Kümelerimiz
Hayatımız kümelerimizden ibaret. Aile kümesi, akraba kümesi, iş ve okul kümeleri, sevdiklerimiz, sevmediklerimiz kümeleri, taraftar kümeleri, siyasi kümeler…..
Her bir kümenin ortak noktasında biz varız. İç içe geçmiş çemberler gibi.
Bu kümeler birbiriyle de kenetli çoğu zaman ve kümelerden birden çoğuna dahil ettiklerimiz aslında sevdiğimiz insanlar. Yani hayatımızdaki kümelerden ne kadar çoğuna sokuyorsak o insanı sevgimiz de o denli büyük demek.
Siyah noktalar sevmediklerimiz, sakındıklarımız, uzak durduklarımız. Onları ayrı yerde kilitliyor ve kümelerimizden uzaklaştırıyoruz. Bu her zaman mümkün değil, kümelerimizin içinde virüs gibi mecburen varlar çünkü mesaide patronumuz, akrabamız, sınıf arkadaşımız onlar.
Kümelerimiz ne kadar çoksa o kadar faal ve aktifiz demek. Sosyal gruplar, gezi toplulukları, kitap okuma kulüpleri, unutulmayan dostluklar, vefalı arkadaşlar, asker arkadaşları derken koca koca kümeler biriktiriyoruz.
Bu kümelerde bu tür siyah noktaları çoğaltmak güzel ama bir de pembe noktalarımız olmalı ki zaten var; en sevdiklerimiz, korkusuzca kalbimizi açabileceklerimiz. Bu pembe kümelerimiz ne kadar çoğalırsa o denli boğacaklardır karanlık kümeleri.
Sevgimiz, benliğimiz, yaşama direncimiz ortada bu resimde. Biz o minik kalbiz. Mecburen veya tercihe bağlı olarak ne kadar çok kümeden, ne kadar çok güzel insanla iç içeysek o denli mutluyuz….
Bence.