İnsanları hayvan isimleriyle sıfatlandırmaya bayılıyoruz
Hayvanlar ilginç yaratıklar. vahşisi, evcili, uçanı yüzeni, ot yiyeni, et yiyeniyle…. Hayvanlar alemine dair ilginç bilgiler yazımda kısmen değinmiştim. Onlar tabiatın bir parçası o halleriyle ve bizim onlardan alacak çok dersimiz var.
Onlardan ders almak yerine, onların hal ve yaşamlarıyla alakalı özellikleri çoğu zaman da aşağılama anlamında kendimize lakap veya sıfat yapıyoruz konuşmalarımızda. Mesela birisine çok kızarsak “hayvan” diyoruz. Ne oldu şimdi? Hayvanların suçu ne? O hareketi ancak hayvanlar yani akılsızlar yapar anlamında kullanıyorsak o lakabı başka bir kelime kullanalım insanlara özgü. Ama yok, illa mahlukata dil uzatacağız.
Öküz gibi bakma diyoruz, danalar gibi böğürme…… çoğu küfür anlamında kullanılıyor bu kelimeler. Köpeklik etme diyoruz. İt herif diyoruz. Nankör kedi diyoruz. Koyun gibi güdülüyorsun diyoruz. Akbaba gibi beleşe gömülüyorsunuz diyoruz. Leş kargası diyoruz daha kızarsak. Yılan gibi sokuluyorsun, sokuyorsun diyoruz, yılan dilli diyoruz. Eşek herif diyoruz çocukları severken bile. Katır gibi inatçı diyoruz, hindi gibi kabarma, ağustos böceği gibi keyfine düşkün olma, horoz gibi ötme, akrep gibi sokma diyoruz. Maymunluk etme diyoruz samimi olduklarımız şaklabanlık yapınca. Domuz gibi yemekten bahsediyoruz biri edep ve adap dışına çıkınca. Timsah göz yaşları diyoruz mesela yalandan ağlayan için. Baykuş gibi başımızda lanet okuma, şeytanı çağırma diyoruz. Ayılar gibi uyuma diyoruz uykuyu seven miskinlere. Sivrisinek gibi vızıldama diyoruz kulağımızın dibinde, kara sinek gibi ota boka konma diyoruz. Arı gibi iğneliyor insanı diyoruz imalı sözler edenler için. Kene gibi yapışma diyoruz yalaka ve asalaklar için. Lama gibi suratına tükürüyor diyoruz. Keçi kadar inatçı diyoruz mesela…
Bunların daha ötesi var…. Mesela kuduz köpek gibi ısırıyor diyoruz…. örümcek gibi ağ örmesinden, ağa düşürmesinden bahsediyoruz tuzak kuranların… İt dalaşı diyoruz gruplar çarpışırken, aşağılık maymunlar diyoruz çok kızdıysak…
Öte yandan bülbül gibi sesi var, kelebekler kadar özgür, tavşan kadar sevimli, kedi kadar uysal, köpek kadar sadık diyoruz. Tavus kuşu kadar güzel, karınca kadar çalışkan, aslan kadar cesur, kaplan gibi çevik, çita kadar hızlı, kırlangıç kadar evcil, göçmen kuşlar kadar intizamlı diyoruz. İnek gibi çalışkan diyoruz mesela…. kanarya kadar ürkek, karafatma gibi giyinmekten bahsediyoruz, ayı gibi kuvvetli olmak gurur meselesi. Su samuru gibi eve düşkünlerimiz var…. Deve kadar susuzluğa dayanıklı deyince hoşuna gidiyor insanın, kartal gözlü deyince uzakları iyi görür manası çıkarılıyor.
Bir de hayvanların cinslerine göre sıfatlarımız var Bu daha da komik. Mesela kuzu gibi diyoruz, akıllı , uslu anlamına geliyor. Koç gibi diyoruz erkeklik anlatıyor ama koyun gibi diyoruz alay karışık. Birine koç gibi deyince seviniyor, koyun gibi deyince kızıyor mesela.
Kaplumbağa gibi yavaş diyoruz kızıyor adam, ama kabuğunun sertliği misal olunca taş gibi adam oluveriyor aniden.
Aslan gibi adam diyorsun seviniyor, ayı gibi güçlü diyorsun keyiften dört köşe ama hayvan diyorsun kızıyor.
Zamparalara mesela daldan dala konuyorlar diyoruz….. kelebekler ve arılar ne alakaysa?
Arı gibi sokuyor diyoruz halbuki arılar sokmaz siz dokunmazsanız, iğneleri çiçek özleri içindir.
Köpek diyorsun, it diyorsun kızıyor, mafya köpeği diyorsun üstüne yürüyor ama köpek kadar sadık diyorsun, eyvallah abi diyor, köpeğinim diyor.
Kartal deyince seviniyor, akbaba deyince kızıyor insanlar.
Karga bokunu yemeden sabah sabah ne işin var diyoruz….. karga bokunu yemez ki! Karga sabah rızık peşine düşüyorsa bize ne? O sayede 200 yıl yaşıyor.
Erken öten horozu keserler diyoruz biri aceleyle, hadsiz, zamansız sözler edince.
Eşek gibi çalışır, yük taşır deyince hoşumuza gidiyor, güçten bahsediyoruz çünkü, eşek herif deyince kızıyoruz. Eşek gibi anırma deyince de.
Masallara bile koymuşuz bu ikilemleri. La Fontaine masallarıyla büyüdük her birimiz. Dini hikayelerde bile var hayvanlara benzetmeler.
Ayetler bile bizlere bir misal vereceği zaman hayvanlardan örnek veriyor. Kıssalar ve hadisler de aynı şekilde.
Ayetler mesela anlamadan kutsal kitap okuyanları, kutsal kitap taşıyan eşeklere benzetir, Allah’ın sistemine öfkelenenleri aşağılık domuzlar ve maymunlar olarak niteler. Arı mübarektir mesela vahye muhatap olmuştur bal yapsın diye. Develer mübarek hayvanlar olarak anılır, kuşlar aynı şekilde. Balıklardan sıfat olarak bahsedilmez ama kötülükleri de söylenmez. Yılan kötüdür mesela… Bıldırcın güzel yemektir, çekirge zarar veren böcek sürüsünün adıdır, beladır, filler Fil suresinde geçen güçlü hayvanlardır, develer de öyle, sivrisinek yaratış mucizelerindendir ve insanlık bir sivrisinek dahi yaratamaz diye anılır, örümcek şeytanın ağlarıyla resmedilir….
İnsanlar daha iyi anlasın diye Yüce Allah bile hayvanlar aleminden örnekler vermektedir bu şekilde.
Diyeceğim o ki; İnsanları hayvan isimleriyle sıfatlandırmaya bayılıyoruz . Bunu daha iyi anlatabilmek umuduyla, övmek yahut aşağılamak maksadıyla yapıyoruz. Bazen komik de oluyor. Ama çoğu zaman hayvanların fena yanlarını alıyoruz benzetmelerde.
Bence…. hayvanlar masum. Kötülük bilmiyorlar, kusurları ise bize göre kusur. Onlar sadece yemek, üremek, yaşamak ve barınmak peşindeler. Başka dertleri yok.
Bizler ise zalimleriz. Onlarda gördüğümüz her sözde kusuru bile isteye yapıyoruz fenalık olsun diye.
Onlar bize ne isim takarlardı diye hiç düşünmeden….