Maksadını aşan sözler
İletişim insanlar arası anlaşma yoludur, beden diliyle, bakışlarla birlikte. Yazılı da olur, sözlü de. Ne dediğimiz karşımızdakinin anladığıdır, anlatabildiklerimiz de karşımızdakinin anlayabildiği kadardır. Bazen tatlı bazen acı söyleriz ve hayat tüm bu ifadelerin toplamından ibarettir.
Bazen de kaş yapalım derken göz çıkartırız ve maksadı aşan sözler sarf ederiz. Niyetimiz iyi olduğu halde öyle şeyler söyleriz ki kalp kırar, yıkar dökeriz. Hakaret edecekken dahi öylesine ileri gideriz ki geri dönülmez hal alır çaresizliğimiz, yarattığımız kaos.
Akıllı insan her söylediğini düşünür ama her düşündüğünü söylemez. Lakin bazen an olur aceleyle, yahut kalp kırmak arzusuyla aşırıya kaçar ve düşünmeden konuşuruz. Kötülükse de niyetimiz yine kalp kırmaktan bir adım ileri gider ve nefret kusarız yok yere.
Her durumda maksadı aşan sözlerimiz bize ve etrafımıza zarar verir. Masum olduğumuzu anlatsak da, yanlış ifade ettiğimizi tekrarlasak da karşımızdaki her zaman bunu gaflet anı diye düşünmeyebilir. Bu ise tahtaya çakılan bir çividir ve izi hep kalır.
Düşüncesizce sarf ettiğimiz sözler dostluklarımıza ciddi zararlar verir. Bizleri yalnızlaştırır. Bu sebeple dikkatli olmak, kırıcı olmaya çalışmıyorsak doğru kelimeleri seçmek zorundayız. Kişilerin hassasiyetleri bu anlamda çok önemli. Babasını yitirmiş bir insanın yanında kendi babanızı ballandırıp anlatmak nasıl hoş değilse, onun küs olduğu birisini övmek de aynı şekilde nahoştur.
Birisinin eleştirirken yahut nasihat eder, teselli verirken bile haddi aşmamak, maksadın dışına çıkmamak gerekir. Değerlere, inançlara, yaşam değişmezlerine laf etmek bu anlamda risklidir ve seçici olmak gerekir.
Namaz kılınmayabilir lakin namazın gereksizliğini söylemek haddi aşan, maksadı aşan bir şeydir mesela. katılmasanız da iyilik etmek iyiyken, bunu enayilik veya ekonomik kayıp olarak telakki etmeniz maksadın dışına çıkmaktır mesela.
Bu yüzden sözlük bilgisi, literatür, hayat tecrübesi, kitap okumak çok önemlidir. İnsanın düşünce ve duygularını doğru ve tam izah edebilmesi ancak bu şekilde mümkündür.
Hırs ve kızgınlıkla sarf edilen kırıcı sözler ise çok daha dikkat gerektiren hallerdir. Çünkü aklın kısmen devre dışı kaldığı bu durumlarda kişi haddi aştığının farkında bile olmaz çoğu zaman veya söylememesi gereken çok kırıcı bir söz sarf eder. Bu ise derin yaralar açar.
Bilinen ama dillendirilmeyen bazı şeyler vardır yaşantımızda. Mesela oros.uya oros.u demek suçtur kanunen de. kavga veya kızgınlık anında bu tür hakaretler kullanırsak geri dönülmez yollara da girmiş oluruz çoğu zaman. Onun öyle olduğunu bilsek bile söylemek çoğu zaman doğru değildir.
Maksatlı olarak haddi aşan, ağır itham ve hakaretler ediyorsak bu kasıtlı suç kapsamına girer ve sosyal bağları darmadağın eder. Kavgada bile söylenmeyecek sözleri kızgınlıkla sarf ediyorsak bu saygıdeğer olmadığımızın da bir işaretidir, o kişiye değer vermediğimizin de.
