Herkesin bakışı ve anlayışı farklı olmak zorunda
Yakınlarınızla film gecesi yaptınız. Duygusal bir film açtınız; TİTANİC.
Aşk yaşandı, batmaz denilen gemi battı. İnsanlar öldü. O anlar derin sulara gömüldü.
Alt yazılar geçerken göz yaşlarınız süzüldü dudaklarınıza doğru usul usul.
Aklınızdan neler geçti? Film sizde ne izler bıraktı?
1. Allah çok büyük. Bak batmaz denilen gemi nasıl battı. Kibir insanın en büyük düşmanı.
2. Alt kattakiler boğuldu, üst kattakiler nispeten kurtuldu. hayat bu kadar adaletsiz ve zenginden yana.
3. Büyük bir aşk yaşanamadan bitti. Ayrılıkların en acısı ölüm. Sevdaların en yücesi de fedakarlıkla gelen.
Üç örnek verdim. Daha çok yorum çıkar ama bahse girerim ülke çapında bir araştırma yapılabilse herkes çok farklı yorum ve hisler aktaracaktır. Aynı filmden, aynı sahnelerden, aynı olaya.
Bu olmak zorunda zaten. Yadırgamamak lazım.
Duygusal bir genç kızın, sevgilisiyle izlediği bu film, romantik duyguları kabartır, birleşemeyen aşkları anımsatır ve ayrılık korkusunu pekiştirir. Kalp hızlanır, eller terler…. Gemidekiler ölünce üzülür.
İlahiyatçı, radikal, muhafazakar ya da maneviyatı yüksek biri bu filmi Allah’a rest çekme olarak görür ve sevinir filmin sonunda gemi battı diye.
Sosyal içerikli, sosyalizme yakın hisler içindekiler ise aşağı kattakilerin ölüşüne sebep yukarıdakileri görür ve ölen her zengin onu mutlu eder, ölen fakirler için döker göz yaşlarını.
Bazı duygusuzlarsa filmi eğlence, turizm, yaz tatili diye izler…. (Bunu dipnot diye söyledim.)
Bunların her biri gerçektir, adildir, normaldir. Bu örneği şu yüzden verdim; günlük hayatta hani bazılarına bazı şeylerden dolayı kızıyoruz ya…. kızmayın. Çünkü o kişinin o olaya yaklaşımı, bakışı, o olaya ait menfaati sizinkinden çok farklı.
O kendisine göre tepki veriyor sizin baktığınız açıya göre değil.
Bunu yapmak zor biliyorum ama gerçek bu.
Trafik kazasında ölen var, kurtulan var. Ölenin ailesi ağlarken, kurtulanın annesi sevinç göz yaşları döker, dökmek zorunda.
Yandaki ekinini böcekler yemiş ve parasız kalacak çiftçiyi düşünmeden, iyi mahsül alan çiftçi sevinir…. Kural bu.
Sınıf birincisi, ikinciyi geçtiği için sevinir, ikinci birinci olamadım diye hırslanır ve düşman olur birinciye. Gerçek!
Bu yüzden…. nasıl yetiştiysek, nasıl eğitim aldıysak ona göre tepki veririz ve bencil olmak da yanlış yok.
Yanlış abartmakta, düşüncesizlikte, saygısızlıkta, aşırıya kaçmakta, mutlak iyiden uzaklaşmakta.
Yandakinin acısına rağmen orada sevinmek hata. Kibirle büyüklenmek hata. Aklı kenara koyup hissi davranmak hata. Ders almamak hata, çalışmamak hata, hakkaniyete zarar vermek hata, hile yapmak hata.
Titanic gemisine nasıl bakarsanız bakın…. gerçekler ortada. Sınıf farkı her daim var….. insanın ticari kibirle büyüklenmesi her an yaşanıyor, kavuşamayan aşklar sokaklarda kol geziyor, banklarda kazılı ayrılıkların isimleri….
Ama gerçek yalın değil…. tek doğru yok bu konuda.
Yukarıdaki bakış açılarının hepsi doğru. Herkes haklı kendisince.
Ama mutlak doğru doğrunun da doğrusu. Bileşkesi gerçeklerin. Akla uygun olanların tamamı. Hakkaniyetli açıların tümü.
Bu sebeple insan geniş perspektiften bakabilmeli olaylara, başkalarıyla empati kurabilmeli, anlayabilmeli diğerlerini, olayı tüm yönleriyle çıplak olarak görebilmeli….
Sadece duygusal, sadece mantıklı değildir hayat. Bazen diğerini ister. Bazen yumuşamalı kalpler, bazen sertleşmeli….
bencil olmalı insan, olmak zorunda ama diğerlerini yok etmek ya da yok saymak yanlış olan.
Her fikre saygı duymalı insan…. kabul etmese de. Herkesin bakışı ve anlayışı farklı olmak zorunda.
Bunu yapamadığımız için çatışıyoruz hayatla, bir olamıyoruz, mutsuzluğumuz bu yüzden.
bence.
Bu dediklerimi başkalarını yargılarken de aklınızdan çıkarmayın. Çünkü hayatta en kolay şey başkalarını suçlamak ve kendisini aklamaktır. Ne demiş adam mazeretim olsun, param olmasa da olur. Suçlamaları mazeret yaptığımız sürece….. başka fikirleri duyamadığımız sürece insan kalabilmemiz bile mümkün değil.