Google’ın sevdiği ve sevmediği siteler
Google en çok kullanılan arama motoru internette. Pek çok site sahibi Google’da ilk sıraya çıkabilmek için SEO yani “Search Engine Optimization” yani Arama Motoru Optimizasyonu‘na müracat eder. Kimi başarır ilk sayfada yer almayı kimi uzun emeklere rağmen alt sayfalarda kalır. Önemsiz görülebilir ama ziyaretçilerin ancak % 10’u arka sayfalara bakar sörf yaparken. Bu ise görünmez olmak kaderi demek. O kadar emek ve masrafa rağmen görülmemek hoş bir şey değildir.
Google’ın algoritması tam olarak bilinmiyor. Bir sır. Ama ip uçları var nelere dikkat ettiğine dair. En azından hileyi sevmiyor mesela… er geç fark ediyor ve cezalandırıyor. Biraz yavaştan aldığı doğru incelemelerini ama haklı çünkü o bile bir kaç kez çöktü ve sürekli spamlarla, saldırılarla uğraşmak zorunda.
Buna rağmen sevdiği ve sevmediği siteleri maddesel olarak dizmek aşağı yukarı mümkün. Elbette ilk sırada ziyaretçi sayısı geliyor ki gerçek ziyaretçi alabilen sayfalar reklam değerleri de yüksek olanlar. Ayrıca Google’ın Adsense yani reklam uygulaması çok yaygın ve güvenilir. Bu sebeple seçim ve sıralamalarında doğal ve özgün olanlara öncelik veriyor.
Google sonuçta kaleme alınmış bir bilgisayar programıyla ve yapay zeka dedikleri bir algoritmayla yapıyor otomatik işlerini, istek ve şikayetleriyse manuel olarak inceliyor anladığım kadarıyla. Dahası içeriklerde de yasak kelimeler arıyor ve yasa dışı olanlar, müstehcen olanlar başta olmak üzere pek çok dikkat ettiği husus var. Bu ilk bakışta siyasi bir squeeze (sıkıştırma) gibi görülebilir . Öyle de. Mesela Atatürk kelimesine yasak koyarsa o kelimeyi içeren başlık ve metinlerin hiç biri okuyucuya ulaşamaz. Bu tarafsızlık ilkesine aykırı ama imkan dahilinde.
Google kullanıcılarına en temiz ve en alakalı sayfaları sunmak için sürekli geliştirmeler yapıyor. Bu anlamda kızdığı siteleri cezalandırıyor, geçmişiyle birlikte hatırlıyor, saf dışı bırakıyor hatta. Ayrıca kendi arama casuslarının siteyi ziyaret ettiğinde içerik hakkında kolay ve hızlı bilgi alabilmesini şart koşuyor meta etiketler vs. yoluyla. Bu da site sahiplerini temiz ve sorunsuz, anlaşılır bir site kurmaya mecbur ediyor.
Google’ın kızdığı ve sevmediği sitelere dair şunlar denebilir;
Kopya içeriklerin ağırlıkta olduğu özgün olmayan siteler.
Web sitesinin başlık, tanımlama, anahtar kelimelerini uygunsuz girmiş ya da hiç girmemiş siteler.
İçerikle uyumsuz meta verileri kullanan siteler.
Kullanıcıyı aldatmaya yönelik faaliyet gösteren siteler.
Yazılarda spam sayılabilecek düzeyde çok fazla anahtar kelime kullanan siteler.
Aşırı düzeyde backlink ve site dışı seo çalışması almış siteler.
Ziyaretçilerini kandıran ya da farklı içerik ve reklamlara yönlendiren siteler.
Güncel olmayan, güncellenmeyen siteler.
İstikrarsız siteler (zamana yayılı ve makul periyodik yaygınlık göstermeyen siteler)
Google’ın sevdiği ve desteklediği sitelere dair de şunlar denebilir;
Sürekli güncel kalmayı başaran ve yeni içerikle istikrarlı bir şekilde beslenen siteler.
Ziyaretçisini aradığı doyurucu bilgiye ulaştıran kaliteli siteler.
Alanında bilgi açığını kapatacak kapsamlı içerik hazırlayan siteler.
Laf kalabalığı yapmayan yahut aşırı kısa olmayan siteler.
Ziyaretçilerini kandırmayan, bilgiye doğrudan ulaşmaya imkan veren siteler.
Yapay çalışmalardan sakınıp doğal süreçlerle beslenen siteler.
Çok ziyaretçi alan ve ziyaretçilerin uzun vakit geçirdiği siteler.
Her tarayıcı ile uyum sağlayan, mobil uyumlu temalara sahip siteler.
Kendi arama casuslarını değişik yollarla yasaklamamış siteler.
Site içeriğini sunmak anlamında kendisine güncel site haritaları ile yardım eden siteler.
Özetle;
Site adı ilk sayfaya çıksa bile orada kalabilmesi şartlara uygunluğunun devamına bağlıdır. Dalgalanmalar olsa da düzeyi ve sıklığı önemlidir. Sunilik varsa Google hemen fark eder. En önemli etken elbette doğal ziyaretçi sayısıdır. Google Chrome’un asli görevi de budur.
Google hafife alınmaması gereken bir alt yapıdır ve inatlaşmayı asla kabul etmez. Sanal ortam üzerinde nasıl hareket ettiğimizi – edeceğimizi bizden iyi biliyor. Bu bakımdan kaliteli içeriklerle beslenen kolay gezilir ve ziyaretçinin keyif alacağı siteler tasarlayıp hilelerden uzak durmak en akıllıca yol. Google prensiplerine uymayan sitelerin ücretli SEO desteği almaları bile durumlarını iyileştiremez.
Bence… ben de buna dikkat ediyorum, okuyucunun ilgisini çekebilmek ve ilk başlarda ziyaretçi sayısı olarak ayakta durabilmek çok önemli. İçerikler arttıkça ve kalitesi bozulmadıkça doğal olarak Google destek vermeye başlayacaktır. Ama dediğim gibi önce prensiplere uymak şartıyla.
Google’ın sevdiği ve sevmediği siteler için durum bu. Şart; doğal, güncel, ilgi çeken, gerçek bilgi, özgün içerik, doğal ziyaretçi, istikrarlı içerik üretimi, hilesiz optimizasyon…. ve tabi çok ama çok çalışmak.
Bence.