Kötülükle nasıl başa çıkılır ?
Bu sorunun cevabını bilmiyorum. Hala arıyorum ama. kendimce bazı sonuçlara ulaşsam da olmuyor…. kötülük yaşamaya ve beni, hayatımı etkilemeye devam ediyor. Sanırım herkes aynı durumda. Kötülüğü öldürmek mümkün değil…. çünkü hayatın gerçeği, tatsız yarısı. Bu nedenle sanırım onunla yaşamayı öğrenmeliyiz ve tabi kendimizi korumayı…
Kötülük karanlık, nahoşluk, çirkinlik, yanlışlık, acıtmak, haksızlık etmek demek…. hatta zulmetmek, şiddet uygulamak, adaleti parçalamak, ekmekle oynamak…. daha pek çok misale uyarlanabilir. Biz yaşıyoruz, ihtiyaçlarımız var, kırılganız, iletişiyoruz, etkileşiyoruz…. değişiyoruz yaşadıklarımızla. İç içe halkalar var yaşamda. Herkesin bir tane. SOnra kümeler var herkesin belki beşer tane…. Bu halkalar, kümeler de sürtüşüyor sürekli…. etkileşiyor. Elektriğin diğer tarafa geçmesi gibi bir şey bu. İyiliklerde geçiyor öteye… kötülükler de. Yani kendi kötülerimizi yensek de başka kötüler bizi etkilemeye devam ediyor yaşam gereği.
O halde mesele kötülüğü öldürmek değil, korunmak. Tedbir alabilmek elden geldiğince, kanmamak, yıkılmamak, aldanmamak, hayale kapılmamak boş yere, güvenirken iki kere düşünmek, aklı dışarıda bırakmamak ve kalbe mutlaka danışmak….
Maziden ders almak diyoruz ya… çok doğru. O örneğin benzerlerini defalarca yaşadık… güvenimizi birileri boşa çıkardı, sevdik sevilmedik, yardım ettik destek göremedik, sığındık ihanete uğradık.
Kötüler kötülük yapmadan duramaz. Biz iyilik yapmadan durabiliyorsak da. Çünkü onların güçleri kötülükten gelir… gece sokağa çıkarak avlanmazlarsa kan ememezler… Onlar hayatlarımıza girerler sinsi yılanlar gibi, biz onları dost sanırız…
Kıskanırlar, haset ederler, iftira atarlar da biz onları dost sanırız hala…
En yakınımız satar bizi…. kasadaki bir çürük domates bazen tüm kasayı çürütür de kıyamayız o çürük domatesi atmaya ateşlere düşmek pahasına.
Terk edemeyiz canımıza okuyan sevdiceğimizi, gurbete gönderemeyiz anıları…. kıyamayız. Celladına aşık mahkum gibi… severiz bize eziyet edeni.
Acımasız olamayız kendimize, dışarıya olsak da…. Söz dinlemez bazen kalbimiz… ama yeter demek gerek bazen.
Yenilmeye son vermek gerek, yıkıla yıkıla kan içinde kaldı dizlerimiz… ayağa kalkıp tekrar yürümeye çalışmaktan yorulduk.
Şimdi düşünmek ve fark etmek anı. Kim dost kim düşman? Kim gerçek kim değil? Kim için değer, kim için değmez göz yaşlarımız?
Ders almak lazım yaşadıklarımızdan…. tüm kapıları açmak yanlış kalbimizin sonuna kadar….
Gözler aldanır kalp aldanmaz oysa… hislere güvenmek gerek bazen… şekil değil hayat mana. Güzele kanmamak gerek, içi görmek gerek adam mı diye!
Paranın, lüksün peşinde koşarken nafile, olamayacak hayatlar hayal etmek yanlış…
Bizim verdiğimiz kadar bize değer vermeyenlerle devam etmek yanlış…
Vefasızlarla yürümek yanlış, gözlerini kaçıranlarla bir araya gelmek bile yanlış…
Bizi anlayamayanlarla yürümek yanlış hayat yolunda… onları dünyamıza almak yanlış en başta…
O halde kümelerimizden, halkalarımızdan, dünyamızdan çıkartarak başlayacağız arınmaya o kötüleri…. Maziye gömeceğiz kötülükleri ve yeniden başlayacağız yaşamaya yarın sabahtan itibaren…
Ateş düştüğü yeri yakar… izi kalacak kötülüklerin ama unutacağız… zaman en iyi ilaç… yeter ki ders alalım…
Ruhumuzu dinleyeceğiz, vicdanımızı, kalbimizi nefsimiz, aklımız yerine.
bu badirede hayat bize ne oyunlar hazırladı, ne tesadüfler var yaşanacak diye düşüneceğiz.
Pişeceğiz acılarla…. acılar pişirir çünkü, mutluluklar değil.
Toparlanıp ayağa kalkacağız o kötüleri def ettikten sonra. Daha temiz bir yaşama merhaba diyeceğiz onlarsız.
Zorluklarla, zalimlerle mücadele de edeceğiz hayatımızı etkilemeye devam etmek istiyorlarsa… eziyet edeceklerse hala… feryat edeceğiz, mücadele edeceğiz karanlıklarla…
Onlara yenilmeyecek, onlardan olmayacağız, onlar gibi yapmayacağız biz… doğrulukta ve güzellikte sebat edeceğiz, demirleyeceğiz kendimizi güzelliklere.
Göz yaşı döktükçe arınacak kalbimiz kötülüğün izlerinden…. ruhumuz pırıldayacak yeniden.
Tertemiz sayfalarla yazmaya devam edeceğiz hayat günlüklerimizi….
Kötülükle nasıl başa çıkılır ? diyoruz ya…. gündeme odaklanacağız, meşgaleler bulacağız bir zaman oyalanmak için, teselliyi başka kollarda, kadehlerde aramayacağız ama… yalnız kalmaya, düşünmeye ihtiyacımız var, sürünmeye, yeniden kandırılmaya değil!
Çikolatalar yiyeceğiz acıklı filmler seyrederken yatağımızda belki…. kilo derdimizi bile unutacağız dondurmalara yumulunca ama unutacağız, iyileşeceğiz zaman içinde. Önce iyileşecek, sonra savaşacağız. Yaralıyken mümkün değil kazanmak.
Sabredeceğiz biraz…. bir sonraki darbeye daha hazır olmak için de iyileşmeye mecburuz. Dalga dalga gelecek kötülük biliyoruz…. Gemi çatırdayacak büyük dalgalarda…. hazır olmak için önce kırıkları, delikleri kapatacağız gemideki.
Sonra yelkenleri fora edip açılacağız engin denizlere bir kez daha… daha az kötülükle karşılaşıp, daha az hassas olmak için, yara almamak için hazır olacağız dev dalgalara…
Sadece gerçek dostlarımızı alacağız gemimize…. tekne kazası yaşamamak için nasihat dinleyecek, hayatımızı kendi haline bırakmadan idealler ve hayaller besleyeceğiz . Bunlar rotamız olacak yarınlara emin adımlarla…
bence. Kötülük bitmeyecek ama biz her kötülükten sonra daha hazır olacağız yeni kötülüklere ve gün gelecek…. BÜYÜYECEĞİZ.