Kıskanmak gıpta ve haset etmek
Kıskanmak arzu edilmeyen ancak gerçek bir duygu. Zararları olsa da ilişkiler ve güven açısından zorunlu sanırım. Aynı zamanda sevmenin ve sevilmenin de göstergesi olabiliyor.
Erkekler kıskanç olur derler ama bence durum tam tersi. Kadın abartmadığı sürece erkekler kıskanmaz, kıskansa da abartmaz. Ancak Kadınlar kıskanırsa belli eder, öfkelenir, sataşır, ilişkiyi sonlandırabilir bile.
Aşk oyunu kabul edilmeli bence kıskançlıklar abartılmıyorsa, hayatı ve ilişkiyi dar boğaz etmiyorsa.
Diğer yandan haset etmek var…. en kötüsü bu yani zararlı, zarar versin diye, zarar görsün diye, zarar ve kötülük olsun diye kıskanmak. Hatta bile isteye düşmanlık edip, kıskanılan birisince sahip olunanın kaybolmasını, yitmesini istemek. O kimsenin kötü duruma düşmesini dilemek en açık ifadesiyle. Daha da kötüsü bunun için emek sarf etmek, tuzaklar kurmak, işbirliği yapmak birileriyle ve hırsla, öfkeyle zarar vermeye çalışmak… bu kıskançlıktan çok öte bir şey…
Bir de gıpta etmek var … Kıskanmak ama onun gibi olmaya çalışmak, onu taklide çalışmak, onun güzel meziyetlerini kopyalamaya gayret etmek. Temizliğini, dürüstlüğünü, hassaslığını, nezaketini filan…
Bayanlar bence bu noktada kaybediyor. Şekle fazlasıyla önem verdikleri için gıpta ile çok ilgilenmiyor, kıskançlıkla, karakterleri oturmamışsa da hasetle hareket ediyorlar.
En çok da gönül oyunlarında yaşanıyor kıskançlıklar. Yani işi, kıyafeti, takıyı kıskanmak nadir hadiseler… popülarite, güzellik, ince beden, lüks arabalar kıskanılıyor ve hepsinin ortak noktası malum…. madde ve şekilcilik.
Aşkta ve savaşta her şey caizdir (makbuldür, mübahtır) ilkesi (!) gereği kadınlar yakıp yıkıyor sevdikleriyle alakalı konularda.
Kazanmak yahut kaybetmemek gereği kıskançlıklar bazen çok yukarılara çıkıyor ve her iki tarafta kaybediyor.
bence… kıskanmak fena bir şey değil abartılmıyor, özgürlükleri darboğaz etmiyorsa ve tabi eşler birbirini fiziksel yahut manevi anlamda aldatmıyorsa.
haseti kabul etmiyorum, hiç bir surette. Gıpta ise hepimize lazım bir çıkış noktası. Güzel örneklerden esinlenerek daha güzel işler yapmaya özenmek, niyetlenmek.
Aslında kıskanmaların tamamı boşuna, şayet nefsimizi terbiye edip dizginleyebilirsek. Kıskanmayalım demiyorum ama karşımızdakine güveniyorsak, kıskanılacak o kadar az şey var ki! İlişkiler kıskançlıklarla yürümez… kıskanarak kötülük yapıyorsak bu bizi asla büyütmez ve kazandırmaz. Aksine küçültür ve kötü yapar.
Bizans oyunlarıyla, entrikalarla sahip olsanız bile o iş, eş, arkadaş kalıcı olabilir mi?
Kıskançlığınız eşinize mi, eşinizi kıskandığınız bayana mı? Kime güvenmiyorsunuz?
Kız çocuğunuzu kıskanıyorsunuz erkeklerden, arabanızı komşulardan, paranızı birilerinden… bir yere kadar anlayabiliyorum.
Haset ise kötülüklerin adeta başı.
gelin gıpta edelim, örnek alalım, azıcık kıskanalım…. ama güzellikleri, güzelleri, tatlı ve doğru duyguları, haysiyetli duruşları…. haset edip karartmayalım kendimizi de dünyayı da.
bence.
Kıskanmak gıpta ve haset etmek bu anlamda hayatın tuzu biberi ama fazla kaçırmamak lazım… bence. Çünkü hayat kısa, güzellik narin, kalp yumuşacık ve kırılgan.
Gelin kıskandığınız, haset ettiğinizden daha iyi, güzel ve üstün olmaya çalışın.