Herkesin bir bedeli var mı?
Herkesin bir bedeli var diyenlere ben katılmıyorum. Allah mecbur etmesin bu bedel bir kuru ekmek bile olabilir ama aç ve açık olmayanların daha üst standartlar için satın alınmasını anlayamıyorum. Kişiliğinden, karakterinden taviz verip vatanına, inancına, m,ll, değerlerine düşman olan kimseleri anlayamıyorum…. Yurt dışına gidip o tazecik beyinleri düşmanlarımızın emrine verenleri de.
Her şeyin bir bedeli olduğuna inanırım. Sonuçta maliyet ve sonuçlar mecburen hasıl olacaktır. Ama kişilik ve fikriyatın satılmasına, satın alınmasına anlam veremiyorum.
Kendi adıma dirençliyim diyebilirim. Bugün için muazzam paralar da teklif edilse inanç ve değerlerimden taviz vermem diye düşünüyorum.
Öte yandan mesela tarihteki büyük dehalar geliyor aklıma…. Mustafa Kemal Atatürk gibi. Satın alınamayan, rüşvetle durdurulamayan, cebren engellenemeyen, saltanatı ve halifeliği elinin tersiyle iten bir dünya lideri!!! Kendime direnecek daha fazla dayanak buluyorum, umutlanıyorum o şanlı Gazi’yle.
Öyle ya isteseydi bakan, vekil, saray yamakçısı, padişah, halife, hem padişah hem halife bile olurdu…. olmadı, istemedi, milletinin bağımsızlık ve haysiyetini düşündü.
Komik ama söylemeden edemeyeceğim. Siz de lütfen düşünün; Atatürk o zaman padişahlığı ve/veya halifeliği kabul etseydi bugün ona dil uzatma haysiyetsizliğini gösterenler huzurunda secde ederdi. Yanılıyor muyum? Bu bile O’nun nasıl bir doğru tercih yaptığının en büyük delili.
Satın alınmak zayıf karakter meselesi, iradeyi teslim etme adiliği, ot gibi yaşamı, köle gibi kulluğu kabul etme erdemsizliği. Bu küçük insanlar için…
Satın almak hadsizler, hukuksuzlar için bir araç. Adileri, ruhsuzları, hainleri, dönekleri, akılsızları, zavallıları taraflarına çekmek için üç kuruş parayla.
Bir kere düşünülsün ki biri sizi tarafına çekmek istiyor ve ikna etmek yerine size bir bedel teklif ediyorsa mesele kökten yanlıştır. Haklı olsa sizi iknaya çalışır. Sizi parayla satın almaya çalışıyor ki davası tamamen çürük.
Siz aksini düşünürken satın alınabiliyorsanız da ailenin, sülalenin yüz karasısınız demektir, aile şerefine leke sürdünüz demektir. Buna değer mi?
En ufak işlerde, ihalelerde, seçimlerde, aile kararlarında dahi rey hakkınızı para ile satıyorsanız, diğerlerine de saygısızlık ve haksızlık ediyorsunuz demektir. Çünkü muhakkak ki sizin oy kullandığınız çözüm yanlış ve aileyi, şirketi, milleti o yanlışa mecbur ediyor, zulme iştirak ediyorsunuz üç kuruş bedel karşılığı.
Yanlış kader edilince vebalden korkmaz mısınız? Bana ne diyemezsiniz. O şehit kanlarında, o mali külfetlerde, o yanlış gidişlerde, o adaletsizliklerde her neyse… sizin de katkınız var. Kurtulamazsınız bedel ödemeden.
Bedel aldınız ya o iş için…. o bedeli hak sahibine elbet geri ödeyeceksiniz emin olun.
Yargıçsınız, avukat veya savcısınız…. satın alınıyorsanız…. vay size. Müteahhit noksan malzeme kullanıyor ve siz kontrol mühendisi olarak buna göz yumup üç kuruş para alıyorsanız gizli saklı …. vay size.
İhaleye fesat karıştırıyorsanız, dava dosyasından belge kaçırıyorsanız…. vay size.
Ruhunuz, inançlarınız, temiz geçmişiniz, iradeniz, namusunuz…. o paradan daha mı az kıymetli?
bence satın alınanlar olduğu için satın almalar bu kadar cüretkar. Bu kadar çok satılık adam olduğu için hırsızlık kader olmuş vaziyette. Toplum satın alınanlar nedeniyle mahkum olduğu kaderlere o kadar alıştırılmış ki satın alanlar keyif çatıyor….
O halde erdem ve haysiyet için, şeref ve onur için yaşamakta fayda var.
Aile içi, toplum içi, iş içi, millet içi tüm meselelerde satın alınamayacak nesiller yetiştirmek eğiticiler olduğu kadar ailelerin de görevi. Çünkü en yakın ve güçlü örnek ailedir. Siz bugün ufak bir mesele için dahi ruhunuzu satarsanız, oğlunuz yarın büyük işler için ruhunu, bedenini satmakta sakınca görmeyecektir.
Fakirlik, yokluk, açlık ve hastalık bahane olamaz. Çünkü bunları veren, o parayı verenler değil, Yüce Allah’tır.
Siz bahanelerle maddiyata teslim olursanız maneviyatınızı terk etmiş, şeytanlara teslim etmiş olursunuz ki değmez.
bence… kendinizi satmayın. Ne düşünüyorsanız, ne hissediyorsanız, ne okuduysanız o…. Doğru ve gerçeğin takipçisi olun, haklıdan yana olun. Çünkü diğer taraf karanlık ve acı verici. Eğitimsiz, muhtaç bile olsanız hakkaniyetten, haysiyetten ayrılmayın.
herkes ölecek, geriye miras bırakamasanız da şerefli bir hayat bırakın miras olarak evlatlarınıza.
O satın alındığınız bedelle ancak bir iki gün rahat edersiniz, yahut bir kilo kıyma alırsınız. Ya sonra?