İmam nikahı nasıl kıyılır ?
İmam nikahı nasıl kıyılır konusu yeni evlenecek çiftler arasında merak konusudur. Dini içerikli bir adet ve şart olduğu için bilinmezliğini koruyan konu aynı zamanda şekli itibarıyla da genç çiftler ve aileleri için özel bir anlam taşımaktadır. Kaynağı Kur’ân ve hadistir. İmamın huzurunda yapıldığı için bu adı almıştır.
İslam’a göre dini nikah, evlenme ehliyetine sahip ve aralarında evlenmelerine dini açıdan bir engel bulunmayan kadın ile erkeğin (veya vekillerinin) şahitler huzurunda “seni nikahladım, seninle nikahlandım, seni eş olarak kabul ettim, seninle evlendim” gibi yoruma ve inkara imkan vermeyecek sözlerle, birbirleriyle evlenmeleri konusunda karşılıklı rızalarını ifade etmelerinden (icap ve kabul) ibarettir.
Öncelikle belirtmekte yarar var ki İmam nikahı da denen Dini evlilik akdi İslami geleneklerde yer alan, farz olmamakla birlikte, şahitler huzurunda verilen sözleri de içerdiği için Allah’ın huzurunda söz verilmiş olma anlamı taşıyan, resmi nikah öncesi yapılması gereken, Türk geleneklerinde de yer alan bir uygulamadır, adettir.
Medeni kanun gereği resmi nikah şart ve yeterli olsa da, dini nikah medeni kanunda yer almasa da her iki nikahın mevcudiyeti geleneklerimize göre daha uygundur.
Çünkü dini nikahta resmi nikahtan ayrı olarak mehir yani boşanma durumunda erkeğin kadına vereceği geçinme bedeli de tayin edilir. Bunun hukuktaki karşılığı ise bilinen anlamıyla nafaka yahut tazminattır.
Dini nikah evde kıyılabileceği gibi, her hangi bir camide de kıyılabilir ve şahitlerin tanıdık olmasına dahi gerek yoktur. Ancak geleneklere göre eşleri tanıyanlardan olması tercih sebebidir. Lakin bu şahitler birinci derece akraba olmamalıdır. Dinen eşleri tanımayan şahitler de muteberdir çünkü söz Allah’ın huzurunda verilmektedir ve Allah her şeye aslen şahit olandır.
Öncelikli şarta göre evlenecek olan erkek ve evlenecek olan hanımın evlenmelerine engel herhangi resmi ve dini bir mani olmamalıdır. İmam nikahı için asgari iki şahit olmalıdır; ortada belirlenmiş bir mehir bulunmalı, kıza tebliğ edilmeli, o bedele dair gelinin rızası alınmalıdır. Çünkü nikahta son söz hakkı her zaman kadındadır ve resmi nikahta bile memur önce kadına sorar.
Mehir; kadının boşanma durumunda elinde kalacak maddi güvence, maddi imkandır. Mehir (mehr veya mihr) İslam hukukunda erkeğin evlenirken kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para, mal veya menfaat hediyesidir. Bu bedel, baştan verilirse, kadının mal varlığına dâhil olur ve üzerinde dilediği tasarrufta bulunabilir. Mehir, başlık parası değildir ve damat doğrudan geline verir. Anne veya babaya da verilmez. Mehir elden verilebileceği gibi, boşanma durumunda verilmek üzere de taahhüt edilebilir.
Detaya bakarsak:
Nikâh bir akit, sözleşme ve anlaşmadır. Bunun için bazı şartları vardır. Bu şartlardan birisi yerine getirilmezse nikâh sahih olmaz.
1. Evlenecek kişilerin veya vekâletlerini verdikleri şahısların hazır bulunması.
2. Tarafların irade beyanı. Evlilik akdini kabul ettiklerine dair eşlerin “kabul ettim” şeklinde ifade etmeleri.
3. Nikâhın duyurulması. Gizli bırakılmaması. Bu şart Maliki mezheplere göredir.
4. Kızın velisinin izninin olması. Bu hüküm Hanefi mezhebi hariç diğer mezheplere göredir.
5. Şahitlerin hazır olması. Bu şahitler, ergenlik çağına ermiş, aklı başında iki erkek veya bir erkekle iki kadın olmalıdır. Yani şahitlikte mutlaka bir erkeğin bulunması icap eder.
Görüldüğü gibi şahitlerin bulunmadığı bir nikah geçerli değildir ve kişi şahit olmadan nikahını kıyamaz.
Mehir ne olmalıdır?
Bir daire, bir araba, çift bilezik, altın, arsa… Kısacası boşanma durumunda kadının satıp hayatını devam ettirebileceği bir mal varlığı miktarıdır. Dinen hanımın boşanmadan sonra eşi tarafından geçindirilme süresi bir yıl olduğu için miktar da buna uygun tespit edilir.
Mehir tespit edildikten sonra hoca oturur ve iki şahidin huzurunda imam nikahını kıymaya başlar. Hoca önce kadına adını ve babasının adını sorar daha sonra aynı soruları erkeğe yöneltir.
Daha sonra hoca şahitlerin adını öğrenir, onların da babalarının adını öğrenir. (Baba isimleri nikah ve duası için istenmektedir çünkü örneğin Ayşe kızı Fatma, yahut İbrahim oğlu Mustafa diye hitap edilir. Bu dini bir gelenektir.)
Nikahı kıyan hoca kadına şöyle sorar; (örneğin) Mehmet kızı Ayşe şahitler huzurunda 3 çift bilezik mehir ile Allah’ın izni peygamberin sünnetiyle sen Ahmet oğlu Akif’i eş olarak kabul ettin mi? Ona zevce olarak vardın mı? Kadın da bu soruya “ettim” diye cevap verir. Bu sorma ve cevap alma işlemi üç kez tekrar edilir.
Daha sonra sıra erkeğe gelir ve bu kez hoca erkeğe, Ahmet oğlu Akif, Mehmet kızı Ayşe’yi eş olarak zevce olarak aldın mı? Erkek de bu soruya “aldım” diye yanıt verir. Soru ve cevaplama işi üç kez tekrar edilir.
Sonra hoca şahitlere dönüp; sizler de şahitlik ettiniz mi? diye sorar üç kere. Şahitler ‘ettik’ cevabı verdikten sonra hoca nikah duasını okur, tüm katılanlar Fatiha suresini okurlar ve Allah’ın huzurunda çifti karı koca ilan eder, mesut olmaları yönünde temennilerde bulunur.
Böylece imam nikahı (dini nikah) tamamlanmış olur.
Toplumumuzun bazı kesimlerinde dini nikahın yeterli olduğuna dair yanlış bir kanı vardır. Oysa kanuna göre medeni nikah yeterlidir, dini nikah değil. Eşler evlendirme memuru huzurunda evlenmez ise hukuken haklardan faydalanamazlar.
Dini nikah kanuna göre şart olmasa da geleneklerimize ve inançlarımıza göre uygun ve şarttır.
Eşlerden biri İslam’a girmemiş ise nikah yapılamaz.