Mankurt deyimi kaçmayı dahi düşünemeyecek köleler için kullanılan bir deyimdir. Şöyle ki normal kölelerin akıllarındaki ilk şey doğal olarak ilk fırsatta kaçmaktır. Çünkü hayatları ellerinden alınmıştır ve eski yaşamlarına geri dönmek isterler. Gayet doğaldır. Bu düşünce bastırılamaz ve köle gerçekten de ilk boş anda kaçar, kurtulur. Kaçmasa da aklı hep oradadır ve sahiplerinin buna her daim tedbir getirmesi gerekir ki bu da maliyet ve güç ayırmak demektir.
Kölelerin kaçmayı düşünmeyecek hale getirilmesi ise kolay ama geri dönüşü olmayan bir yoldur. Bu eskiden şöyle yapılırdı;
Köle evvela sıcak çöl kumlarına gömülür ve tıraş edilen başına deve derisinden ıslak bir başlık giydirilirdi. Güneş altında bu deri süratle kurur ve kurudukça da beyni sıkıştırırdı. Anlatılmaz bir acıyla beyin fonksiyonları zaafa uğrayan köle hayvani güdülerle yetinen bir hal alarak beyni devre dışı bırakırdı. Köle artık mankurtlaşmıştı. Mankurtlaşan bu köle için hayat temel ihtiyaçlardan ve dürtülerden ibaretti, karnı doyan köle mutluydu, kaçmayı aklından geçirmez, sahibine sadakatle hizmeti aç kalmamak için mecbur görür, bu nedenle de verilen her işi layıkıyla yapmaya çalışırdı. Hayvanlaşmış, insanlıktan çıkmıştı ama sahibi de kendisi de mutluydu. Sıradan köle bir liraysa bu mankurtların ederi on liraydı. Çünkü akılsız sadık kullardı. Peki bu bahis bize ne anlatıyor?
Şeytanın ağlarına düşmüş, insanlıktan uzaklaşmış, mafyalaşmış, kolay para tuzağına, adilik batağına düşmüş, erdemi terk etmiş ve masumiyete dönmeyi düşünemez haldeki insanlar mankurttur, kaçıp kurtulmayı dahi düşünmezler. Onlar kandırılmış, nefsin ve şeytanın dürtüsüyle raydan çıkmış olanlardır ve günahın-haramın tatlı cazibesine kapılan böyleleri için öldürmek dâhil her türlü günahta ayrı bir zevk vardır ve yaşamak için sahiplerine biat etmek kaçınılmazdır. Böylelerini salsalar da gitmezler, çünkü başka hayat bilmemektedirler ve başka doğru yok sanırlar.
Oysa Yüce Allah insana şuur ve irade kabiliyeti verip, hür ve eşit yaratandır. Günah işleyebilen ama hemen tövbe etmesi beklenen insan için şeytanlara değil Allah’a dost ve kul olmak vardır. Gafletten dönmek ise ayrı bir sevaptır ve bataklıkta çöküp kalmak insan onuruna yakışmayandır, akıbeti kapkara edendir. Anayasalar kişisel hak ve hürriyetleri korumak için vardır.
Yobaz, cahil, yasadışı, yanlı, hain, terörist anlayışların tamamında mankurtlaşmaların, şu veya bu şekilde, izleri muhakkak vardır. Medeni ve onurlu yaşam ise iradesizliğin her türüne karşıdır, gerçekleri ve hoşgörüyü esas kılar.
O halde, düştüğümüz cendereleri fark etme, uyanma vaktidir. Çukurda bile olsak umut ve çıkış daima vardır. İnsan onuruyla, iradesiyle insandır ve hiç kimse bir başkasının iradesine el koyamaz, koymamalıdır.
Yukardaki örnek belki asırlar öncesine aitti ama bugün nasıl Haşhaşi mantığı hala hayattaysa, mankurtlaştırma mantığı da farklı şekillerde devrededir. Bu durumda kaçıp kurtulmayı düşünmek veya köleliğe razı olmak da sizin seçiminiz olacaktır.
Benden demesi.