Hayat okulunun öğrettikleri
hayat akıp gidiyor. Siz fark etmeseniz de, kaçsanız da öyle. Yaşlanıyoruz, tükeniyoruz, büyüyoruz…. zamana karşı koymak mümkün değil. Acısı ve tatlısıyla bir sonraki safhaya geçiyoruz her gün, her ay.
Hem sınav oluyoruz, hem yeni bir şeyler öğreniyoruz girdiğimiz her ikili mücadelede futbolcuların yaptığı gibi. Topa girdiğimiz her an varız, isteklerimiz, gerçeklerimiz, hayallerimiz var… rakibinde var…
Çevremizdekilerle, hayatla, gerçeklerle mücadele, rekabet halindeyiz her an… iyi veya kötü anlamda.
Susmayı öğretiyor hayat bize, konuşmayı en istediğimiz anlarda bile… yutkunmayı.
Gitmeyi öğretiyor hayat ne kadar kalmak istesek de…
Gülmeyi yasaklıyor, göz yaşı döktürüyor, sabretmeyi öğretiyor beklerken bekleneni cam önlerinde.
Vazgeçmek kolay değil diyor bir yandan, diğer yandan boş ver gitsin diyor.
Hayat kendimizle baş başa kalmaktan korkmayı öğretiyor. İç sesimizin yaptığımız yanlışları söylemesinden korktuğumuzu…. radyonun sesini kısar gibi iç sesimizi kesiyoruz…
Hayal kurmayı ama hayal etmemeyi öğretiyor hayat… bol kepçe vermiyor temiz kalanlara, altın yürekli saflara, parıldayanlara, mazlumlara…
Ağlamayı öğretiyor hayat… içten içten. Hıçkırıkları içe atmayı, göz yaşı dökmeden ağlamayı öğretiyor.
Sevgiyi umudu bulamamayı, yanlış sevdalarla avunmayı, kendini kandırmayı öğretiyor hayat…
Titreyen elleri, terleyen elleri, uzanan elleri, ayrılan elleri yaşatıyor dönem dönem…
Temiz kalmayı bekliyor hayat bizlerden ama kirletmek için zorluyor, masumiyeti istiyor hayat ama caydırıyor hain tuzaklarıyla…
Yaşamı sorgulatıyor bir yandan, bir yandan boş vermişliği özendiriyor…
Unutmayı öğretiyor hayat, yok saymayı, maziye gömmeyi ucu kıvrık fotoğrafları… kötüleri, gidenleri, aşkları, acıları…
Pişmanlıklarla yaşamayı öğretiyor hayat… Keşkelerle dolduruyor maziyi.
Cesaret edenleri seviyor ama yere çarpıyor cesurları acımasızca… Hem teşebbüs etmeyi özendirip hem elini taşın altına koyanları yoruyor…
Yoruyor hayat insanı… erken yaşta içi geçiyor umut ve sevgi yoksa… insanın.
Tek başına ayakta kalmayı öğretiyor hayat, kazık yiye yiye… Kendinle dost olmayı, sokaklarda yalnız dolaşmayı….
Affetmeyi öğretiyor hayat, içinde fırtınalar esse de…
En kızgın olduğunda dilini düğümlemeyi… tebessümleri öğretiyor en acısından..
Değerleri öğretiyor hayat gidenlerin, kalanların, yanındakilerin, karşındakilerin…
Her olayda, her sınavda, her temasta, her aşkta, her işte başka şeyler öğreniyor insan… Biraz daha büyüyor.
Hayat acımasız olabiliyor bazen… bazen de meltem dalgaları kadar uysal… Hırçın dalgalarla mücadeleyi de öğretiyor hayat, rüzgarsız denizlerde ilerlemeyi de usul usul…
Zevkleri, heyecanları da öğretiyor, yokluk ve sefaletleri de…
Sırf mutluluk, sırf keder, sırf özlem yok hayat derslerinde…. hepsi var… karma eğitim adeta.
Mesele dik kalmakta, teslim olmamakta acılara, zalimlere, gidenlere, hak yiyenlere…
Tükenişi, dirilişi, bitişi, yeniden doğuşu öğretiyor hayat… en yıkıcı depremlerimizden sonra bile.
Hayal ve umudu yaşatmayı öğretiyor hayat yarınlar için.
Hayat okulunun öğrettikleri bizi biz yapıyor her nefesiyle, dokunuşuyla… Biz bugün neysek…. hayat bizi o hale getirdiği için…. acımasızsak, sevgi doluysak, umutsuzsak yaşadıklarımızın izleri… ama dedim ya sevgi ve umut yaşatacak bizi, hayal kurmak özgürce… çünkü bir gün gelecek her şey çok güzel olacak… yahut tüm acılar bitecek iki metrekare toprak içinde…
bence.