İnsanlar ve hayvanlar arasındaki 10 fark
Tabiat ve insanın yaratılışı konusu sosyal ve sayısal bilimlerin hem merak konusu hem tartışma odağı olmuştur asırlar boyu. Doğanın doğurganlığı bazen din’leşmiş, filmlere konu olmuş, bazen fıtrat yani dinen yaratılış bilimin önüne geçmiştir.
Ve acıdır ki gelinen noktada insanlık; tabiatına da, yaratılışına da düşman kesilmiştir.
Bu yazımda bu konuyu biraz açmak istiyorum. Yani hayvanlardan ve bitkilerden farkımızı, onlardan alacağımız dersleri ve nasıl dünyayı kurtarabileceğimizi düşünmek adına ne halde olduğumuzu ortaya koymayı…..
1. Aile ve çocuk kavramı mesela…. insanlarda yoğun bir duyguyken, çoğu hayvan için bu bir sorumluluk vesilesi değildir. Hatta zevkli anlardan (!) sonra erkekler eşini bir daha arayıp sormaz bile…. Oysa insan, insansa, eşini terk etmez, aile kurar ve çocuğunu da sahiplenir. Bu anlayış, vicdan, sevgi meselesidir.
2. Temel ihtiyaçlar hayvanlarda ön plandadır. Avlanmak, yemek, uyumak, çiftleşmek, su içmek gibi. Bunlar insanlar için de temeldir lakin insan, insansa, yetmez. Psikolojik, manevi, duygusal pek çok ihtiyacı daha vardır insanın…. temel beslenmeler dışında. Para gibi kıymetler sadece insan için vardır….. daha fazlasına sahip olmak, böbürlenmek gibi çirkin huylar sadece insana hastır.
3. İrade yani aklı kullanma hayvanlarda yok denecek kadar kıttır. Buna mantık değil güdü deriz ki kısa menzilli, anlık, çözüm odaklı, geçici ve değişkendir. İnsan ise, insansa, düşünür, öğrenir, anlar ve yapar.
4. Sorumluluk hissi insanlarda, eğer insanlarsa, gelişmiştir. Vebal ve vefa önem arz eder. hayvanlarda ise bu oldukça zayıftır, bencillik ön plandadır.
5. Öğrendiklerini üst üste inşa etme meselesi….. yani tekamül, hayvanlarda yoktur. Genetik olarak veya tecrübe aktarımı olarak öğrenilmişlerin sonraki nesillere aktarımı hayvanlarda yok denecek kadar azdır. Oysa insan, insansa, her seferinde o şeyi yeniden keşfetmek yerine, dağarcığındakini hatırlar ve yola bu noktadan başlar.
6. İnanmak duygusu hayvanlar için bir şey ifade etmez. Onlar için temel duyular tatmin olduğu müddetçe yaşam normal akmaktadır. Oysa insan, eğer insansa, inanmadan, daha yüce bir varlığa bağlanmadan yaşayamaz. İnsan, Yaratan’ını bilir ve saygı duyar…. hayvanlarsa yaratanını asla bilmez.
7. İdeal ve hayaller insanlar için vardır. Eğer insanlarsa…. Hayvanların böyle bir arzusu ve melekesi yoktur.
8. Geleceği tasarlamak, tedbir almak hissi insana has bir meziyettir, eğer insansa. Hayvanların geleceği düşünmek gibi bir derdi yoktur. Yeterli miktarla yetinme hayvanlarda otomatik bir reflekstir. kendisine ve kabilesine yetecek kadar yemek bulan Aslan uzun bir süre avlanmaz. Oysa insan, hep daha fazlasını ister…. Bu insanın aç gözlülüğü ve doymak bilmez hırsıyla alakalı bir konudur.
9. Hayatta kalmak güdüsü veya ihtiyacı hem hayvanlar hem insanlar için elzemdir lakin hayvanlar bunun için kaçmayı, savaşmayı öngörürken, insan buna ilaveten entrikaları, yalanları, aracıları kullanır….. İnsan, hayatta kalmak için herkesi ve her şeyi öldürebilirken, hayvanlar hemcinslerini asla öldürmez, diğer hayvanları ise sadece yemek ihtiyacı için öldürür.
10. İnsan tek başına yaşayamaz bir varlıktır eğer insansa…. hayvanlarınsa bir kısmı tek başına yaşar, avlanır, uyur, göç eder…. İnsansa göçebe hayatı sistemini kurana dek geçici olarak kabul eder ve yerleşik hayata konaklar.
***
İnsanlar ve hayvanlar arasındaki 10 fark aşağı yukarı böyle. Çok daha fazla detaylandırılabilir ama dersimiz hayat bilgisi değil. manaya yoğunlaşmak istiyorum. İzaha çalışayım.
Buradan geleceğim nokta aslında şu; insanlar ve hayvanlar arasındaki fark bize tabiatın yaratıcı olamayacağını gösteriyor. İnsan bu tabiata ait ama dışarıdan gelmiş bir varlıktır. Yani tabiatın asli unsuru veya üretimi değildir, olamaz. Çünkü tabiatın pek çok kuralına aykırıdır, daha fazlasıyla meşguldür. Bu da bizi daha başka bir yaratıcıya, özel bir yaratma teşebbüsüne götürür. Din zaten bu yüzden vardır ve gerçektir. Ateizmin saçmalığı da buradadır.
Uzay mesela…. tabiattan çok farklıdır ama atomlar kainatın her yerinde aynıdır. Bu bizi aynı ustanın ellerinden çıkmış bir sanat harikasına götürür ki bu usta Allah’tır.
