İnsan ne zaman yaşlanır ?
Şöyle bir yazı okudum geçenlerde;
Yaşadıkça değil, yaşayamadıkça yaşlanır insan. Yaşlılık; saçlardaki aklar, yüzlerdeki kırışıklıklar değil, yüreklerdeki sevgisizlik, yarınlardaki umutsuzluktur.
Bir diğeri de şöyleydi; erkek beyazlayan saçlarını saklamamaya, kadın saklamaya başladığı zaman yaşlanır….
Aslında insan yaşlanmaya başladığını, yaşlı olmayı kabul ettiği zaman yaşlanır…. Merak etmeyi, öğrenmeyi bıraktığı zaman yaşlanır insan. Hayaller azaldıkça daha hızlı yaşlanır insan…. Merdivenler dik gelmeye başladığında….
Şunu bilelim; yaşlanma kaçınılmaz bir süreçtir ancak yaşamanıza engel olmak zorunda değildir.
İnsan 30’lu ve 40’lı yaşlarda kendini yaşlı görmüyor. Ancak orta yaşa doğru ilerledikçe bedenler değişmeye başlıyor. Eskisi kadar iyi uyuyamıyor insan. Veya egzersiz sonrasında kasların iyileşmesi daha uzun sürüyor. Veya ayağa kalkmak biraz daha zor olabiliyor. Hastalık ve ağrılar sıklaşıyor…. Bu “yaşı hissetme” olgusu yaşlanmanın doğal bir parçası. Sadece bu kadar mı?
Burada sağlık sorunlarından, kas ağrılarından veya check-up’lardan bahsetmek niyetinde değilim. Gayem fiziksel olmayan yanlarından bahsetmek yaşlanmaların.
Bunun yaşı yok…. en merak edilen bu olsa gerek ama herkese göre, her coğrafyaya göre, her tanıma göre değişiyor yaşlılık yaşı. Emeklilik yaşıyla da alakalı değil. Yasal olarak bazı sınırlamalar var ama bu genel bir oran ve bizi pek bağlamıyor.
bence;
İnsan hayata küsmeye başladığı, yorulmayı alışkanlık haline getirdiği, bazı şeylerden vazgeçtiği, öğrenmeyi bıraktığı, yaşlı hissettiği zaman yaşlanmaya başlıyor. Hayatın yükü ağırlaşınca, daha uzun süre sessiz kalıp düşünmeye başladıkça…. Hani eskiler derler ya gözü toprakta…. Bunu ölüme yakın olma durumu için söylerler.
Yaşlanma bir gerçek ama hayatın yaşanmasına mani olmamalı. Tempo düşmeli, heyecanlar değişmeli, süreler kısalmalı, anlamlar farklılaşmalı, öncelikler kesinlikle değişmeli ama devam eden hayata devam etmeli insan…. Trenden inmeden, trene ayak uydurarak.
Yeni zevkler, uğraşlar, insanlar, çevreler olabilir mesela…. yeni okumalar, yazmalar, gezmeler….
Gençlikte yapılan ama şimdi istenmeyen-yapılamayan şeylerin yerine yeni şeyler koymak gerek. Bu şart çünkü bunun aksi yaşlanmayı hızlandıracağı gibi, hayattan alınacak zevki de sıfırlar.
Bazı insan ellisinde yaşlanır. Kilolanır, bakımsızlaşır, tam emekli olur… hem işten, hem hayattan….
Kimisi altmışında hala diridir, güzel giyinir, enerjiktir….
Kimi yetmiş beşinde bile dinamiktir, işi bile vardır….
Yüzler kırışsa da, eller buruşsa da nice ihtiyarlar vardır ki gençleri cebinden çıkartır.
Sağlık en önemli etken elbette. Bunu fiziksel bahse girmeyeceğim için atlıyorum. Keza maddi durum da yakından alakalı konuyla.
Ama şunu tekrar edeyim…. estetik ameliyatların tamamına karşıyım. Sağlık için müdahalelere evet, estetik operasyonlara hayır!
Bırakın beyazlasın saçlarınız, tecrübelerinizi fışkırmaları onlar beyninizden dışarı…. Bırakın teniniz buruşsun yıllarca verdiğiniz emeğin izleri onlar, alın terinin dereleri….
Utanmayın, korkmayın yaşlanmaktan….. gurur duyun, sevgiyle, namusla, erdemle yaşlandıysanız….
İster altmışınızda, ister yetmişinizde yaşlanın hayat sizi ineceğiniz durağa kadar aynı hızla götürecek. Tedbir alması gereken sizsiniz… Çünkü akrep ve yelkovan hız kesmez. Siz o yüksek tempoya ayak uyduracaksınız kısa molalarla.
Düşünce ve endişeleriniz yaşlanmanızı hızlandıracak yahut yavaşlatacak….
Alışkanlıklarınız değişecek, kabiliyetleriniz…. ama utanılacak bir şey değil bu. Herkes bir gün yaşlanacak.
Yaşlanamadan bu dünyadan göçenler var bu hayatta….. bir de onları düşünün.
En önemlisi de bence şu; yaşlanmak kaçınılmaz olduğuna göre, maddi ve manevi olarak, gençlik yıllarından itibaren hazırlanmak ve ileriyi düşünerek psikolojileri, banka hesaplarını sağlam tutmak gerek…. İş ve ev hayatını öyle ayarlamalı ki insan emeklilik yaşlarında daha sakin ve temposuz yaşam için imkanı kalmalı.
Hovarda bir gençlik sağlığı da, geleceğin teminatlarını da yok eder. Fiziksel zevklere adapte olmuş kirli idrakler, manevi huzur ve sevgileri yaşayamadan ölürler.
İkinci şans herkesin hakkı. Yaşlanmayı ikinci şans olarak görün. Aşağıya linkini koydum, eski yazıma bakabilirsiniz.
Uzatmayalım…. İnsan ne zaman yaşlanır sorusunun cevabı, insan yaşlandığını hissettiği an diye cevaplamak gerek. Duygusal ve fiziksel olarak temposunun düştüğü, yorgunluk hissinin çoğaldığı, bazı şeylere üşenmelerin başladığı zamandır yaşlanmanın ilk günü….
Ama dert edecek bir şey yok. Bu bir gerçek ve yaşanacak. Bence o ilk günü herkes yaş günü partisi gibi yaşamalı ve ertesi sabah yeni bir hayata merhaba demeli….
Bence.