Hayatınızdan memnun musunuz ?
Geçenlerde bir yazı okudum…. hayat ve mutluluk üzerine. Düşüncelerimin aynası gibiydi ve bu konuda bir kez daha yazmak istedim.
Hani para mutluluk getirmez diyordum eski yazılarımda… Şimdi biraz daha ileriye gideceğiz.
Size sorsam mesela hayatınızdan memnun musunuz diye? Kiminiz evet, kiminiz hayır diyecek düşünmeden. Sıkkınlıklarınız, sıkıntılarınız, hayal kırıklıklarınız var…. bu yüzden. Kısmen de haklısınız hayır demekle çünkü hayallerimizi bile çaldılar bazıları ama yine de… konuyu daha bilgece ele alalım.
Mesela çocuğunuz çok yaramaz, kırıp döküyor, ya da dersleri kötü, sizi yoruyor…. siz mutsuzsunuz, yorgunsunuz, o çocuk doğmadan evvelki rahat günlerinizi arıyorsunuz….. ama biliyor musunuz ki o çocuğa sahip olamayan dünyada milyonlarca insan var, tedavi gördüğü halde anneliği tadamayan, anne olamadan, baba olamadan ölenler var. Hatta evlenemeyenler var…. Yaramaz çocuğun hayalini kuran milyonlarca insan var dünyada.
Üç beş kuruş birikiminiz var, araba ya da ev almak istiyorsunuz ama yetmiyor paranız. Mutsuzsunuz bu yüzden. Ama dünyanın bir yerlerinde sizin o az bulduğunuz paraya muhtaç milyarlarca insan var, borç içinde yüzen, yiyecek ekmek bulamayan…. O sizin beğenmediğiniz, az bulduğunuz para onların hayallerini dolduruyor.
Eviniz dar geliyor, eski, mobilyalar banal…. evi olmayan milyonlarca insan var dünyada. Tek hayalleri ufak da olsa bir ev sahibi olmak ve kışın üşümemek sokaklarda…. yazın kavrulmamak, ıslanmamak yağmurda. Akşam işten sonra gidecek bir yerleri olsun diye hayal edenler var…
Ufak rahatsızlıklarınız var, belki ameliyat olacaksınız, bir yeriniz ağrıyor ne bileyim… Mutsuzsunuz. Ama öyle dermansız hastalıklarla boğuşan insanlar var ki sizin bu şikayet ettiğiniz rahatsızlıklara dünden razılar…. hayalleri ölümcül hastalığı yenmek ve sıradan insanlar gibi basit hastalıklar geçirmek ve daha uzun, bir kaç sene daha yaşamak hasta dahi olsalar.
Yemeği beğenmediniz, yarısını döktünüz, o sofra, o menü, o bulaşık size zor geliyor…. Oysa milyonlarca insan var yemeğini bulamayan, yemeğini sofrada yiyemeyen, sizin attığınız o fazlalık yemekleri bulamayan…. Hayalleri onların sıcak bir yerde nezih sofralarda yemek yiyebilmek… en kötüsüne razılar yemeklerin…
Eğlenceler monoton geliyor, alışverişler sıkıcı, partiler gürültülü…. mutsuzsunuz. Ama dünyanın pek çok yerinde savaşlar var…. o ülkelerin insanları eğlenmeyi unuttular yıllardır, parti nedir bilmiyorlar, alışveriş imkanları bile yok…. Yorulmak, dükkan dükkan gezmek hayalleri ama mermilerden başlarını kaldıramıyorlar, çocukları ölüyor sokaklarda oyun oynarken bombalarla…
Bence mutluluk sizinle… şımarıklık etmeye hakkımız yok. Şükretmek gerek.
Sahip olduklarımızdan daha fazlasını isteyerek açlıklarımızla adileşiyoruz…. oysa değer bilmek gerek elimizdekilerin. Sağlık gibi, ev gibi, yemek gibi, barış gibi, para gibi, çocuklarımız gibi.
Çok’un sınırı yok. Her şeyin daha fazlası var, onun da daha fazlası. Bu açlığı doyurmak mümkün değil. Ama tevazu, minnet, değer bilmek…. hayatı mutlu etmeye yeter.
Gözlerimiz hep yukarılarda…. zengin malikaneler, çok katlı gökdelenler, holding patronlarının yaşamı……
Sağlıksız insanlar çoğu, çocukları yok, dostları yok samimi, paraları endişelere boğuyor onları, düşmanları çok fazla, rekabetten strese boğuluyorlar, uyuyamıyorlar geceleri… açlar var, savaşanlar var, karda uyuyanlar var diğer yanda.
Elimizde ne varsa hayatı onunla yaşamayı öğrendiğimiz gün mutlu olacağız.
Zenginler mutlu değil, olsaydı hepsi mutlu yaşardı…. Güzeller mutlu değil, olsaydı hepsi mutlu yaşardı…
Nice fakirler var mutlu, dostlarıyla sarmaş dolaş, samimi ve basit hayatlarda…
Bence Hayatınızdan memnun musunuz ? sorusuna cevap verirken iki kere düşünmek gerek…. Bizden daha zor durumda olanları dikkate alarak, daha yukarıdakilerin hayatlarına özenerek değil. Çünkü bence mutluluk; sağlık, afiyet, dostluk ve huzur demek. Bunlarınsa parayla çok yakın ilgisi yok…