İnsan acılarla pişer
Ne demişler? Tecrübe hayatta yenen kazıkların bileşkesidir!
Güzel, mutlu, rahat gün ve olayların karakterimiz üzerinde çok etkisi yok. Duygusal, mutlu, mütevazi kılabilir bunlar bizi ama zorluklarla mücadele, dayanıklılık, hakkaniyeti savunma gibi insani duyguların kazanımı acılarla, badirelerle, başa gelen dertlerle olur.
Hayatın tümü güzel, dertsiz değilse bu yüzdendir. Gece varken gündüz, sıcak varken soğuk, kış varken yaz bu nedenledir.
Bizler acıları, sıkıntıları öylesine dert ediyoruz ki o acılardan almamız gereken dersleri ihmal ediyoruz. Sorumlusunu, sebebini, hatamızı araştırmadan, neden ve nasılını incelemeden feryat figan ediyoruz. Bu yaşanan acılar bize haksızlık gibi geliyor. Oysa tüm bunlar hayatın gerçeği aynı zamanda.
Gece olmadan sabah olmayacağına göre … o dert ve acıları hazmederek, onlardan adeta zevk alarak, kendimizi eğitebiliyor, inceltebiliyor, mükemmelleştirebiliyorsak ne mutlu bize.
Fakirlik, hastalık, açlık, işsizlik, soğuk, özlemler, terk edilme acısı, gurbetler, ayrılıklar…. geçici.
Benden demesi.
Yaşam kısa, her şeyin yolunda gittiği tek bir şey yoktur hayatta. O yüzden çok fazla kafaya takmadan, ömrümüzün sonraki demleri için dersler almak en doğrusu.
Bence.