Küresel ısınma yalanları
Global Warming diye dünyayı dolaşan terim dilimizde Küresel Isınma anlamına geliyor. Yani diyorlar ki dünya atmosferi kirlenip ısınıyor, güneş ışınları daha zararlı hale geliyor, su bitiyor, buzullar eriyor….. tedbir almak lazım. İnekleri öldürmek, petrol kullanımına son vermek, güneşi perdelemek, sıfır karbon tüketimini temin etmek…. Kulağa hoş gelen tedbirler ve korkutucu iddialar… Sıradan insanları gerçekten dehşete düşürecek sözde bilimsel tezler. Miatları da gayet yakın; 2030-2050 arası filan.
Ama bizler işin düzmece olduğunu bildiğimizden korkmuyoruz. Çünkü kendi yalanlarını yine kendileri çürütüyor. Söz gelimi kütlenin korunumu diyor ama suyu bitecek gibi gösteriyorlar. Ormanları yakıyor, milyonlarca araba lastiğini Ortadoğu çöllerinde ateşe verip aylarca havaya siyah duman salıyor ve sonra gelişmekte olan ülkelerdeki bir kaç fabrikayı suçluyorlar. Her türlü kimyasal, nükleer silahı deneyip, kullanıp … bizlerin iki egzozuna suçu atıyorlar.
İş öyle değil. İş küresel bir kandırmacadan ve şeytani planlardan ibaret. İşin dini yönü Allah’ın kusursuz yarattığı kainatta (bedenler ve tabiat dahil) noksan ve hata aramak üzerine kurulu. İnsanları da buna inandırmaya çalışıyorlar. Yani fıtratın yanlışlığını iddia ediyorlar ki bu baştan sona saçma. İnsan zalim olabilir ama kusursuzu kusurlu hale getirmek bizi bile aşar, çünkü ilahi koruma altındadır. Dahası insanoğlu ne kadar uğraşırsa uğraşsın tabiatın dengesini bozamaz. Dengeyi bozduğu anda tabiat eski dengesine döner ama zararlı çıkan insan olur. Bu engellenmeye çalışılan suyun mutlaka bir yol bularak akması gibi bir şeydir.
Siyasi ve kültürel anlamda da gelişmiş ülkelerin anlaşmalara (Paris ve Kyoto protokolleri) imza atmayışı ama gelişmekte olan ülkeleri buna zorlamaları gösterir ki durum bir kandırmacadan ibarettir. Keza havaya metan gazı saçmakla suçladıkları inekleri öldürmek istemeleri (ineklerin gübreleri ile metan gazının % 14,5’nu ürettiklerini söylüyorlar) suni (sentetik) ete geçiş için bir bahaneden öte değildir. Buzulların erimesiyle kıta ve ülkelerin sular altında kalacağını, buzul çağların yaşanacağını anlatıyorlar belgesellerde, filmlerde.
Doğrudur belki bunu yapabilecekler ama bu tabiat marifetiyle olmayacak. Keza Tesla’nın kasırga ve depremleri savuşturmak, etkisini azaltmak, yön ve şiddetini değiştirmek için icat ettiği şeyleri alıp silah yapanlar da onlar. Küçük depremler yaratarak basıncı azaltmak ve büyük depremleri engellemek projesi olan HAARP şimdi ellerinde dünyayı dolaşan bir silah. ABD’yi vuran kasırgalar da onun eseri, muhtemel ülkemizi vuran depremler de. Nesli tükenmekte olan hayvanları ihalelerle avlatan kendileri olduğu halde nesli tükenen hayvanlar listesini sayfalarca uzatanlar da onlar.
Ben meseleye küresel kandırma gözüyle bakıyorum ki burada nispeten değindiğim onlarca delilim var kendimce.
Bence sizler de bu aldatmacaya gelmeyin. Havayı, toprağı, denizleri kirletmeyelim, ormanları yakmayalım, gereksiz çöp üretmeyelim, kaynakları tüketmeyelim ama artan nüfusa rağmen (ki kişi başına 7 hektar olacak şekilde dünya nüfusunu 2045’e kadar 500 milyon öngörüyorlar, bu ise ölüm demek) dünya hepimize yeter. Çünkü yaşamın sahibi Yüce Allah’ın hesabı her şeyin üzerindedir ve O hata yapmaz. lakin zalim olan insandır, kirletir, yalan söyler, abartır. İnsanın suçunu Allah’a atmak ise bedeli çok ağır bir iftiradır ve Allah iftiracıları hiç sevmez.
Benden demesi!