Kara Cuma (BLACK FRİDAY) ne demek nasıl ortaya çıktı ?
Black Friday yani Kara Cuma tabiri kasım ayının son haftası yılda bir kez yapılan sözde (!) süper indirim günlerini tarif ediyor. Dünya çapında milyarlarca doların harcandığı bu gün ülkemizde biraz da dini sebeplerden dolayı ; ‘Efsane Cuma’, ‘Süper Cuma’ ve ‘Beklenen Cuma’ gibi farklı isimlerle anılıyor.
Dünya ticaretinde bu gibi günler ekonomiyi ve sektörleri canlandırmak için yapılıyor. Ancak Black Friday (BF) küresel çapta uygulanan nadir örneklerden. Bu gün Amerika Birleşik Devletleri’nde Şükran günü olan Kasım’ın dördüncü perşembesini takip eden cuma gününü ifade ediyor ve 1952’den bu yana Noel alışveriş sezonunun ilk günü kabul edilerek indirimler başlıyor. Resmi bir tatil olmayan bugüne ‘Kara’ denmesinin nedeni ise 1960’larda başlıyor. 1960’larda ABD’de Şükran Günü sonrası alışveriş yoğunluklarını anlatmak için kullanılan “Black Friday” terimi, The New York Times’ın 29 Kasım 1975 tarihli haberinde ilk kez resmi olarak kullanıldı.
Dükkanların o gün daha hava aydınlanmadan çok erken açılması ve kararmadan kapanmaması, bunun yanı sıra alışveriş caddelerinde yaşanan yoğun araç ve insan trafiğinin neden olduğu günlük hayatı etkileyen olumsuzluklar bugüne ‘Kara Cuma’ denmesine sebep oluyor.
Bu tabirin ilk kez Philadelphia kentinde kullanıldığı tahmin ediliyor. 1980’lere kadar ABD’de belli bölgelerde uygulanan bu indirimler daha sonra 90’lar ve 2000’lerde giderek tüm ülkeye yayıldı. Alış veriş merkezleri ve dükkanların açılış saatleri iyice erkene alındı ve nihayet 2011 yılında perşembeyi cumaya bağlayan gece 24’te dükkanlar açılmaya başlandı. İnternet alış veriş sitelerinin de devreye girmesiyle ABD’de gerçekleşen bu indirim günü uluslararası çapta bir indirim gününe dönüştü ve tüm dünyada benimsendi.
Black Friday, zaman zaman ölüm ve yaralanmalara sebep oldu. 2006’dan bu yana sadece ABD’de BF’ye bağlı olarak 10 ölüm ve 111 yaralanma vakası rapor edildi. ABD’de indirimin başlama ve dükkanların açılış saatleri erkene alındıkça indirim için bekleyenlerin mağazalar önünde oluşturduğu kuyrukların zamanı ve şekli de değişti. Bir önceki günden çadır kurup kamp yapmaya başlayan müşteriler kimi zaman perşembe akşamını ve geceyi sokakta geçirmeyi tercih etti. Bu da izdihamın yanı sıra, ısınmak için propan gazı ve jeneratör kullanımı, oluşan kalabalığın acil çıkış kapılarını ve merdivenlerini tıkamasının yanı sıra hırsızlık ve gasp gibi suç oranlarında artışa neden oldu.
ABD’de 2005’ten bu yana en yoğun alışveriş günü olarak kayda geçen Black Friday, Türkiye’de ise 2014’ten itibaren kısmen uygulanmaya başlandı. Türkçe’ye “Kara Cuma”nın yanı sıra dini sebeplerin de etkisiyle “Efsane Cuma”, “Şahane Cuma”, “Bereketli Cuma” olarak da çevrilen Black Friday için birçok giyim, teknoloji, kozmetik ve ev eşyaları markası yüzde 80’lere varan indirimler uyguluyor.
Bence markalar bu günleri, bizlere tüketim hastalığı virüsünü bulaştırmak için kurguluyor. Üstelik yaz sonu stoklarını tüketip depoları boşaltıyor, kalan malları nakite çeviriyor. Modası geçmiş veya demode mallardan kurtuluyor. Kendi reklamını yapıyor. Vs….
Biz…. kalan son kuruşlarımızla çoğu gereksiz malları kapışıyor, aylar sonra lazım olacak şeyleri eve yığıyor, tüketim refleksimizi kudurtuyor, sözde indirim varmış gibi kendimizi kandırıyoruz. Marka, lüks ve ithal mal tutkumuz da kabarıyor. Vs….
Yani her durumda satıcılar kazanıyor. Bir kere mesela % 70 indirim yapıyor ve hala kazanabiliyorlarsa demek ki normal zamanda bizlere % 80 fahiş fiyatla mal satıyorlar demektir. İsrafı ve tüketimi körükleyerek enflasyonu da körüklüyorlar ve bizlerin alım gücü bir kez daha azalıyor.
Yazı resmine bakın. Vitrinlerde hiç zam haberi gördünüz mü? Yıl içinde; indirim, süper indirim, dev indirim, hiper indirim diye bizleri zaten kandırıyorlar. Bir de Black Friday günleri…. Paramıza göz dikmiş durumdalar.
bence … ihtiyaca evet, israfa hayır sloganı çok önemli.
Yoksa üç kuruş birikimimiz de elimizden uçup gidecek.
benden demesi.