İnsanın tabiattaki diğer varlıklardan farklı ve üstün yaratılmış olması insanın değerinden değil, sınavından ötürüdür. Çünkü emanet önce dağlara teklif edilmiş ve onlar vebalden korkarak bundan kaçınmıştır ama zalim ve cahil insan emaneti üstlenirken, sınavı da üstlenmiş ve dünyada yaşama şansı bulmuştur.
Bitkiler, hayvanlar, cisimler içinse tabiat söz konusudur ve soyut kavramları olsa da tabiat maddeseldir, dışsaldır, görünür haldedir, tuzaklardan uzaktır. Hile, tuzak gibi işler mesela tabiatın içinde yoktur. Bu insana ve aklına mahsustur.
Tabiatın menzili çok uzun, kalıcı ve kutsaldır. Lakin tabiatın unsurları için aynısı söylenemez. Nesli tükenen bir hayvan grubu için yenisinin ortaya çıkması mümkündür. Oysa insanın neslinin tükenmesi dünyanın sonu demektir.
İnsanı tabiattaki diğer yaratılmışlardan ayıran en büyük özellik düşünme, anlama ve öğrenme melekesidir. Bu duyusal etkileşimi de öne çıkartır ki seziş kabiliyeti insana mahsustur. Bu korkmayı ve endişeyi de öğretir insana.
Ölmeyi unutmak bahsi insan için bir hediyedir. İnsanlar öleceklerini bilirler ama hatırlamazlar. Çünkü hatırlasalar, hiç unutmasalar yaşam çekilmez hal alırdı. Hayvanlarınsa ölmeyi düşünmek gibi bir durumları yoktur. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Bazı insanlar da bu nedenle hayvanlar gibi hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamıyor mu?
İyilik ve kötülük kavramları, buna bağlı olarak merhamet, ihanet bahisleri duygu taşıyan insana mahsustur. Şefkat ise her varlık grubunda vardır. Lakin bu kendi özeline aittir ve anne yavru ilişkisinden öte gidemez. Keza sevgi ve umut gibi yüce değerler de insana mahsustur. Hayvanlar sevmez, sadakat gösterir, çiftleşmek için yalakalık eder…. arzusuna ulaşınca da çeker gider. Tıpkı bizim güçlü, makam sahibi erkeklerimiz gibi…. istediklerini yapıp, sonra arkalarını dönüp çekip gitmiyorlar mı?
Sübyancılık illeti mesela sadece kirli insanlara mahsustur…. Siz hiç bebek aslanla çiftleşen erkek aslan gördünüz mü? Bilinci kirletmek, uyuşturmak arzusu ha keza…. Hap kullanan kaplan gördünüz mü?
İnsan, tabiattaki her bir varlıktan kalem bazında zayıftır, düşüktür, acizdir. Lakin hepsinin güçlü meziyetlerini az da olsa taşıdığı için, aklı ve ruhu olduğu için evrenin hakimidir, egemen kılınmıştır. Hızlı koşamaz, uçamaz, suda uzun süre kalamaz, yüsek atlayamaz ama öğrenir, alet kullanır ve hükmeder.
Ruh mesela sadece insanda vardır ve vicdan, kalp, mantık vs. ne derseniz deyin, içteki doğruyu bildiren sestir ruh…. hastalanmaz, saflığını korur ve daima doğruyu söyler. İnsan, şayet insansa, bu yüzden vicdanlıdır. Hayvanlarınsa ruhu yoktur, aklı da olmadığından güdüleri ne emrederse onu yaparlar… Kurbanlık koyunlar mesela kesileceklerini son anda anlarlar…. balıklar mesela on saniye önce korkup kaçtıkları oltaya yine gelir ve yakalanırlar…
İnsan, üstün meziyetleri nedeniyle, emaneti gereği ve verilen ruhu sebebiyle aklını kullanmak, doğruyu seçmek, düzgün yaşamak zorundadır. Eğer insansa. Hayvanlarınsa düzgün yaşamak, zamana uymak, sosyalleşmek, temiz kalmak, zenginleşmek gibi dertleri yoktur. Masumiyette sadece insan için bir meseledir. hayvanlar asla pişmanlık duymazlar, duyamazlar.
Anlaşıldığı üzere hayvanlardan, insanlardan ve insan olmayanlardan bahsediyorum. Yani A’raftakilerden….
Bu aradakileri biraz açmak isterim. Bu grup aklı ve ruhu olan insanlardır ama insan olamamışlardır. Daha doğrusu insanlıklarını unutmuşlardır ve artık sadece temel ihtiyaçları için vardırlar. Hayvani istekleri ön plandadır ve sınav umurlarında değildir, yaratılış gayeleri de.
İnsana mal olan tüm pislikler bu insan olamayan zümreye aittir. Cinayetler, tecavüzler, hak yemeler, adaletsizlikler hep bunların mahsülüdür.
O halde tabiatı ve fıtratı düşünürken arada sıkışan bu zavallıları da dikkate katmak gerek. Bunlara insan denir mi tartışılır ama pek çok yönden hayvanlardan da aşağı oldukları muhakkaktır.
Netice olarak insan tabiatın eseri değil, bir ustanın projesidir. Bu dünya herkes için varken, dünya hayatı sadece insan için vardır ve sınavdan ibarettir, geçicidir.
Hayvanlardan alınacak pek çok ders vardır ve fakat sıradan insanların güzel ve iyi insanlardan da öğreneceği de pek çok güzel şey vardır.
Yaratılış gayesi; zenginleşmek, daha fazla cinsel ilişkiye girmek, daha fazla can almak değildir, lüks yaşamak da değildir. Gaye; insanca yaşamak ve cennetlere layık olduğunu ispatlamaktır. Bunu becerebilenler, yani rüştünü ispat edebilenler insandır….. diğerleri? Şeytanlardır! Hayvanlardan da aşağıdadırlar.