İletişim sorunlarımız
Dikkat edin tüm anlaşmazlık, küslük ve özlemlerin arkasında aslında tek bir sebep var; iletişimsizlik. Boşanmalar, kavgalar, sebepsiz kırgınlıklar hep bu yüzden. Çoğu zaman karpuz çekirdeğini doldurmayacak şeyler nedeniyle birileri uzun yılların emeğini heba ediyor ve konuşmadıkları için, araya girip birileri hakemlik yapmadığı için, telgraf hatları kopuk olduğu için hadise en olmaz yerlere gidiyor.
Bu kez öfkeler kabarıyor, seyirden hoşlananlar kışkırtmaya, dedikoducular abartmaya devam edince de iş dönülmez noktaya geliyor.
Ben konuşmaktan yanayım ve çoğu zaman konuşurum da. Bunun için şartım karşımdakinin dinlemeye hazır olması. Yapmak zorunda değil ama dinlerse konuşurum. Bana hak vermek zorunda da değil ama gerçekleri öğrenmek mecburiyetinde. Çünkü vesveseler, kuruntular ile koca gemileri yakmaya kimsenin hakkı yok. Çünkü yıkılan hayatlar sadece kendisininki olmayacak. Hele arada çocuklar varsa.
Kibir bu yoldaki en büyük engelimiz. Egolarımız bizi barışmayı bırakın konuşmamızı bile engelliyor. İki taraf da karşısındakinden bir adım bekliyor. Oysa … taraflar birer adım gelse mesele hallolacak.
İşte o kritik adımı attıracak biri araya girmeli ama bu çoğu zaman mümkün olmuyor.
Sonuçta adliyeler konuşamayan çiftlerin celseleriyle dolu, ana kızlar, baba oğullar hep küs.
Bence … insanlar sorunları konuşarak halletmeli. Ne demişler insanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa.
İletişim sorunlarımız var olduğu müddetçe diğerleriyle, hiç kimseyle aynı frekansa gelemez, en basit sorunları çözemez, milim ilerleyemeyiz.
Benden demesi.