Hayaller idealler ve gerçekler
İnsan hayatı heves ve arzular toplamı olarak özetlenebilir. Her yaşın ayrı bir beklentisi, her işten arzu edilen büyük bir hasıla vardır. Topyekun ömür içinse her bireye ait hayaller söz konusudur. Bu mutlu bir yuva olabileceği gibi, sağlıklı bir yaşam, dağda bir ev yahut çok çocuk olabilir. Bu hayaller hayata tutunabilmek için olmazsa olmazlarımızdır.
Diğer yandan ideallerimiz vardır; para kazanmak, mertebelere yükselmek, mevkilere gelmek gibi. bunlar daha ziyade fiziksel arzulardır ve sert disipline ihtiyaç duyarken sınırsız hayal dünyamızın tersine genelde sınırlıdırlar.
İdealler ve hayaller arasındaki denge ise karakterimizi teşkil ederken, tempomuzu, hayata bakış açımızı da belirler. Nihayetinde insan nasıl et ve ruhtan ibaretse, felsefi olarak da hayaller ve ideallerden teşkildir.
Lakin hayatın kendisi kişilerle çoğu zaman aynı fikirde değildir. Gerçekleri ve şartları vardır. adil olmak zorunda olmayan hayatın türlü oyun ve tesadüfleri de söz konusudur. İnsana düşen bu sert rüzgarlara rağmen tutarlı, hesaplı ve elde edilebilir hayal ve idealleri yaşatabilmektir.
Hayalperest veya maceraperest olmak gerçekleri göz ardı etmek demek olacağından çoğu zaman hüsranı getirir beraberinde. Yani gerçekleri ki bunun alt kümesinde imkanlar, kabiliyetler, sınırlar, kapasiteler vb. gibi pek çok temel argüman vardır, dahası sadece bize ait olmayan ve etrafımızca şekillenen katmanlar da söz konusudur, yok sayarsak, ya da hafife alırsak ağır darbeler yemeye de hazır olmak gerekir.
Hayallerin veya ideallerin peşinden makul ölçüde gitmek bir yaşam tarzıdır ve fakat az önce sayılan hayalperestlik yahut maceraperestlikten farklıdır. bu kesim insanları yurdun veya toplumun ruhu ve bedeni olarak telaffuz etmek doğru olabilir.
Hayaller olmaz ise elbette yarınlar şekillenemez ve fakat idealler ve o idealler uğruna ölenler olmazsa da varlık devam edemez.
Gençlerin yazık ki çoğunu hayalci, çok azını idealist tarif etmek durumundayız ki en büyük idealist Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ayak izinden yürüyen az sayıdaki genç olmasaydı tekamül de, ilerleme de olamazdı. idealistler için o hayaller elbette ilham vericidir ve o hayalcilerden bazen yardım da alırlar ama gerçekler…. idealistlerden, gerçekçilerden yanadır.
Hayal kurun… idealleriniz olsun…. ve fakat her daim ayaklarınız yere düz bassın ve sırtınızı kimseye değil ama bilgiyle yoğrulmuş özgeçmişinize, haklı ve tarafsız öngörünüze yani duvara yaslayın.
Göreceksiniz ki hayat böyle çok daha kolay olacak… çünkü hayaller idealler ve gerçekler can damarlarımız, hayat tutamaklarımız…