Hayatı kitap gibi okumak
Okumak ilginç ve çok geniş kapsamlı bir eylem. Çünkü içinde merak etmek, araştırmak, öğrenmeyi istemek, anlamak, boyut değiştirmek, hafızaya yerleştirmek, hayata yansıtmak, kendine tatbik etmek, hayalleri dizayn etmek, doğrusunu öğrenmek gibi sayısız alt eylemi içerisinde barındırıyor ve aslında görmek-okumak-anlamak ve öğrenmek bağlamında sayısız muammayı içinde bulunduran kutsal bir hediye.
Okumak ne okuduğumuza göre de değişen bir kavram.
Mesela kitap okuruz, roman, şiir, araştırma yazısı, gazete… Öğrenir, haber alır, duygulanır, kendimizi eğitiriz, okullarda çocuklar bu sayede bilgilenir.
Mektup okuruz sevdiğimizden, asker oğlumuzdan, yârimizden gelmiş… bazen acı bazen tatlı haber barındıran…
Prospektüs okuruz mesela, kullanma kılavuzu yahut bilgilendirme formu yahut sözleşme… dev işlerden önce, yeni televizyon aldığımızda, işe girerken, ilaç içerken, kredi çekerken…
Gazel okuruz uzun uzun…
Martaval (uydurma söz ya da haber, yalan, palavra) okuruz, yalan haberler çıkar ağzımızdan…
El okuruz ortağımızın briç oynuyorken…
Meydan okuruz düşmana, hasma, hayata…zorluklara…
Okul okuruz ilkokuldan üniversitesine kadar…
Soru okuruz, soruyu doğru okuruz, okumalıyız meseleleri çözebilmek için…
Gözleri okuruz kalp seslerini, gerçeği, vicdanları, söylenmeyenleri görebilmek için…
Oku emriyle başlayan Kur’an’ı okuruz inancımızı, ibadetimizi pekiştirmek, hakikati öğrenebilmek, ıslah olabilmek için…
Hayatı okuruz…. yaşamı okuruz…. aslında yaratılışı okuruz….. Kainatı, bedeni, tabiatı okuruz anlamak için, saygı duymak için.
Hani ayet diyor ya oku diye; işte o okumak gözün gördüğü, görmediği şeyleri okumak…. Kainatı, yaratılışı, bedendeki mucizeleri, tabiattan alınacak dersleri okumak…. Molekülden atoma, galaksiden güneş sistemine, mideden bağırsağa, akıldan kulağa, işitmeden görmeye, yeşilden mora, denizden dağa…. her şeyi okumak.
Hani okul bitirmemişe cahil diyoruz ya, hani bir parça kağıda basılı diploması olmayana iş vermiyoruz ya cahil diye…. öyle değil.
Gerçek cehalet ve cahil; aklı kullanmamak, sorgulamamak, etrafında olup biteni fark edememek.
Onlarca kitap ve okul okusanız da şayet hayatı okuyamıyorsanız, hayatın zorluklarına meydan okuyamıyorsanız…. okumamışsınız demek!
Hayatı kitap gibi okumak burada bahsettiğim. Her bir olayı, saati, kalabalığı, sorunu, işi, oluşu fark etmek, anlamını kavramak, öze inebilmek…. Diploma biriktirmek değil gayem. Makamlara gelmek de değil. Buralardaki cahillerin durumu değil okumaktan anladığım.
Okumak bence bilgelik, alimlik, bilimsellik, gerçeklik, adaletçilik, insan sevmecilik, tabiatı dost edinmecilik, soruları çözebilmecilik…
Gerçek bilge bana göre hayat kitabını okuyan, bitiren değil çünkü bitirmek mümkün değil, okumaya devam eden kimse demek. Her bir sayfada mucizeler karşısında ağzı açık kalan araştırmacı ruh demek, söze, maziye, sahte ve yalana kanmayan, gerçeğe teslim olan ruh demek. Mücadeleyi ve haklı isyanı esas alan mücahit ruh demek….
Yoksa o okunanlar ne işe yarar? İsyan zulme ses yükseltmek, yanlışa, süregelen sapmalara direnmektir. Okumak zulmü getirmiyorsa, neye yarar? Hz. Musa mesela…. asilerdendir, yanlışa, firavuna isyan edebilmesiyle. Bu yüzden büyüktür.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk mesela…. okuduklarıyla zulmü tanımış, cehalet ve bağnazlığı görmüş, haksızlığa ve adaletsizliğe isyan edebilmiş asi ve asil bir ruhtur…
İsyan ettirmiyorsa okunanlar geçersizdir, köhnedir, yanlıştır, nafiledir.
İsyan ettiren bilgi uyanışa çağıran gerçek, yalın, faydalı ve yasal olandır.
Okuyun…. Kur’an emrine uyarak, hayatı, yaratılışı, kainatı, bedeni, tabiatı…. boş boş bakmayın. Boş şeyler okumayın yanlışa sürükleyen, uyuşturan, kandıran…
Okuyun ve adam olun babanız gibi…. eşek olmayın. Çünkü okuduğunu anlamayana Kur’an (Tevrat ve Yahudileri örnek vermiştir) kitap taşıyan eşekler örneğini vermiştir.
Kitap taşıyan, bilgi ve diplomayla dolu ama durumu, gerçeği, olup biteni anlamayan eşeklerden olmayın.
Dininizi de anlayarak, ana dilde okuyun, faydalı, bilimsel, değer katan, milli olan şeyleri de okuyun, sevgiyi ve adaleti yücelten bakışları da, kalp serzenişlerini de, gök gürültüsünü de, kuşların kanat seslerini de, denizlerin dalgasını da, depremleri de, fırtınaları da, yıldızları da, bulutları da okuyun….
Okuyun ki cahil kalmayın, kanmayın, kandırılmayın.
bence.
İnsan okumalı, okuduğunu anlamalı, ana dilde düşünmeli ve doğrudan yana yaşamaya azmetmeli… Sanal alemlerden, gerçek dışılıktan hayır yok. Sayfaları istediğiniz kadar çevirin, defalarca okuyun o eser size gerçek ışığı gösteremiyorsa bir arpa boyu ilerleyemezsiniz ve hayatı okumayı, zorluklara meydan okumayı bilmiyorsanız, başarı, zafer, mükafat sizin için hep hayal olarak kalacaktır.