Daha yukarı kademelerde, yönetimlerde de maksadı aşan kelimeler kullanmaktan kaçınmak lazımdır. Çünkü etki kapasitesi yüksek bu demeçler her kesimde doğru anlaşılmayabilir ve zararlı neticeler doğurabilir. Dekolteye karşı olunabilir lakin dekolte giyenlere hadsiz laflar etmek maksadı aşan sözlerdir, kalıcı tesir ve kutuplaşma yaratır. Futbol taraftarlığı mesela, fanatik olunabilir, karşı takımdan hoşlanılmayabilir lakin o taraftarların tümüne hakaret etmek, o takımı tutan arkadaşınızı zedeler, üzer.
İnsan kırılgandır. Bu sebeple kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkasına yapmaktan kaçınmak gerekir.
Dedikodu ederken mesela tahmin etmek ve ifade etmek hoş görülebilir lakin işe abartı ve yalan katmak, maksadı aşmaktır ve düşük karakter göstergesidir.
Güzellik ve iyilikte de maksadı aşmak söz konusudur bazen. İyilik yapan birisini aşırı övmek de yalakalık sınırlarına girebilir iyi anlaşılmazsa. Keza iltifat etmek aşırıya kaçarsa yalakalıkla karışma ihtimali daima vardır.
Samimi söz ve davranışlar da bazen haddi aşabilir, maksadın dışına çıkabilir. Mesajınızın, hareketinizin doğru anlaşılması mühimdir ve siz ne maksatla yaparsanız yapın o eylemin tesiri başkalarının üzerinde bıraktığı anlamdır. Bu yüzden yanlış anlaşılmaya da meydan vermeden dikkatli olmak gerekir. Mesela bir bayan arkadaşınıza niyetiniz kötü olmasa bile sarılmak, yanlış anlamlar yaratabilir en azından o eylemi uzaktan görenler için.
Kalp kırmamak, yanlış anlaşılmamak, geri dönülmez yollara girmemek için maksadı açan sözlerden sakınmak gerekir.
Yalan yere yemin veya tutulamayacak sözler de bu kapsamdadır, küfürde sarf ettikleriniz de. Kötü söz ve küfür zaten farklıdır ama kişiye edilen küfürle, ailesine edilen küfür arasında da fark vardır ve maksadı aşmamak gerekir.
Maksadımız bir kitap yazmaksa mesela aşk üzerine, dağılmamak, konudan sapmamak gerekir. Bu da iletişim kazasıdır bir nevi. Ev sahibiyseniz ve geneli kast edip fakirlerden, kira ödeyemeyenlerden bahsediyorsanız bu maksadı aşan bir hakaret sayılabilecektir kiracınız tarafından.
Övünmek ve gururlu olmak kötü bir şey değildir lakin aşırıya kaçmak ve böbürlenmek kötüdür, maksadı aşmaktır.
Tutumlu olmak güzelken cimri olmak kötüdür, cömertlik iyiyken savurganlık kötüdür….
hayat derece derecedir. Doğru kelime seçmek, edebiyata hakim olmak, grameri doğru kullanmak mühimdir. Bazen tek bir virgül bile anlamı alır çok uzaklara taşır. Malum örneği buraya yazıyorum;
Oku, baban gibi eşek olma.
Oku baban gibi, eşek olma.
İki cümle kelimeleri aynı olsa da aralarında dağlar kadar fark vardır. bahsettiğimiz konu da tam olarak budur. neyi iletmek istiyorsak karşıya sınırlı, seviyeli ve saygılı olmak durumundayız, doğru anlatmaya mecburuz. Biz ne kadar masum olduğumuzu iddia etsek de ilk cümlede babaya hakaret vardır ve o vurgu arkadaşınızla aranızı açmaya yeter.
Bence insan tartarak konuşmalı, düşünmeden eyleme geçmemeli, haddini aşmamalıdır.
Hediye seçerken dahi maksadı aşmamak lazımdır ki dostane hediyeniz bir anda aşk ilanı olarak algılanabilir.