Hakkaniyet
“Hakk” ismi Allah’ın 99 isminden biridir. Haktan, adaletten, Haklı olmaktan, hakkı korumak ve ödüllendirmekten gelir. Dinin ve hayatın tam ortasına hakkı, haklılığı koymak demektir. Adalet, merhamet, şefkat gibi nice ulvi değerin çıkış noktası da bu kelimedir.
Hakkın en büyük koruyucusu Allah olduğu için zaten biz haksızlığa maruz kalınca işi Allah’a havale ederiz.
Yalnız hakkaniyet kelimesi hepimiz için aynı ulvi ve güzel anlamı ifade etmiyor. Bazıları için kazanmak, elde etmek, ne olursa olsun haklı çıkmak anlamı taşıyor mesela. Eşitlik, suçsuzluk çok anlam taşımıyor bize dokunmadıkça ve kazanmak için feda ettiğimiz onlarca değer arasına atıyoruz hakkaniyeti kolayca. İstiyoruz ki hakkaniyetin kural koyucusu kendimiz olalım. Bu nefsin en aç ve acımasız hali ama anlayabilene.
Eşitlik, adaletin kardeşi. Yani hukuk ve Allah önünde (iman penceresinden) herkes eşittir, adil yargılanmayı hak eder. Bu dünyada da ahirette de. Hakkaniyet işte bu adil olma halinin anlamıdır.
Değişik mazeretler üretsek de, halı altına süpürsek de, bir defadan bir şey olmaz desek de… olur, zarar verir, hesaba dahil edilir. Hiç bir mazeret nasıl başarının yerini tutamıyorsa, adaletin de mazereti, nüansı olmaz. Kimse için olmaz.
Allah hak’kı sever, haklıyı sever ve korur. Maun suresini iyi okumanızı tavsiye ederim. Birinin, başkalarının, halkın, toplumun, insanlığın hakkını yemek ise çok feci bir şey. İnanıyorsanız her şeyin bir hesabı ve hesaplaşması var. Tüm haklar şimdi ya da sonra, bu dünyada ya da ahirette mutlaka sahibine geri dönecek. Bu yüzden hak yemekten kaçının. Bu dünyada helallik almak para ile veya kuru özür ile mümkünken ahirette bu sevaplarınızdan vermek şeklinde gerçekleşecek mutlaka. Boynuzlu hayvanın boynuzsuzla helalleşeceğini aklınızdan çıkarmazsanız hakkaniyetin ne denli önemli olduğunu da anlamış olursunuz.
Hakkaniyetli olmak, haktan yana, doğrudan yana olmak demektir, şahitlikten kaçınmamak, şahitlik ederken ana baba aleyhine bile olsa adaletten sapmamak demektir. Öyle miyiz?
Müslümanız Elhamdülillah. Ama ya hakkaniyeti es geçişimiz?
Tarafsız, eşit, doğru sözlü olmak haysiyetli yaşam için de şart. Toplumda saygı görmenin ilk kaidesi bu. Şayet adaleti ve hakkaniyeti terk ederseniz birilerince mükafatlandırılırsınız, paranız, arabanız olur bir kısa zaman içinde, hapisten kurtulursunuz, paranız cebinizde kalır ama o yediğiniz, yedirdiğiniz haklar boynunuzda asılı durmaya devam eder, hakkı sahibine iade edene kadar. Siz hak yemeseniz de, hak yiyene destek verirseniz o haksızlığa ortak olursunuz ki bu cinayete ortak olmak gibidir.
Bu nedenle zarar da etseniz, dostta kaybetseniz, mal yitirseniz de hakkaniyetli olun, haklıdan yana olun.
Bence.