Emekli olmak gerçekten zor iş. İki yönden. Yıllara dayalı çalışma süresini ve gerekli prosedürleri tamamlamak ilk yönü. Bu zor çünkü çalışmak, iş bulmak, sağlıklı kalabilmek, yasal mevzuatın gereğini yerine getirmek, emekli maaşı ile yaşayabilir hale gelmek, emekli olmadan akıllı yatırımlar yapıp kendini hazır hissetmek önemli ve bir o kadar da zor. Bundan belki başka yazımızda bahsederiz ama şimdi asıl ikinci ve önemli yere gelelim. Kendini hazır hissetmeye ve kararlı bir şekilde yaşamaya devam etmeye. Asıl zor kısmı bu.
Pek çok emekli daha önce çalıştığı işten arkadaşlarıyla bir çember kurmuştur kendisine ve emekli olunca yalnızlaşır, depresyona girer. Sosyal gruplara üye değilse, bilgi ve becerisini başka alanlarda da geliştirmediyse sıkıntı yaşar ve bir an önce eski işine devam eder ya da çalışma hayatına geri döner. Orada yeni bir grup kurar ve arkadaş edinir. Bu arada da kendisini topluma faydalı hisseder. Maşı arttığı için sosyal seviyesi nispeten yükselir ve hayatı mesaide tükenmeye devam eder.
Çok az emekli ise işten emekli olmayı başarır. Bunlar o eski defterleri kapatabilen, hayata ve çalıştıklarında yapamadıklarına zaman ayırabilen, kendisini geliştirmiş insanlardır.
Sağlık sorunu ve zorunlu sebepler elbette tüm bu söylemlerin dışındadır. Bir not olarak mutlaka ekleyelim.
Bu çok az emekli insan işteki uzmanlığı kadar, hatta ondan da fazla hayat tecrübesini aktarmak, gönül bağları kurmak, hayal ve idealleri peşinde koşmak, bildiklerini aktarmak hevesinde her güne yeniden başlar. Bahçecilik, balık oltacılığı, akvaryumculukla başlayan, ressamlığa, yazarlığa kadar giden geniş yelpazede bu insanlar vericidir, dışa aktarımcılardır, hayata pozitif değer katanlardır. Kahve köşelerinde pineklemek yerine gezen, okuyan, izleyen, konuşan, dinleyen bu insanlar toplumun da sivil toplum (hatta meslek) örgütlerinin baş unsurlarıdır.
Başka işe girmek bize fayda sağlarken, hayattan emekli olmamak topluma fayda sağlar. Akrabalarımız, ailemiz, anne ve babamız, ideallerimiz, ülkemiz bence bizden bu ikinciyi bekliyor. Artık bırakın eski işinizden sohbet etmeyi, kahve muhabbetlerini. Kendinizi geliştirin, araştırın, gezin imkan nispetince, ziyaret edin, misafir edin, yurt dışına çıkın.
Ülkenin akil adamlara, tecrübeye, gençlerin örneklere, cahillerin eğitim almış tecrübelilere ihtiyacı var.
Bunu yaparken hayata sakın küsmeyin. Bahane bulmak kolay. Az maaş ile yapılabilecekler elbette sınırlı ama olsun. Siz işinizden emekli oldunuz, hayattan değil. O halde o emekli günlerinde hiç olmazsa bir parka gidip dünyayı izleyin, sinemaya gidin evde televizyon seyretmek yerine. Bir kedi sahiplenin, çiçek dikin, kabuğunuza çekilmeyin. Eski dostlarınızı arayın, irtibatta olduklarınızı unutmayın, ihmal ettiklerinizi ziyaret edin.
Hayata yeniden başlayın, ikinci şansı hak edin ki hayatta size gülsün.
Hayat arkadaşınız yanınızda olur mu bilinmez ama yaşam her zaman yeni tesadüflere ve tanışmalara gebedir. Bir dost bir yeni dünya demektir. Yaşamaya devam edin.
Uzun yaşamak değil mesele. Mesele az da olsa doğru ve yakışır yaşamak, elbette imkanlar nispetince.
etrafımızda o denli cahil ve yanlış yolda olan insan var ki ….. bir tanesini çevirebilsek o bile yeter! Ama bunu evde televizyon seyrederek yapmazsınız. Gezin, konuşun, anlatın, temas edin, dokunun meselelere, ilaç olun, danışman olun, yardım edin, paylaşın. Bir düşünün.
bir de emekli olmadan çok önce emeklilik zamanlarınızı her yönden planlayın.
benden demesi.