Miladiç, nam-ı diğer “Sırp Kasabı”nın askerlerine teslim etti. Üstelik öldürülen Boşnaklar için toplu mezarları kazanlar da yine Hollandalı askerler oldu. Srebrenitza insanlık tarihine kara bir leke olarak kazındı.
11 Temmuz 1995, Bosna’da yaşanan ve (5 gün içinde) en az 8,372 Boşnak’ın Srebrenitsa kentinde Kazıklı Voyvoda’nın torunu general Ratko Mladiç komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Bosna Sırp ordusu tarafından tüm dünyanın gözü önünde katledildiği gündür.
Bosna Savaşı (1992-1995) esnasında Uluslar arası Kızılhaç Örgütü verilerine göre Bosna Hersek’te 200.000 kadarı Boşnak olmak üzere, 312.000 kişi hayatını kaybetti. Dağlardan kaçmaya çalışanlar ise keskin nişancılar tarafından öldürüldü. 35 bini küçük çocuklardı.
Binlerce çocuk annesiz, babasız kaldı. Tarif edilemez acılar yaşadı. 50 bin kadın tecavüze uğradı. Ruhunda tamir edilemez yaralar açıldı.
Sırp askerleri mezar yerlerini birkaç kez değiştirip, her defasında biraz daha uzağa gömdüler. Toplu mezarlar bulunmasın diye bölgenin bitki örtüsüne uygun bitkilerle yeşillendirdiler, mezarların içine metal parçaları bıraktılar. Ama böylesine profesyonelce ve ince hesaplar yapılarak planlanmış bir soykırımda bir şeyi hesaba katmamışlardı: mavi kelebekleri!
Yakın zamana kadar bu mezarları bulmak mümkün olmamıştı. Derken, mevcut coğrafyanın belli bazı bölgelerinde kelebek nüfusunda ciddi bazı artışlar gözlemlenmeye başladı. Uzmanlar bu bölgelerdeki bitki örtüsünde de tuhaf bir zenginleşme keşfettiler. Bunun nasıl olduğunu anlamak için araştırma yaparlarken bu yerlerin altındaki cesetlere ulaştılar, araştırmaları derinleştirdiler ve toplu mezarlara ulaştılar.
Toplu mezarlara gömülen cesetler toprağa karıştıkça toprağın besleyiciliğini artırmışlar (mineral vb. yönünden) ve bu da bölgede bulunan misk otu ya da yavşan otu olarak bildiğimiz bitkinin (artemisia vulgaris) coşup fışkırmasına, ve bu da yalnızca bu bitki ile beslenen mavi kelebek nüfusunun artan besin miktarına paralel olarak artmasına sebep olmuştu.
Birçok kişi için kocaman bir acı olan bu hikaye, Bosnalılar içinse bir umuttu. Sevdiklerinin kemiklerini bulmak, sadece onlardan bir ize rastlamak isteyen binlerce kişi günlerce mavi kelebekleri izlemeye, onların peşinden gitmeye başladı. Nice ömürler mavi kelebeğin peşinde geçti… Bölgede yapılan araştırmalar sonucunda bu durumun dikkat çekmesi ve yerel basına yansımasıyla halk araştırmalara katıldı. Sadece bugüne kadar 500’ün üzerinde toplu mezar ortaya çıkarıldı ve bunların 300’ü mavi kelebeklerin yardımıyla oldu. Toplu Mezar Enstitüsü 19 yıldır sürdürdüğü çalışmalarda 20 bin kişinin cesedine ulaştı ancak yalnızca 18 bin kişinin kimliğini belirleyebildi. Cesetlerin parçalanmış ve yakılmış olması kimlik belirleme çalışmalarını maalesef güçleştirdi.
Her yıl 11 Temmuz’da mavi kelebekler sayesinde kimliği belirlenenler, düzenlenen törenle Srebrenitza’da toprağa veriliyor. Bosna-Hersek Federasyonu’nun aldığı kararla 11 Temmuz günü Bosna-Hersek bayrağı yarıya indirilerek gün içinde hiçbir eğlence ve benzeri faaliyetlerin yapılmayacağı “Yas Günü” ilan edildi. Bosna – Hersek halkı o günü unutmamak için mavi kelebekleri sembol etmiştir. Bu sembol tüm mazlum Müslüman halkların da bir sembolüdür. Komşusu tarafından katledilen Boşnakların halen bulunamayan toplu mezarları tüm İslam alemine ibret olmalıdır.
Mavi kelebekler Srebrenitza 1995 konusunu asla unutmayın. Düşmandan dost olmayacağını, ders almayanların o tarihe mahkum kalacağını, Türk’ün başka dostu olmadığını…